“Aşk nedir?

 Ben ol da bil” demiş Mevlana Hazretleri “Ben ol da bil!”

Bu yazıyı okuyup anlamak içinde âşık olmanız gerek. Bu aşk şu üç günlük dünyanın gelip geçici çerez aşkı olmayıp ötelerin ötesine duyulan hislerin aşkı olmalıdır. Mevlana okuyun bilin demek istiyorum burada, Yunus okuyun bilin, Hallaç olun bilin, Nesimi olup bilin, Mecnun olup yaşayın aşkı.

 

Sadede gelelim.

Yani aşka.

Sizi de bekleriz efendim, ‘AŞK’A…

 

Doğduğum günden öleceğim güne kadar aşkla çarpan bir yürek saklı sol yanımda. Bu yolda ne bir tıkanıklık ne bir tekleme ne de bir kriz olsun isterim. Çünkü bir an bile aşksız geçmesin isterim ömrümde eğer aşksız geçerse boşa geçmiş olur yaşamım, israf etmiş olurum aşkı.

Yücelerin yücesine kanat çırpmak içindir aşk.

Ummanların ta ötesine kulaç atmaktır aşk.

Rabbi bilmektir aşk, rabde yok olmaktır aşk.

Rabbe çıkmayacaksa bu yol; yol değildir.

Rabbe atmayacaksa bu kalp; kalp değildir

Rabbe bakmayacaksa bu göz; göz değildir.

 

Bir sefere çıktık ki maddi olan hiçbir şey yük değil bizlere. Kalbimizde aşk yükü,

taşırız terimizin son damlasına kadar. Yorulmak yok bu seferde, hasret var vuslat var bir tek. Mevlana Hazretleri gibi Şeb-i Arus var nihayetinde bu seferin. Ne güzel bir sefer ne güzel bir yol, ne güzel bir dava.

 

Aşk deyince aşka gelirim aşkla bakarım âleme. Sövene dövene vurana kırana acırım ama aşkın hürmetine aşkla bakarım yine. Güzel olana harika olana muhteşem olana daha bir şevkle bakarım yine. İlahi olanı ararım hepsinde. İyisinde kötüsünde kralında kölesinde katilinde maktulünde Aşk bir damladır ve yok olmaktır tek gayesi ummanda. Aşk bir sitaredir ve kaybolmaktır büyük boşlukta tek gayesi. Aşk bir noktadır ve Elif’te bir mana bulmaktır tek gayesi.

Harcında bu âlemin aşk vardır, aşkında ilahi bir yan vardır. Yüreği bu aşk harcıyla yoğrulmayan ben aşığım demesin; nazarı bu aşk ışığıyla parlamayan ben aşkla bakarım demesin.

            ‘Aşk imiş her ne varsa âlemde’ diyen Fuzuli gibi bakıyorum fani olana. Aşkla bakıyorum aşk olsun diyorum mesela her işe, sağ olasın yerine aşkolasın diyorum,  hoşça kal deyince aşkça kalın diyorum, teşekkür yerine aşk üzre diyorum.

 

Kalp ruha demiş: “Ben severim âşık olurum ama nedense acısını sen çekersin!”

            Ruh cevap vermiş: “Sen yeter ki sev!”   Mevlana

Kalp sever ruh acı çeker. Hikâye bu… Güle ulaşan ele diken batar. Cennete giden yol cam kırıkları ile doludur. Atacağınız her kahkahanın içinde milyonlarca acı olacak. Yüreğiniz yeri geldi mi hüzünden bir tabaka ile dolacak, gözleriniz yaş yerine taş dökecek. Aşkın yoludur bu, aklın yolu değil.

 

 

            Yolu aşk olanın kalbi ne de saftır. Gönlü ne de kutsaldır. O yola revan olanın bahtı ne de Mecnun’dur. O uğurda adım atan ayaklar ne de temizdir, o yolda çırpan kanatlar ne de güzeldir. Hakka kanat çırpan bir kalp nasıl da kusursuzdur. Hakka önen bir gönül ne de mesuttur. Kıblesi kalp olmayan ne de noksandır, insanı esas almayan bir zihniyet ne de kısırdır. Aşk üzre kalp üzre yeri vardır herkesin her şeyin.

 

            Mutlak olandan kopup geldik amenna mutlak olana döneceğiz. Mutlak güzelden yansıyıp düştük âleme amenna mutlak güzel rücu edeceğiz. Var olmamızın gayesi var olanda kaybolmaktan geçer. Bütün yaratılmış olanlar yüce yaratıcının kudretinin tezahürüdür. Görebilene anlayabilene idrak edebilene fehm edebilene çok manalar katmaktadır. Bizler bir neyiz sazlıktan kopartılmışız ve o yüzden inliyoruz dertli dertli. Sazlık özlemimiz sazlık vatanımız sazlık ebedi olan mekânımız.

           

            Leyla’yı sevmeye başladıktan sonra ilahi aşka ulaşırız. Leyla bir araçtır bu aşkta. Leyla bu aşkın kıvılcımıdır sadece. Ahirde ‘Benim Leylam bu değil’ der Mecnun Leyla’ya bakarak. Çünkü aşkta makam atlamıştır. Bir güzellikten yola çıkıp sonsuz güzelliğe kavuşmuştur.

Leyla kim ola ki? Dünya gözü ile güzeldir Leyla, geçici olandır Leyla, solacak olan yitecek olan bitecek olandır Leyla.

Leyla’nın Leylalığı fani dünyadadır

Mecnun’un Mecnunluğu iki cihandadır.

 

            Aşk iki âleme hitap eder; bu dünya öte dünya için bir araç olur. Aşk içinde…

Rabbe duyulan aşk iki cihanı kapsar ve iki cihan insanı bir sarmaşık gibi baştan ayağa sarıp sarmalar.

            Aşk işte ne olsun?

Aşk işte!

 

( İlahi Aşk başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 16.05.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu