Bu üç harfi internette tesadüfen gördüğümde ilk önce bir dernek zannettim ama merak edip baktığımda çok farklı bir olayla karşılaştım.
ÖYD meğer '' Ölüme Yakın Deneyim '' ifadesinin açılımı imiş. ( İngilizce ''NDE - Near Death Experience'' )
Araştırmaya başlayınca karşıma oldukça ilginç şeyler çıktı.
Ölüme yakın deneyim ne peki?
Tam olarak ifadesi şu: İnsanın öteki alemin sınırlarına gidip oradan geri dönmesi ve bu dünyada bir müddet daha yaşaması.
Bunu daha çok insanın kalbinin bir müddet durması, sonra tekrar çalışması ama kalbinin çalışmasının durduğu bu anlarda gördüğü bir takım şeyler olarak da izah etmek mümkün. Yalnız yine peşin peşin belirtelim ÖYD yaşanması ille de kalbin durması ile olan bir durum değilmiş. Mesela bir ameliyat masasında kalbiniz durmadan da ÖYD yaşamanız mümkün olabiliyormuş.
Ameliyat masası deyince oraya da bir nokta koymak gerekiyor zira ÖYD yaşadıklarını iddia edenlerin neredeyse tamamı bunu ameliyat masasında ya da kendilerine hayata dönmeleri için müdahale edilirken yaşıyorlar...
Tabii ki insanlara uçuk kaçık bir şey gibi geliyor öte alemin sınırlarına kadar gitmek ama oradan geri dönmek. Lakin ÖYD vakalarına baktığımızda oldukça ilginç kişilerin çok çok ilginç anlatılarına şahit oluyoruz.
Mesela Dünyaca ünlü aktrist Elizabeth Taylor... Elizabeth Taylor'un, geçirdiği bir ameliyat sırasında kalbi durur. Bu süre sadece beş dakikadır. Elizabeth Taylor tekrar hayata döndürüldüğünde o beş dakika içinde gördüklerini şöyle anlatır: "Michael Todd'un (uçak kazasında kaybettiği 3. eşi) ruhuyla karşılaştım. Ben de onunla burada kalmak istediğimi söyledim, fakat o bana dünyaya geri dönmem gerektiğini ve daha vaktimin gelmediğini söyledi. Onun aşkı ve sevgisi beni tekrar yaşama döndürdü."
Elizabeth Taylor elbette ki bu konuda tek örnek değil. Başka örnekler de vardı. Hele de Türkiye'den öyle bir örnek var ki şaşırmamak elde değil. Yaşar Nuri Öztürk de ÖYD yaşayanlardan biriydi ve yaşadıklarını Saba Tümer'e şöyle anlatıyordu:
“Sınıra gittim. Sınırda teslimiyetimi arz ettim. Bir şey yok. Gayet normal. Kurani imanı, olan insanların, herkesin yaşayacağı, anlayacağı bir şeydir… Ben söylüyorum. Sınıra gittim, bir tül. Bir tül. Arka tarafı öbür âlem, bu tarafı bu âlem… Bu kadar basit… Gittik sınıra, ben atmış yaşını devirmiş bir insanım. Ben öbür taraftan da korkmuyorum. Allah’ın affı, tabi bizi himaye etmesi şartıyla, ben öbür taraf için, hayatımı yaşadım. O hazırlığım var. Onun için dehşete düşmeme filan gerek yok. Tamam dedim geldim. Lebbeyk. Buyurun. Ha. Dendi ki:
– Tamam, hoş geldin. Ama tülün bu tarafına, sınırın bu tarafına geçmeyeceksin.
– E ne yapacağız?
– Eski yerine dön ve devam et
Biz de döndük ve devam ediyoruz. Bu kadar basit…
Daha çok şey dendi de… Onlar bu stüdyoları ilgilendirmiyor, onlar beni ilgilendiriyor. 18 soruma cevap aldım. 50 yıldan beri birikmiş 18 tane soruma cevap aldım. Birisi de önümüzdeki zaman içerisinde çıkacak kitabımla ilgili bir sorudur. Evet onlar (o sorular) kafamda hem de dibine kadar. Onları söyleyemem, çarpılırım sonra. Onu hiçbir zaman öğrenemezsiniz.
Süre mefhumu yok orada. Onu yaşayanlar bilir. Orada süre mefhumu yoktur. O böyle gelir gider, süre, orda, matematik zaman orda geçerli değil ki. Ama ben ameliyat masasında 3 saat 45 dakika kaldım…
Ameliyatın amacı tek değildi, amacı benim midemdeki sıkıntıyı temizlemekti. Zahiri tarafı budur. Batıni tarafı… ya karıştırma oraları, oraları karıştırma.”
Bakınız: https://www.youtube.com/watch?v=EQFczaMlEAU
ÖYD yaşayan insanların anlatımlarında aşağı yukarı ortak olan özellikler ise şunlar:
1. Bedenin terk edildiği birinci aşamada:
*Huzur ve sükûnet duygusu hissetme.
*Çekilme veya fırlama tarzında yükselme izlenimi.
