Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 8.03.2017
Okunma Sayısı : 1941
Yorum Sayısı : 3
Günün Yazısı

Bu Yazı 9.03.2017 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.
DÜNYA  KADINLAR  GÜNÜNDEN  BİR  ÖNCEKİ  GÜN---KELEBEK  VE  DALGIÇ  GİYSİSİ
*************************************************************************
Dünya  Kadınlar  Günü  mü,  Dünya  Emekçi  Kadınlar  Günü  mü  daha  ona  karar veremişken  8  Mart  dolayısıyla  bir  baktım  bir  sürü  yazı  yazılmış.  Hatta  ''  Dünya  Dişişer  Günü  ''  olsun  diye  yazan  bile  olmuş.

Bir  konu  üzerinde  bu  kadar  çok  yazı  yazılmışsa  ben  o  konuda  yazmam  artık.  Dolayısıyla  da  8 Mart  ile  ilgili  hiç  bir  şey  yazmamaya karar  verdim.  

8  Mart  Önemli  bir  gün  müdür,  değil  midir  inanın  daha  onu  bile  anlamış değilim  zira  bayanların  pek  çoğu  bile  böyle  bir  güne  itiraz  ediyorlar.

Neyse... O  kısma  fazla  girmeden  bir  gün  öncesine  bakalım.  Yani  7  Marta...7 Mart Ne  günü?  Şöyle  takvimleri  kurcaladığımızda  herhangi  bir  şeyin  günü  olmadığını  görüyoruz  Ama bir  engelli  olarak  benim  nazarımda  7  Mart  önemli  bir  gün oldu  artık.   Neden  mi?  Açıklayayım.

8  Martta sapasağlam  kadınlar  sokaklara  dökülürler  ellerinde  pankartlar,  dillerinde  sloganlar  ve  bir takım  isteklerde  bulunurlar.  Kimden  isterler?  Erkeklerden.  ''  Bizi  daha  çok  sevin,  bize  daha  çok  saygı  gösterin,  bize  hakkettiğimiz  değeri  verin,  bizi  dövmeyin,  bizi,  öldürmeyin,  bize  eşya  muamelesi  yapmayın,  bize tecavüz  etmeyin,  bizi  taciz  etmeyin...''Uzar  gider.

7  Marta  ise  bir  engelli  insanın  yazdığı  müthiş  bir  kitap  okurlarıyla  buluşur. 7  Mart 1997

Şimdi  denilebilir  ki  ''  Ne  varmış  yani.  Engelli  insanların  yazdığı  o  kadar  çok  kitap  var  ki  dünyada''

Ama  bu  kitap  farklı.  Haaa  şu  meşhur  ''Sol  Ayağım''  Kitabından  bahsetmeyeceğim.  Bu  ondan  da  müthiş.  Adı: DALGIÇ  GİYSİSİ  VE  KELEBEK (LE SCAPHANDRE ET PAPİLLON ---- THE  DİVİNG  BELL  AND  BUTTERFLY )

Müthiş  çünkü  bahsedeceğim  kitap  göz  kapağı  ile  yazılmış  bir  kitaptır.

Evet  evet..Bildiğiniz  göz  kapağı  ile.  Zira  yazarı  olan   Jean-Dominique Bauby'nin  hareket  edebilen  tek  organı bir  gözü ve  o  gözün  göz  kapağıdır.  Bunun  dışında  vücudununun  hiç  bir  organını  kıpırdatamamaktadır.  Çünkü  o '' locked-in  denilen''  bir  çeşit  felç  hastasıdır.

İşte  böyle  bir  halde  olmasına  rağmen   Jean-Dominique Bauby,  felç  olmadan önceki  hayatını  bir  kitapla  anlatmaya  karar  verir.  

Bir dil terapisti, Fransızcadaki harfleri kullanım sıklığına göre sıralayarak (E, L, A, O, I, N, S, D, vs.) okumuş, Bauby, söylemek istediği harf gelince göz kırparak karşılık vermiştir. Bu yolla kitabın yazılması için Bauby'nin yaklaşık 200.000 kez göz kırptığı tahmin edilmektedir. Bir kelimenin ortalama yazılma süresi 2 dakika almıştır. 

