Tahammülsüz tüm
zamirler,
Yüklenmişken fiilleri
her teğet geçen imde,
Reçine tadında adeta
özgürlüğün tahayyülü,
Evren deşifre ederken
hak maliklerini.
Gün özürlü bir düş,
Kıyamında yüreğin
hakkaniyet erbabı nice düşüş
Ve ömrün raconu iken
hasıl olan,
Neye rest çekmeli ki
Suya sabuna dokunmadan?
Gölgeler çoktan ispat
etti rüştünü:
Kanıksanan her yükümlü
cümle yine batılın cürümü
Ve dirayeti kopuk
sayısız imge:
Geçit vermez iken çoğu
zaman,
Hayli çürük hayli
efsunlu bir çöküş,
Evrenin mal olduğu;
Yine beşerin çilesi
belki de sefasını sürdüğü
Nahoş bir serzeniş,
Gıyabında verilen
sıtması yürekte konuşlu,
Andan kopuk belki de
dünlerin hükmünde
Yarınlara çok uzak.
Tadımlık aşklar,
ömürlük isyanlar:
Cebelleşen yüreğin
iblisle pazarlığı.
Gönülsüz madem her daim
saklı olan,
Yüzü yok madem kıyımı
iken vicdan
Sona ermek mi aslolan,
Hele ki hikayenin kayıp
kahramanına
Evren çekmişken
restini?
Anılar, anılar:
Andıkça adını yüreğin
nasıl da çözülür kibri
Hele ki bir kez baş
koymuşken sevdaya,
Ne söyler ne de susarsın,
Kopup gelen uzaklardan
en sancılı dalga;
Girdabında nefsin,
solup da kırgın bir güle dönersin.
Muteber bir ritüel,
Döngüdeki mahrem kaygı;
Silueti eksik bir racon
yine yüreğin neferi:
Debdebeli aşklar
nifakta sınırsız;
Ne çok riya yürekten
akıp giden,
Bir de nüksetmişse benliğin
cüssesi.
Aşk hayli meşakkatli
bir serzeniş;
Yürek ile inanç
arasında yok iken tek engel,
Sevmelere adamışsan
ömrü
Ecel gelse neye yarar?
Varlık da sonsuz aşk da
kalmışsa bir kez yolsuz;
Gönlün erdiği mertebede
olsan da bir başına,
Başını aşka her
yasladığında.
Gönül, yongası ömrün ve
açmaz mı son yoncası
Saklı tuttuğun içli
deyişlerin?
Biraz da metruk bir
sancı hasıl olan,
Serzenişi zaman zaman
ayyuka çıkan.
Aşk, aşk olalı görmedi
böyle cefa,
Yarı yad edip kaldınsa
er başına,
Yine de efkarı derin
bir hiciv gölgelerin efkarı,
Sona ermeden ne gelirse
başa
Yine aşkın yüzü suyu
hürmetine
Yeter ki Hüda bilsin
yürekteki deryayı.