*Ölüm döşeği görüntüleri denen algılamalarda bulunma (eskiden kaybetmiş olduğu yakınlarına kavuşma, melodi, ışık, renkler, dinsel-mitolojik varlıklar algılama vs.)
*Karanlık bir tünele doğru çekilme izlenimi.
2. Bedenin terk edilmesinden sonraki aşamada:
*Karanlık tünelden geçtikten sonra her şeyin yeniden aydınlanması.
*Fiziksel bedenini (ölü durumdaki vücudunu) ve diğer insanları görme.
*Kendini diğer insanlara duyuramama (sesini insanların işitmemesi ve kendisini onların görmemesi; bu duruma rüyalarda da rastlanır.)
*Kendini hafif ve mutlu hissetme.
*Duvar gibi katı nesnelerin içinden geçebilme.
*Fiziksel bedene geri dönmeyi istememe.
*Fiziksel aleme ilişkin görüntülerin belli bir süre sonra silikleşip kaybolması.
*Tüm yaşamının bir film şeridi gibi gözünün önünden hızla geçmesi.
3. Fiziksel bedene dönüldüğü aşamada:
*Işık görünümünde algılanan bir varlığın tekrar dünyaya (fiziksel aleme) dönmesi konusunda kendisini ikna etmeye çalışması.
*İradi (isteyerek) veya irade-dışı olarak fiziksel bedene dönme izlenimi.
*Fiziksel bedene dönülürken soğukluk duygusu hissetme
Bu ÖYD vakaları ile ilgili bir hayli fazla örnek bulmak mümkün. Ancak çok yakın zamana kadar, hatta zamanımızda bile rüya ya da halisünasyon olarak açıklanmaya çalışılan bu olayları yaşayanlar gördükleri şeylerin kesinlikle rüya olmadığı inancınadırlar. Hatta bunu Peygamberimizin Miracı gibi bir olay olarak izah edenler de vardır. Nitekim Yaşar Nuri Öztürk de yaşadıkları için ''Gayet normal. Kurani imanı, olan insanların, herkesin yaşayacağı, anlayacağı bir şeydir'' demişti.
Ben hayatım boyunca iki defa ameliyat masasına yattım ancak her ikisinde de böyle bir şey yaşamadım.
İlkinde uyandığımda başucumda yakınlarımı gördüğümü ve '' Burada, işte yanında, ellerini tutuyor'' Diye cevap verdikleri halde ısrarla ''Abim burada mı?'' Diye sorduğumu hatırlıyorum. ( Ya da tamamen kendime geldiğimde bana bunu anlattıkları için hatırladığımı sanıyorum )
İkinci ameliyatımda ise ameliyat öncesi bir odaya alınmıştım. Sedye üzerinde saate baktığımda saat 10.30 filandı. Az bir şey uykum olmasına rağmen uyumadım ve ameliyat odasına alındım. Beni ameliyat edecek ekip güle oynaya müstehcen fıkralar anlatıyorlardı birbirlerine ve bu arada beni tam anlamıyla ameliyata hazırlıyorlardı. Anlattıkları fıkralara ben de güldüm ve '' Beni güldürdünüz Allah da sizi güldürsün'' Dediğimi hatırlıyorum. Sonra? Sonra kendimi ameliyathanenin dışındaki o bekleme odasında buldum. Kafamı kaldırıp saate baktığımda saat 12.30 filandı. Kendi kendime '' Yuh bee. Ameliyat odasına girmeyi beklerken iki saat uyumuşum. Ameliyatı ne zaman yapacak bu doktorlar?'' Dediğimi hatırlıyorum.
Velhasılıkelam ben bir ÖYD vakası yaşamadım ama yaşadığını iddia eden bir vatandaşla 2007 yılında mide kanamsı sebebiyle Antalya Devlet hastanesinde karşılaştım. Benim gibi mide kanaması geçirmiş olan Kemal Amca'nın damadı Bahadır'dı anlatan. Bahadır çok feci bir trafik kazası geçirmiş ve bu kaza sonucunda ameliyat olurken kalbi durmuştu. İşte kalbinin durduğu o anda korkunç bir tünelin içinde oldukça hızlı bir şekilde bir anafora kapılmış gibi gittiğini, daha fazlasını anlatamayacağını ancak öteki alemin çok korkunç olduğunu anlatmıştı.
Bir de Kardeşim Raci...Çok çok çocukken benden bir yaş küçük kardeşim Raci ile sözde boks maçı yaparken tam gözünün ortasına şiddetli bir yumruk atmıştım. Raci hemen yere yığıldı. Bayılmıştı. Uyandırana kadar akla karayı seçtik. Uyandığında o da çok güzel, yemyeşil ve oldukça huzurlu bir bahçeye yani cennete gittiğini anlatmıştı.
İnsanın öte aleme gitmesi,''Senin henüz vaktin dolmadı '' Denilerek geri gönderilmesi mümkün müdür? Bilemiyorum. Bana kalırsa bu bir inanç meselesidir. Tüm bu sorulara bilim henüz net bir cevap verebilmiş değil. İnanıp inanmamak ise tamamen kişilerin tercihlerine kalmış bir şey...