Aşk, kumar oynamak istedi, Elinde avucunda ne varsa alırım dedi

Tedbir alınmadığında tepkiler tahrik edebilirdi

komplekslerini pantalonun ceplerine gizledi…

Jön selamı çaktı bütün kadınlara

İçkilerin sempatisini kazanmış olabilirdi

Bilhassa beyazlaşmış anason kokuluların

Soytarıları şeytan çarpmıştı, kördü gözleri…

Bekârlık sultanlıktır derdi yalnız bir adam

muhtaç değildi, henüz kendi pişirir kendi yerdi,

Sebepsiz yere daldı gitti gözleri uzaklara
sebepsiz kapıldı ulaşılması güç sevdalara

Sebepsizce bir boşluk oluştu bir yerlerinde

hiç dolduramadığı,

Amma, bıktım lokmaları çiğnemeden yutmaktan dedi

bir çocuğun hiç elde edemeyeceği bir oyuncağın hayaliyle buldu kendini…

Aşk, kumar oynamak istedi

Toz pembe rengine uygun pembe gözlükler dağıttı

Bir de bir kenardan aşk gözleyen bendenize

Pembe gözlüğümle baktığım

evde kalmış gözleri sinsi bir çirkin kadın

emsal tesellilik bakışlara bakışı

bir anda içine bir seher vakti ferahlığı girdi
Beni etkiledin işte ebedi aşk, dedi…

velhasılı esmerleri severim

yeter ki, zenci olmasın, aşk olsun…

Gözlerin baksın zengin bir soytarıya,

Gelme yanıma onunla kal,

Ya da durma gel, atıl boynuma

Kollarında yıkıntılarım yeniden güç bulsun

Hızını alamasın dudakların dudaklarıma konsun

Gözlerinin mavisini o anda fark edeyim

Ki, çok mavi gözlü kadın sevdim senin gibi,

Mavi kanatlı kelebekler gibi uçup gittiler.

Aşk, benimle kumar oynamak istedi

Elimde avucumda ne varsa alabileceğine emindi.

toz pembesi gözlüğünü çıkartıp da gel,

Yeşil çuhalı bir masa başında oturmamız gereksiz

Aşk yeşili yakan bir alevdir kadınım

Suskun diliniz artık buselik bir şarkı okusun…

bulutları avuçladı, sıktı, içti kana kana

yağmur ıslattı yüzündeki pembe aydınlığı, söndürdü

Su göletleri boyadım maviyle balıklara,

Suyun içinden çıkmıyorlardı yağmurdan korunmak için...

Kararsızdım, biraz da kalkamıyordum altından.

Gelinlik giyinmişti, memeleri sutyensiz

Toz pembe gözlükler takıyorduk ikimiz de,

Kırıtıyordu çevremde; dört dönüyordu

ne var ki, pek güzel değildi, kandırmamalıyım kendimi,

Lakin işveli, nazlı, cilveli, dilbaz, şuh bir kadın,

Aşk tanrısı öyle görmemi istedi…

Dudakları gökkuşağını öptü

sendelemeden yürünebileceğini sandı Venüs’de

sallanıyordu gölgesi

lakin sinsice bakılan gözler bakmakta

buselik bir şarkı dinlemekte yıldızlar, tanrılar acımakta.
kasıtlı değildim nikah gününü yanlış öğrendiğimde

her yanlıştaki keramet bence doğruyu öğretmektir

nikahta keramet vardır;

keramet acele edip evlenmemekte

bir türlü öğretemedim bunu kendime

kendi ceninini büyütmüştü kendinde,

henüz emziksiz bir bebeği geleceğime kurban ettim

defterlerin içinde kurutulmuş gelincikleri döktüm, hepsini

Afedersiniz hanım efendi, ben bu izdivaçtan vazgeçtim!

oratoryo haykırışında isnatları  seslendirdi susmamacasına anasona bulanmış nefesi,

sussa gözleriniz sükunete bakabilirdi

her güzelliği aşacak mütevaziliğe.

bendenizi ölü sevicilikle itham etti…

oysa yazmadı gazeteler onu ölü diye…

haberim yoktu ölü olduğundan, vallahi de, billahi de…

suskundur ölü seviciler karanlığı beklerken

ödleri yarılır aslında açtıkları mezarda yatarken

cünüp arlar cennete giremezler, bilmezler

zebanilerin iz sürdüğünü yazmamış uhrevi bildirgeler

bilseler bu kadar büyük suçu işlemezler…

her aşkın zihniyeti öcdür,

her aşk idrakı darmadağınık bir rövanş,

her aşkın eli silahlıydı, ufku eşkıya,
her aşk bir başka aşkın takliti…

mis kokulu çiçek olmayı hiçbir zaman öğretemedim…

her sevgili özürlü amber üreten niteliksiz bir çiçekti,

anladım ki, haklıymışım…

karanlığa kalan umutlar ellerimi tuttu sevecen,

her umuda bir gülücük sundum

akşam ilaçlarımı içirdiler bir bardak suyla beraber

ağır bir ders verdi niteliksiz çiçek işlevi

aşkta kaybeden kumarda kazanmaz,

ne varsa elimde avucumda ödedim hesabı.

Aşk,  kumar oynamaktır  her şeyine rest çekerek

Doğru olan bu, kulak asmayın başka söze,

Aşka inanmasın bir daha, hiç kimse…

( Aşk Kumardır… başlıklı yazı AliKemal tarafından 3/22/2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu