1
İki büyük dünya savaşından sonra her ne kadar dünya savaşı
diyebileceğimiz savaşlar çıkmamışsa da, sayısız bölgesel ve küçük çaplı savaşta
yine milyonlar ile ifade edilen sayılarda asker, sivil hayatını kaybetmiş hâlâ
da kaybetmektedir. Bizim de içinde bulunduğumuz Orta Doğu Coğrafyası uzun bir
zamandır kaynayan kazan ve bu coğrafyadan kan, gözyaşı hiç eksik olmuyor. Bunun
bedelini de bizim gibi gelişmekte olan ülkeler ve az gelişmiş Orta Doğu
ülkeleri hem de çok ağır bir biçimde ödüyor. Siz bakmayın, onların petrol
sayesinde kişi başına düşen milli gelirlerinin otuz kırk bin dolar olmasına
veya devasa gökdelenlere sahip olmalarına, emperyalizm tarafından sürekli
kullanılmaktadırlar ve az gelişmiş ülkelerdir bunlar yine de...
Emperyalizm ve ona doğrudan ya da dolaylı olarak hizmet eden ülkeler, şunu iyi
bilmelidirler ki bu bölgesel savaşlarda ölen bütün insanların dökülen
kanlarının vebali bu ülkelerin yöneticilerinin üstündedir... Bu emperyalist ve
onların iş birlikçileri ülkelere duyulan nefret, her geçen gün de artarak devam
etmektedir...
Daha önce birçok defalar terör örgütlerine yardım malzemesi iletirken, lojistik
destek sağlarken, insan yardımı, sağlık yardımı yaparken suç üstü
yakalanmışlardır. Günümüz dünyasında savaşlar, artık teknoloji ve bilgi ile
yapılmaktadır. Bu sebep ile bizlerde kendi savaş teknolojimizi, yardım almadan,
kendimiz üretmek zorundayız. İnsansız hava araçlarını verip baştan bize,
sonrada onun beynini bir şekilde bozup, askerlerimizin şehit olmasına sebep
olanlara ne kadar güvenebiliriz. NATO müttefiki olup bizlerin önemli
görüşmelerimizi dinleyen devletleri, daha doğrusu adı büyük ama kendi küçük
devletçikleri unutmadık. Hani onlar çıkartmıştı daha önce bir ve iki diye de
anılan dünya savaşlarını. Bir de çıkmış etiketinde milletvekili sıfatı olan bir
zat, aslında zat da dememek lazım zerzevat desek daha iyi olur, tutmuş
''Komşumuz Yunanistan çok zor durumdaymış ekonomik olarak bizler de onlara
komşuluk hatırına yardım etmeliymişiz.'' Saf galiba bunlar. Adamlar daha
teröristlere eğitim verdikleri Lavrion Kampını kapatmamışlar, ben de onlara
ekonomik krizdeler diye yardım edeceğim. Ölme eşeğim ölme ve de buna bir de
çüşünüz derler...
Bundan elli atmış sene önce Birleşmiş Milletlere kayıtlı yüz elli yüz altmış
ülke var iken bu gün bu sayı iki yüzün üstüne çıkmıştır. Böl, parçala ve yut,
yutamaz isen bile yine de iyi sömürürsün mantığını her zaman sıcak tutacaktır
emperyalist devletler. Bakalım bundan elli yıl sonra dünya üzerinde ki
devletlerin sayısı kaça çıkacak. Emperyalizm büyük ya da küçük yardım yaptığı
hiç bir ülkeye anasının babasının hayrına yardım yapmaz, mutlaka bir çıkarı
vardır. Bu çıkar öyle bir koyup bir almak, bir koyup iki almak doğrultusunda da
değildir. Bir koydukları yerden mutlaka onun on misli, yirmi misli kazanım elde
etmek vardır kafalarında. Bunun içinde yapılacak en güzel şey o ülkenin kilit
noktalarda ki adamlarını bir şekilde ya satın alarak ya da şantaj ve başka
yollar ile kendilerine bağlamak olacaktır. Tabi ki bunun resmi açıklaması da
demokrasiye ve insan haklarına saygı çerçevesinde şartlar öyle gelişti diye
geçiştirilecektir...
Deprem olan bir ülkeye giden Kızıl haç yetkilileri durup dururken oranın masum
ve mazlum insanlarına neden İncil dağıtmaya kalkar ki anlamak gerçekten zor.
Geçmişte gezi olaylarını bahane ederek Türkiye’yi suçlayan ve
televizyonlarından adeta yirmi dört saat canlı yayın yapan devletler, kendi
ülkelerinde çıkan olayları ört bas etmeye çalışmakta gayet ustaca manevralar
yapıyorlar lakin yine de güneş balçık ile sıvanmıyor.
Kirli paralar her zaman için kirli insanlar ve kirli devletler tarafından
kullanıma sunulur, sonuçları da her zaman için yıkım, gözyaşı olacaktır. Bir
gün o destek verdiğiniz terörist örgütler, canavarlar, büyüyüp büyüyüp sizi de
ısırmaya, yaralamaya ve toplumunuza zarar vermeye başlayacaktır. Nitekim Fransa
yıllar yılı Ermeni Terör Örgütü Asala'ya destek vermiş, bir müddet sonra bundan
kendi insanları da zarar görmüştür. Savaşın ve terörün, insan hayatına
kıyanların ahret de durumlarının, nasıl olacağı yüce kitabımızda anlatıldığı
üzere büyük bir yıkım ve hüsrandır. Oysa dünyanın bütün güzellikleri ve
zenginlikleri paylaşıldığı zaman dünya milletleri de rahat bir nefes alacak,
hakça bir paylaşım, hakça bir yaşam kıyamete kadar dünyaya huzuru yeniden
getirecektir. Bunun için çok çaba sarf etmemiz gerekir. Hepinize en derin sevgi
ve saygılar...