ay toprak burcunda 
gökte kar sancısı 
gece derin içim kimsesiz
bir hasret tütüyor sanki 
b/ağrımın tam ortasında 
yara incelir
dâhi söz 
şah damarımız da bıçaklaşır 
üzerimizde ağaran her yeni gün 
kim bilir belki titretir çığlığımız arşı
ve her yeni gün 
bizi biraz daha çok eskitir zamana karşı

sanki 
ben uyursam 
acın yalnız kalacak 
sanki 
ben unutursam 
damarlarımda ki kan kuruyacak

meşakat omuzlarımda 
yokluğunda korkunç bir hasret yangını
oysa bir kül suskunluğu ağlıyor içim 
sen harf çöllerinde beklenen rahmetin diğer adı 
sen uçurumun kenarında soğuk bir ölümün tadı

bazen sorarım kendime
ne sığdırdın allı güllü dünle bugün ardına
yolcu sensin yol sen
hani ne kaldı avuçlarımda acıdan gayrı

sırtımda ki yaralar olmasa 
inan diz çöküp yıkılmazdım ben böyle
çıldırmazdım 
kendi yalnızlığımın gölgesinde

akşam olmuş /dışarısı ayaz 
bir karanfil boynunu bükmüş camda
hangi şarkı
hangi şehir 
hangi sokak
hangi vakit 
daha az yakar şimdi canımı sen söyle


bana şimdi biri lazım
hiç susmadan derdimi anlatacağım 
birlikte gülmek çok kolay be gülüm
bana şimdi biri lazım 
omzuna yaslanıp 
hüngür hüngür  ağlayacağım



gökte kar sancısı 
gece derin içim kimsesiz

bir dosta vardım dosttan öte
biraz toprak 
galiba biraz da ölüm 


18:07 
şimdi / öylesine/içimin delisine
( Kar Sancısı başlıklı yazı ACZ tarafından 19.01.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.