İşte tırnak ucu kadar varım
yinede sığamıyorum şu koskoca aleme...



sonra kan ter içinde
sonra örümceğin ağı kadar dirençli 
dışımda
çığlıklara karışan kurşun ve tüfek sesleri
işte kızıl çağ 
beton barikatları 
bitmeyen enerji

Yusuf'u yok bu yüzyılın 


bir çocuk deniz içmiş 
sahilde yumuk yumuk  iki yana düşmüş elleri
iki cihanıda 
kanayan bağrında cennet etmiş bir anne


kopmuş Nuh'un tufanında
asılmış çengelle ciğerlerime
sonsuzluğa uzanan 
yüksek ve geniş bir vadi...




beyaz rüyalarım 
uykusuzluğumla kirlenmiş 
özleminle yanıp tutuşan
sana akça mısralar sunamıyorum 

kusura kaldık galiba delik deşik ey sevgili

hayat bir yay gibi gerilmiş 
gerilmiş inançın tılsımı 
kaburgalarımdan toprağa 

yaşımda acı 
yaşımda 
yürüyüpte varamadığım sonsuz bir zaman

gözlerimde istemsiz bir sevinç
yine de eksik olmaz hiç soframda keder

bıçağını bilemiş İsmail 
göğünde  zühresini kaybetmiş seher


dışarıda kar yağıyor 
kan sıçramış aydınlık günlerin gömleğine


artık kâhır damıtıyor
hiç durmadan akıp giden vakit ömrüme 


18:07
şimdi /öylesine




( Kusurluyuz Ey Dünya başlıklı yazı ACZ tarafından 14.01.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.