Miladın çok öncesi
buyrukların hidayete erdiği
Suskun ve kırılgan tüm
o üzünçler
Sırra kadem basmış
varlıklar
Tümlerken birbirini
aklı sıra.
Fazlasıyla kuşkucu
Naif ve kıdemli
Ne varsa dizdiğim
ellerimle
Hiç var olmamışçasına.
Rayici belli gönüllerin
Çıkmaza girer iken
Nazarında birbirinin.
Günlük aşklar
Gündelik telaşlar
İnsan olmanın rehaveti
Çökmüş omuzlara belli
ki…
Avunmak adına
Avuturken sözüm ona.
Anamın hakkı
ödeyemeyeceğim
Kul hakkı ne zaman
yedim ki?
Alabildiğine
koşullanmış zamana
Yenik düşmek kadar
olası
Ne yolun başı ne de
ortası.
Belli ki gelindi sona
Çoktan gitmiş akıl
baştan
Pür-telaş şu ruhum sil
baştan.
Keyfini çıkarırken
ömrün
Katığım bazen neşe
bazen hüzün.
Varlığım hibeli çoktan
Kanıksadığım tek güç
iken
Şu fani bedeni ayakta
tutan.
İzafi olsa da günbegün
Kıyamam da ne dün ne de
bugün.