Kaptan yüreğindeki ateşle uçlarını yaktığı ve mecazen yüreğinin yanıklığına işaret ettiği kağıda yazmaya başladı.
"KÜÇÜĞÜME,
Cevap hakkın yok.
Sen sus bana!
Susuşunu bile seviyorum
senin.
Sen sevme!
Seni çok acıttım farkındayım.
Bil ben de acının ta
kendisiyim.
Merkez üssüyüm.
Senin olmadığın bir şehri
ne yapayım?
Seni görmediğim bir
gözü…
Ellerini tutmadığım
elleri ne yapayım şimdi?
Seni vicdansızca
seviyorum, umursamazca!
İnsafsızca seviyorum
seni!
Gördün mü ki halimi?
Seni anlatmayan bir dizem
cümlem yok!
Senden çıkıyor hikâyelerim senden nasipleniyor şiirlerim.
Buza vermişim yaramı tuza basmışım.
Bir anım yok ki sen geçmeyesin aklımda.
Camı kesen elmastır, elması da elmas keser yine.
Canı kesen sevdadır sevdayı da sevda keser yine.
Seni sevda üstü seviyorum akıllım.
Taşı atarsan kırar camı…
Aşkı atarsan kırar canı…
Bir anım yok ki sen geçmeyesin aklımda.
Bir saniyem dahi, bir salisem…
Çalan her telefon adını
fısıldıyor.
Sen olmayan telefona
bakmıyorum bile.
Kaç kez numarana geldim
rehberde ve kaldım öylece kaç dakika!
Aklımı almışsın, kalbim zaten sen işgalinde!
Fotoğraflarına bakmadığım an yok.
Sarılıp uyumadığım gece yok hayaline.
Televizyon izlerken birlikte izliyoruz.
Mutfakta birlikte yemek hazırlıyoruz.
Kahvaltımızı birlikte yapıyoruz.
Elbiselerimizi aynı renk alıyoruz.
Sinemaya gidiyoruz, tiyatroya…
Seni seyrediyorum, bakma bu kadar diyorsun bana!
Elimde değil diyorum.
Seni kızdırıyorum.
Küsüyorsun bana, sonra bir demet papatyayı bırakıyorum kapına.
Bir demet aşkımı, bir demet özlemimi…
Seni içime çeker gibi öpüyorum, nefesini bitirir gibi.
Ruhunu kabzeder gibi…
Tek olur gibi sarılıyorum sana kırar gibi belini,
Yüreğimi yüreğine katar gibi,
Etimi etine yapıştırır gibi!
Sen susuyorsun ya ben dayanamıyorum sana.
Sen ağlıyorsun ya ben kötü oluyorum.
Kazıdım seni yüreğime işledim içime.
İçim dışım sen olmuş.
Seni alıp gidecek denli seviyorum.
Kimseyi hesaba kitaba katmadan seviyorum.
Hormonsuz seviyorum, zorlamadan kendimi,
Senin üzerine bir çıkar düşünmeden seviyorum.
Her şeyi herkesi geride
bırakıp seni alıp uzaklara gider gibi seviyorum.
Tek başımıza, yalnızcasına…
Kat be kat yanıyor içim.
Ben yanmıyor muyum
zannediyorsun, eğer öyleyse yanılıyorsun.
Bir çıkış yolu bulsam
ömür boyu yanında olurum.
Sen sussan da olurum
küssen de olurum vursan da olurum sövsen de olurum.
Ben seni bunların
toplamından daha fazla sevdim.
Her bir ifaden benim
için en değerli taş kıymetindedir.
Bana kızarken bile
içindeki o masumiyeti ve safiyeti ve hisleri okuyabiliyorum.
Uzak dursan da bundan
sonra, sussan da, darılsan da biliyorum.
Canımı okumaz mı sayfanda
sana asılanlar?
Sana kapılanlar beni
endişelendirmez mi sanırsın?
Kıskanmaz mıyım sanırsın
seni en yakınından dahi?
Papatya diyeni unutur
muyum asla sana?
İçim yanardağ, fokur
fokur kaynıyor sana.
İlahi bu nasıl bir ateştir ki koymuşsun yüreğime!
İlahi derdi verdin
dermanı da ver!
Kapında bitersem bir
gün şaşırma…
Elinden tutarsam…
Saçından…
Sana o kadar diyeceklerim var ki!
Bu dünyada beni kalbi olarak seven ve sevecek olan tek
kişi olduğunu biliyorum.
Bu beni ne kadar mutlu
ediyor biliyor musun?
Sen susma hakkını
kullan.
Yalnız dinle beni!
Ben açım sevgine,
oburluk yapmak istiyorum sende.
Mesafeler değil sorun,
halim hal değil!
Sana yanıyorum.
Sana dayanamıyorum.
Özlüyorum düşünüyorum
seviyorum öpüyorum.
Ne yapacağımı
bilemiyorum.
Aşırı sevmekten
gideceğim.
KÜÇÜĞÜM, son nefesime
değin bekleyeceğim ve yaşayacağım seni!
Rabbim ellerini
tutarken alsın canımı!
Duam bu!"
Mektubu bitirdiğinde Kaptan'ın gözyaşları yanağından aşağıya akıyordu.
Ve bir sileni yoktu yaşlarını.