Yalın ayak sevdaların dolaştığı ayaz bir şehrin ürperten yalnızlığında,
Gökyüzü yüzümü hep teğet geçerken, gece yorgun soluğuyla çöker üzerime.
Oysa sadece, yağmalanmış bir hayatın eteklerine tutunmaya çalışırken,
Ellerim esefle titremesin diye,
Yakamozların ışıltılarını ödünç almıştım, hepsi bu.
Ama artık, sokakların dışlanmış çocuğu gibi, daha suskun hayaller peşindeyim.
Oyunları uzaktan izleyen; hep kesik bir topun sahibiyken,
Dudağımda büzülmüş sızı küfre dönüştükçe,
Hiç bir duayı sabra eriştiremem biliyorum.
Merhamet kandilini söndürmüş, köşede hınzırca bekleyen korkularım;
Gördüklerinizden çok daha fazla militan bir karanlığın içinde,
Hırsımdan gıcırdayan dişlerimin arasında parçalanmış,
Ama yine de ağlatmayan kesif bir gururla yüklüyüm.
Ve ben artık, bütün seri aşkların suç ortağıyım.
Eşkalim, acemi bir aşığın şiirinde beni ele verir.
Oysa sadece,
Meneviş mavisi hasretlerin girdabında,
Çelişkilerle tutunduğum hayallerin ipini salarken,
Avuçlarım hasetle yanmasın diye,
Salkım saçak düşlerimi toplayıp, gökyüzüne uçuracaktım, hepsi bu.


( Hepsi Bu başlıklı yazı S.E.G tarafından 22.10.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.