Güneş yine yeryüzüne elveda diyecekti yarım saat sonra . Elif okuldan henüz gelmemişti . Elif ‘ in babası Ahmet bey ise iş yerinden yeni gelmişti ve sabah acele ile evden  çıktığından Elif ‘ in odasını toplayamamıştı . Bu yüzden de kızı okuldan gelince odayı toplu bulsun diyerek Elif ‘ in odasını toplamaya başladı .

         İlk iş Elif ’ in yatağından başlayacaktı. Çünkü kızı uyurken epey bir dağınık yatmıştı . Eliyle yastığı düzeltirken birden  kızına verdiği pembe kapaklı defterin yastığın altında olduğunu fark etti ve defteri alıp Elif ‘ in çalışma masasının üstüne koyuyordu ki  defterin içinden üç sayfa yere düşüverdi .

         Bu sayfalar  Elif ‘ in annesine yazdığı mektuplardı . Bu mektupları okumaya başlayan Ahmet Bey birden beyninden vurulmuşa döndü . Bunca yıl kızını üzmemek için annesi hakkında pek bir şey anlatmamıştı .Ama görüyordu ki bu bir hataydı  ona annesini anlatmayarak iyilik değil kötülük etmişti . Böyle bir şey olacağı nasıl aklına gelmemişti ki . Neden ?

         Kızı annesine olan sevgisiyle alev alev yanıyordu . Yavaş yavaş hem annesinden uzaklaşıyor aynı anda da yaklaşıyordu .  Artık annesi hakkında bazı şeyleri bilmesi gerekiyordu . Elif ‘ in gelmesine daha yarım saat vardı . Ahmet Bey odasından  çok sevdiği karısıyla ilgili  sakladığı ne varsa çıkardı , önce fotoğraflar sonra birkaç  kaset . Tozlanmışlardı kasetleri temizledi . Birden zil çaldı Elif gelmiş olmalıydı . Kapıyı açtı güzel kızına gülümseyerek . Bu gün bir farklılık vardı babasında fark etti Elif ama üzerinde durmadı .

         Aradan birkaç saat geçmişti , Ahmet Bey için artık vakti gelmişti karanlıkların aydınlığa çıkmasının . Elif ‘ i yanına çağırdı ve Elif ‘ in  ’’ ne oldu ? ’’

sorusuna yanıt vermeden önce eşinin – yani Elif ‘ in annesinin  -  ve kendisinin olduğu o mutlu günlerde çekilmiş kasetleri koydu . Elif hiçbir şey anlamamıştı öylece bakıyordu.Ama o an …O an kendisinin on – on iki yıl sonraki halini gördü Elif  ancak yinede  tıpkı kendisine benziyordu . Yoksa …Yoksa bu annesi miydi ? Birkaç kişi  daha çok ağzından kaçırır gibi de olsa  - aslında gibi değil tamda öyleydi – annesine benzediğini söylemişlerdi. Donup kalmıştı birkaç saniye bu şaşkınlığı üstünden atamadı . Babasının yanına oturdu .

 Bir kayalığın yanındaydılar hemen yanında da deniz vardı annesi  şarkı söylüyordu kahkahalar atarak .Elif de gülümsedi gülmek herkesten çok annesine yakışıyordu. Babası anlatmaya başladı meğer burası annesinin gelmeyi en çok sevdiği yerlerdenmiş bu görüntüde annesiyle ilk geldikleri zaman çekilmiş . Elif kendini tutamadı ve’’ Bizde gidelim ’’dedi . Bunu derken ağlıyordu ama yalnız değildi babası da ağladığını belli etmek istemese de o da duygulanmıştı .’’ Tabi , istediğin zaman ’’ dedi sadece, diyebilecek başka bir şey yoktu buna .Ardından başka bir görüntü geldi babası tek tek anlatıyordu  nerede ne zaman olduğunu . Bütün görüntülerin bitmesi bir buçuk saati bulmuştu . Annesi bütün görüntüler boyunca  hep gülüyordu .

         Kaset bitince bu sefer  fotoğraflarla devam edildi . Bebeklik fotoğrafı olmasa da  annesi beş yaşındayken ki fotoğrafı vardı .Siyah uzun saçlı buğday tenli zeytin gözlü hem çok şirin hem de çok güzel bir çocuktu annesi . ’’ Sen tıpkı annene benziyorsun kızım .’’ dedi Ahmet Bey . Birkaç fotoğraf daha baktıktan sonra Ahmet Bey Elif ‘ e annesinden  üzülmesin diye bahsetmediğini söyledi ve annesiyle ilgili bütün gerçekleri anlattı .

