Çıkmaz sokaklarda kayboluşun tanıdık hazin öyküsüyüm.
Her şey ne kadar da birbirine benziyor..
Biberlerin de acısı olur aşkların da...
Oysa acı biber yerken ağlamaz insan,.. kayıtsızca akan damlalar dışında....
Hapishane kaçkını gibi hoyrat esen rüzgarların alışılmış sesi,
Her şey ne kadar da andırıyor seni..
Yokluğundan kalma eski bir alışkanlıkla özgürce akıtıyorum gözyaşlarımı.
Acı biber yediğimden değil, aşık olduğumdan..
Biberlerin de acısı olur, aşkların da...
Ama acı biberlere şiirler yazılmaz.
Kelepçelerini çözdüğüm yeminli sözlerin azat edilmiş günahıyım.
Yağmurlar altında beklemekten yosun tutmuş umutlarım gibi,
Caddeler güzelleştikçe gülüşüne benziyor..
Oysa caddelerin gülüşü olmaz, acı biberlerin aşkları olmadığı gibi...
Hem bu taşlar nereden bilecekler senin gülüşünü,
Hiç seninle acı biber yemedi ki onlar..
İnandığım bütün değerlerin firari bir sevdada yitip gitmesi gibi,
Her şey ne kadar da benziyor kaçak bakışlarına..
Bu benzerlikler deryasında ,
Teselli edişlerin bile acı biber kadar keskinken, niye değişsin gökyüzünün rengi ?
Geçmişin tozlu yollarında bırakıp en güzel yıllarımı,
Attığım her adım aydınlığa çıksın isterken,
Yine her şey ne kadar da yollarına benziyor.
Birbirine benziyor her şey,
En çok da acı-bibere , aşk- sana... 

 

( Acı Biber başlıklı yazı S.E.G tarafından 10.10.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.