Düşünebiliyor musunuz.  Bir  kelime  yazabilmek  iki  dakika  sürüyor. Ama  yazar  yılmıyor.


Jean-Dominique Bauby,Elle dergisinin baş editörlüğü yapmaktadır  ve  oldukça  fırtınalı  bir  hayat  yaşamaktadır.

Aslında  iyi  bir  aile  babası   ve  çok  güzel  bir  eşi  olduğu  halde  bir  başka  kadına  gönlünü  kaptırmış  ve  eşinden  ayrılmıştır. Eşinden ayrı  yaşamakla  birlikte  onunla  oldukça medeni  bir  ilişkisi  vardır.  Çocuklarını  görme,  onlarla  birlike  olma  konusunda  bir  sıkıntı  yaşamaz.  Nitekim  en  büyük  çocuğu  olan  oğlu  ile  birlikte  yeni  almış  olduğu  arabası  ile  bir  geziye  çıktıklarında  birden  fenalaşır.  Arabayı  durdurur  ancak  bir daha  kıpırdayamaz.  Bundan  sonra  artık son  nefesini  verinceye  kadar  bir  hastanede  geçecektir  hayatı...

İşte bu  ilginç  ama  gerçek  hayat  hikayesi   ABD'li yapımcı Julian Schnabel tarafında2007  Yılında. Pek  çok  ödülleri  olan  bir  film haline   de  getirildi  kitaba  ilaveten.

 Filmde adı geçen tüm isimler gerçek. Yani “True Story” adı verilen yaşanmış bir öykü.  Dünyada az görülen bir vaka olan kılcal damar tıkanıklığı yüzünden sol gözü hariç tüm vücudu felç olan Bauby, hayatının bundan sonrasını bu şekilde geçireceğini öğrendiğinde bunun için ağlayamıyordu bile. Çünkü felç olmuştu. Ancak felç olmadan önce bir yayımcı ile anlaşmıştı. Bir kitap yazacaktı.Aslında  kafasında  kurguladığı kitap  Monte  Cristo'nun  günümüze  uyarlanmış  bir  şekli  olacak  ve  baş  kahrama  da  kadın  olacaktı.  Plan  buydu. Fakat artık  tek  göz  kağapını  oynatabilip  tüm  iletişimini  onunla  sağlamaya  başladıktan  sonra bu  düşünceyi  ikinci  plana  attı.  Öncelikle  kendisini  anlatacaktı.

 Bu kitabı yazmak için son derece sabırlı birine ihtiyaç vardı. Çünkü Bauby iletişim kurabilmek için sadece sol gözünü kullanabiliyordu. Karşısındakinin de onu anlayabilmesi için sadece bir harf için tüm alfabeyi yeniden okuması gerekiyordu.

Bauby’nin, bu kitap için yaklaşık 200.000 kez göz kırptığını düşünülüyormuş. Felçli bünyesinde kendini bir dalgıç gibi hisseden Bauby, o sabır abidesi editörünü de kelebek olarak görüyordu. Kitaba ismi böylelikle vermiş oldu. Dalgıç Giysisi ve Kelebek … Bu kitap belki de onun hayatındaki en önemli şey olmayacaktı. Ta ki felç olduğunda yapabileceği işler oldukça sınırlı olana dek. Oysa şimdi yazdığı kitap film oldu. Ancak kendisi izleyemedi. Çünkü 1997 yılında  kitabı  piyasaya  çıktıktan on  gün sonra zatürree  sebebiyle  hayata gözlerini yumdu. Ancak bundan önce hayata son golünü atıp gitti.

Filmde en etkileyici sahne kesinlikle  sağ gözünün ödem olmaması için dikildiği sahneydi. Aynen içerden bir görünüşle yani Bauby’nin gözünden görebileceğimiz şekilde çekim yapılmış. Oldukça etkileyiciydi. 

Bunun  dışında  benim  nazarımda  unutulmayacak  üç sahne daha  daha  vardı:

Birincisi:  Bauby'nin  eski  eşinin,   eski kocasıyla  ilk  karşılaştığında  ona  -  Sevgilisi  olan  kadını  kastederek  -   ''  O  da  geldi  mi?  Diye  sormasıydı  ki  daha  sonra  bu  soruyu  bir  kez  daha  sordu  bir  başka  ziyaretinde. Yani  kadınlar,  durum  ve  şartlar  ne  olursa  olsun  diğer  kadını  hep merak  ederler. 

