Beyaz bir sayfa beynim ve yüreğim. Sen neler yazmak isterdin
yüreğime ve beynime ey dünya, ey insanlık! Acılar ve yoksulluklar, zulümler
yıkılmışlıklar hiç bitmiyor zaten yeryüzünde. Bu sıralar insanların savaş
tanrıları zannettiği koca göbekli densiz adamların yeryüzüne çektirmediği çile,
acıyı yaşatmadığı coğrafya kalmadı...
O mazlumların akıttığı gözyaşları, mutlaka cehennemdeki ateşlerden binlercesini
söndürür belki, ama artık dünyadaki ateşleri söndürmeye, zalimlerin aklını
başına getirmeye de yarasın azıcık. Bilsinler artık ''Zulüm ile abad olanın
ahreti berbat olur''
Dünya hayatı bu, sonsuza kadar yaşamak burada hiç bir kulun alnına yazılmadı.
Dünyanın en adil mekanizmalarından biri aslında ölüm ve ne kadar komiktir ki,
insanlar boş hayaller peşinde koşup ölümsüzlüğe ulaşmaya çalışıyorlar şu
ihtiyar dünyamız üzerinde. Ancak güzel eserler bırakıp da manevi olarak ölümsüz
olacaklarını unutuyorlar...
Hazreti Âdem As'ın dokuz yüz sene ile bin sene arası, Hazreti Nuh As'ın dört
yüz sene yaşadığı rivayet ediliyor ki onlar bile Rabbımızın ''Her nefis ölümü
tadacaktır''ayeti gereği hayatlarını sonlandırmışlardır...
Beyaz bir sayfa beynim ve yüreğim. Okuduğum kadar insan olmaya gayret ediyorum,
zaten Allah da bana ''Oku''diyor. Sadece kitapları da değil, bunun içinde hayat
da var. O kadar elzem bir konu aslında okumak. Osmanlı İmparatorluğunun son
zamanlarında, ülkedeki okuryazar oranı yüzde on, on beş arası. İşte burada
yatıyor aslında koca imparatorluğun neden son sürat yıkılmaya gittiği. O
tarihlerde Allah'ın ''Oku'' emrini Hristiyanlar ve Yahudiler yerine
getirmişler hem de Kur'an-ı Kerim'in ayetlerinin bilincinde olmadan...
Avrupa Birliği'ne girmeye çalışan bugünkü Türkiye'de okuma yazma oranı ite
kaka, zorlaya zorlaya ancak ve ancak yüzde seksenlere, seksen beşlere ulaşmış
durumda. İlmi ve okumayı baş tacı bilen bir dinin ve bir peygamberin ümmeti
olarak büyük azap duymamız lazım bu acıklı durumdan...
Hadi gelin beyaz bir sayfa da biz açalım. Doğum günlerinde hep kitap alın
çocuklara. Kendi çocuklarınızı okumaya yönlendirin. Kütüphanenizde yıllar önce
okuduğunuz kitapları yoksul çocuklara hediye edin. Televizyonların karşısına
geçip de illüzyona uğramış bir kişi gibi sabahtan akşama kadar dizi ya da insan
metabolizmasını zorlayan saçma sapan yarışma programlarını seyretmeyin.
Unutmayın ki televizyon izlemek kitap okumaktan daha fazla gözleri yorar ve
bozar. Sevgi ve saygılarımla...