Sonra da sordu Elif ‘ e  ’’ Annen nerede şimdi biliyor musun ?’’ diye . Elif ’’ Mezarlıktaymış öyle diyor herkes .Ölenlerin evi mezarlık olurmuş .’’ . Baba ise kafasını hayır anlamında salladı iki yana ve ’’ Orada değil annen kızım . Annen senin kalbinde .’’  dedi . Elif  ’’ Ama herkes mezarlıkta diyor annem nasıl kalbimde oluyor ki baba  ? ’’Baba devam ediyordu konuşmasına ’’ Kızım onlar için öyle ama  annen seni çok sevdiği için senin kalbinde .Yani annenin evi bu dünyada ki en güzel yerde .Onun evi senin kalbin kızım . Cevabını alamadığın  bir soru olursa kalbine sor .Annen sana cevap verecektir .Tıpkı şimdiye kadar kalbinin sesini dinlediğin bütün anlarda cevap verdiği gibi ,hepte verecek .Ve kalbini hep temiz tut, içerisine kötülüklerin girmesine izin verme ki annen temiz bir evde yaşasın . Tamam mı kızım ? ’’

Elif evet anlamında  başıyla işaret etti . Bu iki saat içerisinde annesi hakkında öğrendikleri , annesinin o muhteşem gülümseyişi , rüzgarla oynayan su dalgası saçları  bütün her şey gözlerinin önünden geçiyordu hala ve hala babasının anlattıkları kulaklarında yankılanıyordu , bütün bunlar sesinin soluğunun kesilmesine yol açmıştı .Artık bütün hayatı değişmişti . Bundan sonra her şey farklı olacaktı . Birden aklına babasına  neden özellikle bu gün anlattın demek geldiyse de bunun bir anlamı olmadığını fark etti ve önemsemedi .Bir süre daha konuştular babasıyla.

Artık yatma vakti gelmişti . Odasına gitti ve defteri almak için masaya uzandı açıp baktı o üç sayfa son üç gün  yazdığı yazılar kopmuştu defterden ayrıca bu defter burada da durmuyordu ki nasıl gelmişti ? İşte o zaman anladı babasının defteri bulduğunu , böyle olacağını bilseydi kendisi daha önce söylerdi babasına bunu ve gerçekleri daha erken öğrenirdi . Artık öğrenmişti ya gerçeği  umursamıyordu ‘-mış’ ları .Yatağına uzandı ve defteri açıp yazmaya başladı . Şunlar döküldü kaleminden .

’’Annem ,

Benim biriciğim , canım, gülüm , nurum ,her şeyim…Seni gördüm bu gün yanlış anlama biliyorum ’’Hep görsün  beni zaten , ben hep yanındayım .’’ diyeceksin ama bu sefer öyle değil hayalin ,gölgen değildi . Kahkahalarını duydum , biliyor musun gülünce çok güzel oluyormuşsun , gülmek sana çok yakışıyor .Galiba bu yüzden sen hep güldün biz ise senin ardından ağladık .

Anne sana benziyormuşum  bunu babamdan duydum ve o anda o kadar sevindim ki anlatamam ama sen zaten biliyorsundur değil mi ?  Babam bu gün her şeyi anlattı bana . Seni görmemi sağladı , seninle nasıl konuşacağımı öğretti .Meğer ben hep senle konuşuyormuşum aslında da haberim yokmuş . Babam bana senin benim kalbimde olduğunu söyledi , oradan konuşabilirmişim seninle .Bu mektup sana son mektubum o yüzden.

Annem gül kokunla hiç boğazımı yakıp gelemesen de şunu bil ki ben seni çok seviyorum . Ve o konduğun yer , benim kalbim yani  orası hep  senin temiz evin olacak çünkü ben kalbime kötülüklerin girmesine hiç izin vermeyeceğim . Şimdilik sana veda ediyorum . Ama insan yanından gidene veda ederdi değil mi ?Olmaz ben sana veda edemem çünkü sen hep yanımdasın .

O zaman ben de seni öpüyorum ,hep gülümse . ’’

Evet insan yanından gidene veda ederdi ama onun annesi hep yanındaydı veda olmazdı yanında olana . Bir kalp eğer yanıyorsa onun yanmasını durduramazdı insan . Hiçbir su söndüremez bu yangını . En acısı da kalbi yakan kişi söndürmek için bu yangını gelemiyorsa işte o zaman küllenmez yangın hep yanar kalbin sahibi ölene kadar . İşte bu yüzden deli denir insana .

Bir delilikti belki Elif ‘ inkisi  ama her deli bir ömür boyu beklemezdi .

        


 

 

( Kalp Yangını 4 - Final- başlıklı yazı şair peri tarafından 18.01.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.