Güncelliyorum aklımı,

Seyrinde ihanetini imgelerin,

Sarmalında ölümün,

Bekliyorum belli ki gidip yeniden

Gitmeye ant içen o cehaleti yudumlarken yerli yersiz.

 

Yorduyorum kıyameti,

Kopmasına delalet sarkacın takılı ibresinde,

Beşerin isyanı ve inkârı iken

Gücüme giden tek tanık

Ve elliyorum sessizce yerinde diye mi,

Kalbimi;

Hani noksan hani parçalı bulutlu seyrinde

Ölü benliğin.

 

Şans eseri yaşamak

Hele ki meşakkatli sevdaların güncesine

Sığdırmak sığınabildiğin kadar da yüreklere;

Elemi eleyebilmek

Gündüzün feri sönmüş busesine konduğum

Bir serçe titrekliğinde

Yine aklımın almadığı kayıtsız korkuların,

Ürkek sevdaların izini sürüp

Bu kez de sığınmak adı kayıp bir güfteye,

Derken demlenmek usul usul,

Misafir ettiğim hüznü kapıdan kovup

Yine buyur etmek hangi terane ise

Sıvıştığımı sanıp

Bin bir kehanete rast gelmek

İçtiğim kahvenin telvesinde.

 

Bayat ekmek gibi yüreğim;

Ne atasım var ne de öpesim,

Sihirli bir kelama değse de değneğim,

Demelere madem denk düştüm,

Hangi deseni çizsem de

Boyutsuzluğun elbisesinden sivrilsem.

 

Bir ırmaktayım sözüm ona;

Yaşların sağanağı, yasların hükmü zaten geçmez,

Yaşadıklarıma ne gerek?

Varlığım hepten boş vermişlik ve iffet

Bir de karınca kararınca yoldaş olmuşken şu zehirli kalem,

Yetmedi onu da gömeyim en derine

Ve reşit bildiğim bir ölümü de mal edeyim

Mahzun yüreğin çeperine,

Yetmedi kaygılarımı da yok sayayım

Şu üç günlük ömrü zehir etmişken yalanların meşrebi.

Kanadından düştüm dün yazmadığım şiirin,

Sonra topladım dağılan imgeleri,

Suretinde okudum adeta

İçimden geçenlere inat,

Tuttuğun nefesine

Verdiğin beratı da sorgulamadım aklımca,

Hayli yoksun bir nidada buluştum dünden kalma,

Yarınları zaten erteledim dünden bu yana.

 

Tevafuk bildiğim hüznü de teğet geçen

Aklı evvel cümlelere denk geliyorum

Ve kopçaladığım yüreğe,

Teyellediğim düne,

Kopup da uçacakmışçasına çocuk yanım,

Bir beyanata gizleniyorum

Gönlün tufanında

Ve sendeledikçe yer gök,

Değiş tokuş yapıyorum dünleri.

 

Rencide edilen ruhumu avutuyorum sakilce,

Sessiz bir darbede,

Seslerin münafık gölgesinde,

Düşüyor başım öne

Ama gözlerim çivili şu boyalı yüzlere:

Ellerinde isyan,

Dedikleri doğruysa;

Yüreklerinde iman,

Sadece sorguluyorum beliren iç sesimi

Yine susturmayı beceremediğim bir ömrün

Kanatlanmış penceresinde.

 

( Bayat Ekmek... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 1/28/2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.