İkincisi:  Bauby'nin sevgilisi  telefonla  hastanedeki    Bauby  ile  konuşmak ister.  Ancak  Bauby'nin  başında  o  anda  eski  karısı  vardır. Sevgili,  eski  eşten  dışarı  çıkmasını  rica  eder.  Eski eş  ise  bunun  mümkün  olmadığını,  onunla  konuşabilmek  için  ancak  kendisinin  aracı  olabileceğini,  kısaca  iletişimin  nasıl  kurulduğunu  anlatır.  Ancak  kadın  ısrar  eder.  Bu arada  Bauby  de  göz  kapağı  işaretleri  ile  '' Sadece  bir  dakika  çık''  der.  

Eski eş  dışarı  çıktığında  sevgili  olan  kadın  neden  gelemediğini  filan  anlatıp  Bauby'i  hala  çok  sevdiğini  söyler. Son  olarak  ''  beni  görmek  ister miydin?''  Diye  sorduğunda  eski  eş  içeri  girer.  Sorunun  cevabını  Bauby den  alır  ve  sevgiliye  iletir  ''  Evet..Her  zaman.''  Yalnız  sevgili  hiç  bir  zaman  Baudy'nin  yanında  olmazken  her  zaman  onun  yanında  olan  eski  eşidir.

Üçüncü  olarak  da  Bauby'nin   sağlıklıyken,  doksan iki  yaşındaki  babasını  traş  etmesi  ve  aralarında  geçen  konuşmalar...

Filmin yönetmenliğini Julian Schnabel yapmış, senaryosunu ise Ronald Harwood elden geçirmiş. Jean-Dominique Bauby rolünde Mathieu Amalric’i görüyoruz. Onun hayata tutunmasını sağlayan ve Fransa’nın en sık kullanılan harflerini başa gelecek şekilde sıraladığı bir alfabe oluşturan, konuşma terapistini Marie-Josée Croze canlandırmış. Ve kitabın yazılmasında büyük emeği geçen aynı zamanda ismine ilham kaynağı olan editör Claude rolünde ise Anne Consigny var.

Filmin acıklı olması bir yana Jean-Dominique Bauby’nin sol gözünden çekiliyor olması ve kendisinin düşüncelerini seslendiriliyor olması filme bir neşe katmış. Hayata felçli de olsa sıkı sıkya başlanmanın önemini bu kadar iyi vurgulayan bir yapıt olan Dalgıç ve Kelebek (The Diving Bell and the Butterfly)adlı bu filmi mutlaka  izlenmeli  bence.  Ben  bu  gün  üzerinde  çok  yazılmış  olan  Dünya  Kadınlar  Günü  ya da Dünya Emekçi  Kadınlar  Günü  hakkında  bir  şeyler  yazmak  yerine  Bu  filmi  izledim  ve  sizlerle  paylaşayım  dedim 

Kısaca  ''  Hayatta  başınıza  her  ne  gelmiş  olursa  olsun  yaşamak güzeldir''  Gibi  ukalaca  ve  içimden  gelmeyen  bir  cümle  kurmayacağım ( Bana  göre yaşamak  elbette  güzeldir  ama  her  şeye  rağmen  değil. )   ama   kitabın  da  filmin  de  mesajı  bu:  Yaşamak  Herşeye  Rağmen  Güzeldir. 

Filmi  merak ediyorsanız  aşağıdaki  linklerden  iki  bölüm  halinde  seyredebilirsiniz.

http://www.altyazilifilmizle.org/kelebek-ve-dalgic-izle.html
http://www.altyazilifilmizle.org/kelebek-ve-dalgic-izle.html/2
RESİMLER

1- Gerçek  Jean-Dominique Bauby  ve  gerçek  terapisti.
2-3-4-5- Filmden  bazı  sahneler.
6-  DALGIÇ  GİYSİSİ  VE  KELEBEK (LE SCAPHANDRE ET PAPİLLON )  Adlı  kitap.

( Dünya Kadınlar Gününden Bir Önceki Gün---kelebek Ve Dalgıç Giysisi başlıklı yazı Sami Biber tarafından 8.03.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.