Tek başına gidilen bir yolculuğun ortasında
ayağın takılıp da
tökezlediğinde
küfredemiyorsan,
kendi karanlığından
korkuyorsundur.
Yolculuğunun en yorgun
yerindesin.
Tutmak istemiyorum ellerinden.
Gece yolculuğu kendi
tercihindi,
güneşi aydınlatamam.
Karanlık gizlesin seni,
izlerini yağmur,
Kaç, kaça bildiğin kadar!
Nereye kadar kaçarsın?…
Bence,
Aklını başına devşir
ve özgürce küfret,
hazır böylesine meçhulken…
Avuçlarda bereketlenen,
uçsuz bucaksız gelincik
tarlalarına,
korkmadan bakamadılar,
rengi karanlık
gözlükleriyle,
cesaretleri bir nebze
kırıldı.
Bir nebze daha sen gelince
kırılacak…
Ortaçağın karanlığı puslu
Puslu havalardan hep
ürpermişimdir.
Altı satırlık aydınlığın
koynuna
Kendini savur hiç düşünmeden
Gör, bak,
aklın ve bilimin
dengeleyiciliğinde
dengeni kuracaksın…