Tanısını koymak adına…
Önce hüzün sarmalında
Biraz da belirteç
bildiğin sevginin tahayyülünde:
Yaslandığın sırtın,
Nasır tutmuş bir
hezeyanda verdiğin kayıplardan
Irak tutulası yüreğin
mabet bildiği
O boyunduruk iken,
Yine Hakkın rahmeti.
İndinde sayısız gölge,
Mensubu isen hele
kadrajı yakın bir resimde
Peyda olan aşkın da tek
müsebbibi iken evren,
Soyutlandığın hangi
yürekse,
İhlali belli ki
ihmallerin,
Sanrıların da çok
ötesinde,
Makber bildiğin hangi
metruk yalansa
Gizemin ve aşkın teğet
geçtiği.
Yalnızsan hele ki,
Yalıtıldığın gün gibi aşikâr,
Yine de taviz
vermediğin yüreğin fıtratında,
Beyan ettiğin aşka
dokunuşu
Metruk bir yürekte
gizemli bir faninin…
Pür-telaş yaşamı
sevincin,
Ermeyi beklediğin ve
dilediğin hidayetin,
Kopup da geldiğin ana
kucağın,
Sair imgelerde bir
kaybolmuşluğun resmi belki de
Asla hicap etmediğin.
Dirayetinin sınandığı,
Karanlığın boğduğu
sırma düşlerinin güncesini,
Hele ki ikbal bildiğin
mutluluğun gölgelendiği,
Asla ödün vermediğin ne
ise,
Saklı tut ezelden,
Gideceğini bildiğin
makberin sessiz cüretine aldanmadığın
Gönülden ırak
tutmadığın
Artık hangi sezgi ise.
Endamlı bir yoksunluk
şu katmerli yalnızlık,
Dervişin fikrinde
haylice dirayet,
El verip de çekemediğin
ömrün ırmağından
Hele ki saklı tuttuğun
o hoyrat güncende,
Sebebiyet vermişsen
zikrinde gölgelere.
Dervişin yüreğinde olur
mu tortu,
Zikrine ihanet ise
edindiğin her korku,
Hele ki cüzi iradene
sığınıp,
Sığamazsan yere göğe,
Geçmişsin bil
kendinden;
Yine de yardan da
serden de geçemezken.
Kandırmaca bir ölüm,
Himayesinde mezarlık
bekçisinin,
Kopçası kopuk
Onca özre sığınılası
yarım yamalak bir rüya belki de
Haznemde saklı hatta
yüreğin ifratı,
Gizlediğimden ziyade
baş koyduğum;
Gönüllü gönülsüz serkeş
tınısında rahman duygulara
Nispet aşkın payidar kılındığı
ne çok dize
Yine geceye sığındığım
Yine gündüzü
kovaladığım.