''Emekli
İngiliz General Richard Shirreff, NATO ile Rusya arasında bir yıl içinde
nükleer savaş çıkabileceğini öne sürdü.'' BASINDAN
İkinci Dünya Savaşında ABD'nin iki tane atom bombasını Hiroşima ve Nagazaki'de
patlatmasının üzerinden neredeyse yetmiş küsur yıl geçti. Bu gün süper güç diye
tabir edilen ülkelerde ve yine değişik kategorilerde ki bir kaç ülke de atom
bombası bulunmakta. Nükleer antlaşmalar gereği atom silahı kullanılması her ne
kadar savaşlarda yasaksa da yine de ülkeler terk edilmiş çöl gibi yerlerde
nükleer denemeler yapmaktan geri kalmıyorlar. Gerçekten hem dünyamız, hem de
insanlık için çok vahim bir durumdur bu yaşananlar.
Kısa bir zaman önce üstte ki beyanatı veren İngiliz Generali Richard Shirreff,
artık ne amaç ile verdiyse bu beyanatı ki böyle bir şey gerçekleşecek olsa
Allah muhafaza dünyamızın, bu güzel gezegenimizin altı üstüne gelecektir. Bu
olaylardan da direk ya da dolaylı olarak onlarca masum ülke de olumsuz
etkilenecektir. İkinci Dünya Savaşını araştıranlar Japonya'ya atılan atom
bombaları sonucunda sadece insanların ölmekle kalmadığını, tabiatın ve
çevreninde büyük felaketlere ve yıkımlara uğradığını göreceklerdir.
Bir atom bombası üretmek çok büyük maliyetler ve ileri teknoloji gerektiren bir
iştir. Süper güçlerde ki nükleer silahların tam sayısı bilinmemekle beraber,
yapılan araştırmalardan elde edilen veriler sonucunda bu silahların hepsinin
peş peşe kullanılması durumunda tüm dünyayı beş on kere yok edecek güçte
olduklarını uzmanlar çeşitli defalar dile getirmişlerdir. Ünlü bilim adamı
Albert Einstein'ın bu konu ile ilgili çok manidar bir cümlesi vardır ki şöyle
''Üçüncü dünya savaşını bilmem ama dördüncü dünya savaşı taşlar ve sopalar ile
yapılacaktır.'' Öyle ya nükleer bir çılgınlıkta yüzlerce ülke birbirine girip
de milyonlarca insan bir anda yanıp kavrulup yok olursa gerisini varın siz
düşünün. Tabi ki ne aklı başında insan kalacak, ne binalar ne de doğru düzgün
silahlar... Sonrasında ilk çağ gibi, kullanılacak silahlar da taşlar ve
sopalardan ibaret olacaktır haliyle...
Aslına bakarsanız Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombaları da büyük bir
vahşiliğin, vurdumduymazlığın, maceracılığın bir neticesidir. Çünkü 1945 yılına
gelindiği zaman savaş neredeyse sona ermek üzeredir. ABD ve müttefiklerinin
savaşı kazanmasına ramak kalmıştır. Japonya ile birlik oluşturmuş olan Nazi
Almanya'sı ve Faşist İtalya'nın teslim alınması an meselesidir. Bir şekilde
zaten askeri olarak bitmiş olan Japonya'da pes edecek, eninde sonunda, kayıtsız
şartsız teslim olacaktır mutlaka; atom bombası atılsa da atılmasa da...
Bizler sorumluluk sahibi bireyler, eli kalem tutan insanlar olarak her zaman
savaşların, hele hele de nükleer savaşların her zaman karşısında olmak
durumundayız. Aksi bir fikir düşünülemez bile... İnsanlığı, insanları yok etmek
isteyenler her kim olursa olsun, ister tek tek kişi ya da devletlerin
başındakiler her zaman için nefret ile anılacaklardır. Kışkırtıcı demeçler
vererek sanki uyarıyormuş pozuna bürünüp de aslına savaş çığırtkanlığı yapmak
gerçekten esef ile karşılanacak bir durumdur. Bırakın nükleer savaşları,
çılgınlıkları da insanlığı daha nasıl ileri düzeye taşıyabiliriz, açlık ve
yoksulluk ile nasıl mücadele ederiz onlar üzerine kafa yoralım. Bir Kızılderili
atasözünde denildiği gibi ''Biz dünyayı atalarımızdan miras değil
torunlarımızdan ödünç aldık.'' Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine...