Yeni bir 14 Şubat, yeni bir Sevgililer
Günü yaklaşıyor. Bir çoğumuz biliyoruz ki bu özel günler, Sevgililer Günü,
Anneler Günü, Babalar Günü, Dedeler Günü, Görümceler Günü, Eltiler Günü,
Kayınçolar Günü, kapitalizmin çarklarını daha iyi çevirebilmesi için ortaya
çıkmış ve millete pompalanmış günler kategorisine girerler. Yoksa insan ne
babasını, ne annesini ne sevgilisini, ne de kayınçosunu bir gün için
hatırlamaz, bir gün için sevmez. Sevgi, sevmek hem de içten gelerek dolu dolu
sevmek çok başka bir şeydir, emek ister, yürek ister, adet olmuş işte herkes
bir şeyler alınca sevdiğine bizlerde o furyaya uyup alıyoruz anamıza, babamıza,
sevgilimize hediyeler...
İlanların birinde gördüm çok kısa zaman
önce ''.......Alışveriş Merkezinde aşk başkadır.'' Reklam olmasın diye yazmadık
tabi alış veriş merkezinin ismini. Bak, bak sen, alış veriş merkezinde nasıl
başka başka ve değişik bir aşk olabilir ki benim bir türlü buna aklım ermedi...
Hayır ne oluyor o alış veriş merkezine gelince kadın ve erkekler daha mı çok
seviyorlar birbirlerini... Ya da kimsenin olmadığı asansöre binip orada bir
takım cinsel fantezileri mi gerçekleştiriyorsunuz? Vücutlarınız daha çok
mutluluk hormonu, serotonin mi salgılıyor? Ya da birbirlerine olan bağlılıklarınız
mı artıyor? ''İyi ki gelmişiz buraya aşkım, burada aşk hakikaten başkaymış, ne
güzel sevgililer gününü burada geçirmek yahu, bundan sonra her sevgililer
gününde burada hazır bulunalım mutlaka canım benim.'' Bunu mu diyorlar
sevgililer...
Nedir yani bu Sevgililer Günü
muhabbetleri. Beni her on dört şubatta hafakanlar basıyor, mutlaka bu sene ki
on dört şubatta da böyle olacak adım gibi eminim. Olağan Üstü Hal var şu anda
memlekette. Sağ olsun hükumetimiz KHK yani kanun hükmünde kararnameler ile her
şeyi hallediyor. Benim onlara naçizane önerim kanun hükmünde kararname ile
Sevgililer Gününü 29 Şubata alsınlar biz de her sene kutlamaktansa dört sene de
bir aslanlar gibi kutlarız. Kutlarız kutlamasına da bu seferde çiçekçiler ve
kırmızı don üreticileri buna şiddet ile karşı çıkarlar...
Ah bu reklamcılar beni ölmekten
güldürecekler, yanlış mı söyledim. Evet, evet gülmekten öldürecekler demeliydim
haklısınız, hemen düzelttim işte. On dört şubat dört nala yaklaştıkça sevgilime
alacak hediye içinde cepte beş kuruş para olmayınca böyle ağzım dilim birbirine
dolanıyor, kelimelerin cümlelerin yerleri bir anda değişiveriyor. Sevgilim
derken, yanlış anlaşılmasın, bizatihi karım sevgilimdir. Biliyorum bana
kızıyorsunuz ''Sene de bir defa kutlanacak bir gün için ne kadar tantana yaptın
sen.'' diyenleriniz de oluyordur. Tamam tamam eleştirmiyorum artık Sevgililer
Günü'nü ne yaparsanız yapın. Lakin şunu unutmayın sevdiğinizi sadece bir gün
için değil 7/24 üç yüz altmış beş gün sevin sevmeye çalışın, yüreğinizin orta
yerine koyarak hem de...
Gelelim tekrar o alış veriş merkezinde
başka olan aşka. Hadi sen yazdın oraya ''...... alış veriş merkezinde aşk
başkadır.'' Bunu da başka bir alış veriş merkezinin yetkilileri gördü onlarda
yazacak bir şeyler ''....... alış veriş merkezinde aşk başkaysa bizde daha da
başkadır.'' bunlarda o sloganı bulabilirler. Bir dolu alış veriş merkezi var
güzel yurdum Türkiye'de. Yine başka bir alış hem de veriş merkezi de benzer
slogan bulur. ''........ Merkezinde aşk o kadar başkadır ki aşk ile beraber siz
de başkalaşırsınız, aklınız hayaliniz almaz, emin olabilirsiniz.'' Of ki of bir
gelse de geçse şu Sevgililer Günü de biz de rahata ersek. Bu aşk da bir alem
amma çok başkalaşım geçiriyor, anlamak zor. Türkiye'nin kıymetli değerlerinden,
büyük düşünürlerinden uzaylı türkücü Mustafa Topaloğlu Ağabeyimiz de ne demiş
''Aşk kalpte başlar dudaklar ile beslenir dokuz ay on gün sonra baba diye
seslenir.'' Neyse lafı çok uzattık, kutlayanlara da kutlamayanlara da hayırlı
uğurlu olsun 14 Şubat Sevgililer Günü. Siz yine benim dediğimi tutun her gün
sevin, her gün sarılın sevdiğinize. Hepinize en derin sevgi ve
saygılar...