1
Küçüğüm, sana ateşten bir
mektup gönderiyorum. İçinde kalp yangınım var. İster su olur söndürürsün bu
ateşi ister rüzgar olur daha da alevlendirirsin. Her iki durumda cennet ve
cehennemin kıyısında olduğumu bilmeni isterim. Beni cennetine de alabilirsin
cehennemine de atabilirsin.Tercih senin.
Sana bir şeyler yazmak istedim kaç kez. Kalemi elime
aldığımda söylediklerimin ağırlığı karşısında ya kalemin ucu kırıldı ya da
kağıt tutuştu kül oldu. Terke duçar olmuş bir yürekten çıkmışsa cümleler taze
yanığıyla değdiği her yeri de yakar elbette! Şaşırmıyorum artık hiçbir şeye!
Sensiz baktığımda her şeyde bir kırılmışlık var, bir solmuşluk, bir cansızlık... Sensiz yaşadığım bu dünyanın
tadı tuzu yok be Küçüğüm!
En nadir inciler en derinlerinde saklıdır okyanusların. Sende
acılarımın en dibindesin.Yanardağın tam ortasında, dikenlerin en dibinde,
yılanların yuvasında, şimşeklerin içinde...
Küçüğüm, şimdi senden ayrıyım diye mi bütün bu
güzelliklerim? Mesela bu kadar güzel ağlıyorum senden ayrıyım diye mi? Bu kadar içten yalnız yaşıyorum, bu kadar
mükemmel hüzünleniyorum, bu kadar şahane uyuyamıyorum yani senden uzağım diye
mi? Kaç şiir yazdım sana, paylaşamadım. Haberin var mı benden? Kaç mektup
yazdım ucu yanık, gönderemedim. Haberin var mı?
Sana değmeyen cümlem yok! Hani adımı sorsalar adını
söyleyeceğim, o denli! Acı çekiyorum ve daha bir sen oluyorum. bu yüzden acıseven
diyeceksin belki de bana ama olsun. Daha fazla acı çekmek istiyorum ahirde mükafatım
sen oluyorsun. "Papatyaların
koparıldıktan sonra koktuklarını biliyor muydun ? Garip şey; bir ölüm, bu kadar
güzel kokabilir mi ?" Huzur
Sokağı'nda böyle bir cümle not almıştım ajandama. Ne kadar da kendimi bulmuştum
bu cümlede ne kadar da sana teşbih etmiştim bunu.
Terke uğrayalı çok
oldu, bu yüzdendir kalp ağrım. Akıl takılmam kıymet bilmeyenler aldı belki de beni
kalbine! Ondandır
bu kadar incinmişliğim. Bu kadar kırılmışlığım bu kadar ağlamışlığım... Seven niye gider ki niye terk eder ki? Senden sonra daha bir tek kaldım. Daha bir sevgisiz oldum,
herhangi bir kimse oldum.
Kalbim kırılmış alçıya alınmaz ki! Gülüşlerim yarım
kalmış tamamlanmaz ki! Sözlerim sensiz yetimdir, iflah olmaz ki! Öksüzdür,
ıslah olmaz ki! Papatyaya teşbih et beni; koparırsan daha çok severim seni.
boğarcasına, bıkarcasına, ölürcesine...
Bu aşk bitmedi henüz, sen bu aşkı keskinleştirdin
ayrılığınla. Daha da yoğunlaştırdın, alevlendirdin. Dokunma sakın yanar da küle dönerim. Yaklaşma
sakın, gözlerinde infilak ederim. Ömründe çözülmez bağ olurum. Takıldığın ağ
olurum, ah olurum!
Bir bıçakla kestim
yüreğimi ortadan; senden başka hiçbir şey yoktu içinde. Ortalık sana bulandı
birden . Sevmek böyle bir şeymiş meğer! İnan ki çektiğim onca şeye değer.
"Üzerinizdeki en değerli şeyi koyun
masaya!" dedim bir gün arkadaşlara. Herkes cebindekileri çıkarıp
döktü masaya: parasını, yüzüğünü, kolyesini vesairesini... Dünya malı
diyebileceğimiz her şeyini... Ben ise yüreğimi koydum masaya. Dünyadaki en
büyük hazinenin saklı olduğu yüreğimi...Kimse ne olduğunu anlamadı.
Şimdi senden ayrıyım diye mi bu kadar rezil gülüyorum? Bu
kadar muhteşem gözyaşı döküyorum! Bu kadar kusursuz acı çekiyorum!
Attığım her kahkahanın içinde saklı olan onca acıyı şimdi
sen yoksun diye mi çekiyorum ben öyle aşikar! Herkesin beni bahtiyar sandığı bir
dünyada ben bu aşkta ne kadar ihtiyarım kimse bilemez!
Sensiz süper yalnızlığımı yaşıyorum. Bir metroda gelmeyecek
olan treni beklemeyi sürdürmek, bir tohumun
başında açmayacak olan ilk filizi görmeyi ummak, bir bulutta yağmayacak olan
ilk damlanın tene değmesini arzu etmek ve senden gelip de tüm acılarımı
savuracak o ilk merhaba deyişini duymak gibi bir şey bu yalnızlık! İmkansız
işte!
Olmayacak duaya amin demek gibi bir şey seni beklemek! İşte
bu yüzden harikulade sensizim. İddia ediyorum Küçüğüm, daha beteri yok
yeryüzünde benden çünkü benim gibi ayrı düşen yok senden!