Ah bu Lidyalılar ah! Ben şimdi bunlara,
bu Lidyalılara bağırayım mı, çağırayım mı, kızayım mı, ne yapayım? ''Ohoooo
onlar tarih sahnesinden silineli çok oldu.'' diyorsunuz siz de. Olsun ben yine de
sövüp sayarım, iyi halt etmişler sanki bu parayı bulmuşlar da... Hiç mi başka
icat edilecek bir şey kalmadı? Bunlar dinlememiş mi hiç bizim değerli
sanatçımız Özdemir Erdoğan'ı hani diyor ya bir şarkısında ''Paranın ne önemi
var mühim olan insanlık.'' İnsanlık tabi ki mühim ama, parasız da olmuyor be
Hacı...
Napolyon amcada durmuş durmuş, üç şey
demiş, hay demez olaymış. Para, para, para iyi de kim duymuş o meşhur Fransız
İmparatoru Napolyon'un para, para ve yine para dediğini? Var mı ispatı? Ha
anladım, o zamanda Osmanlı da ki vakanüvisler gibi onlarında tarih yazıcıları
var, onlar bir yerlere not etmiştir mutlaka diyorsanız, ben de doğrudur
diyorum. Belki de o tarihlerde çek ya da kredi kartı olsaymış Napolyon Efendi
üç kere çek çek çek veya kredi kartı kredi kartı kredi kartı da diyebilir, o
şekilde de tarihe geçebilirmiş...
İktisat İlminin en baş aktörüdür para.
Paragöz ve paracı da derler, parayı çok seven insanlara. Eli sıkı da olurlar bu
tipler çoğu kere. Nekes, pinti, cimri diye de adlandırılırlar zaman zaman. Oysa
eli açıklık, cömertlik Allah tarafından sevilen bir davranış kalıbıdır.
Rabbımız Allah cc. kendisi de kullarına karşı çok cömert olduğu içindir ki
kullarından da eli açık olanları sever ve över. Bir düşünür de ''Paradan başka
harcayacak hiç bir şeyi olmayanlar dünyanın en fakir insanlarıdır.'' demiş. Hem
fakir hem de hakirdir onlar aslında diğer insanların gözünde...
Olmayaydı şu para, banka soygunu da,
banka soyguncusu da olmazdı haliyle... Olmayaydı şu para, kredi kartı hiç olmazdı,
kredi diye de bir şey olmadığından. Olmayaydı şu para, dilencilere bahşiş de
verilmezdi dilenciler olmadığından. Bir muhterem de ''Aslında parayı
sevmiyorum, ama sinirlerimi yatıştırıyor.'' demiş, Joe Louis... Tamam anladık
çok para belki sinirleri yatıştırıyor ama, az para da sinirleri gerim gerim
geriyor, sinir hastası yapabiliyor insanı. Para olmayınca, kirayı
ödeyemiyorsun, hanıma bağırıyorsun, çocuklara bağırıyor çağırıyorsun... Yine
bir düşünce adamı ''Bütün kapıları açan paradır.'' buyurmuş. Moltke... Vallahi
ben kapılarımı anahtar ile açıyorum, ne yalan söyleyeyim. Gönül kapılarını da,
tatlı sözler ile, iltifatlar ile, sevgi, saygı ile açıyorum. İnanın paranın o
kapıları açmaya ne gücü yeter, ne de kuvveti...
Amerikan Doları bu gün dünya devletleri
arasında en değerli paralardan biri gibi görünse de, Amerikan Toplumunun
sosyolojik bakımdan, toplumsal bakımdan geleceği dolar kadar parlak görünmüyor.
Hakeza Avrupa Birliği de aynı şekilde Euro da belki bu gün için değerli gibi
ama ya onu kullananlar, ne kadar değer biçiyor kendilerine... Terör örgütlerini
el altından desteklemeyi bir türlü akıllarından ve gündemlerinden
çıkartamıyorlar arkadaşlar.
Eski Dönem filozoflarından Sofokles'de
''İnsanoğlunun hiçbir icadı para kadar fesat verici değildir.'' demiş. Bravo
vallahi adam ta o zamanda anlamış bu paranın ne mal olduğunu. Bu gün dünyada
bütün kargaşalıklar, bütün savaşlar ekonomik bir temele dayanmıyor mu? Amaç,
madenlere, petrole, altına dolayısıyla da bir dolu zenginliğe, refaha kavuşmak.
Emperyalist devletler parayı ve zenginliği bulunca, gariban, az gelişmiş ve
gelişmekte olan devletlerde papazı buluyorlar maalesef. Para yaşayacak kadar
herkese lazım, yalnız kişiliğimizi hiç bir zaman değiştirmemeli, ''Göründüğün
gibi olup, olduğun gibi görünmek.'' en güzeli Hazreti Mevlana'nın da
deyişiyle... Yine güzel veciz bir söz ile laflarımızı bağlayalım ''Paran İle
Şeref Kazanma Şerefin İle Para Kazan ki, Paran Bittiğinde Şerefinde Onunla
Bitmesin!'' Zaman zaman parasız kalsanız da sevgisiz, aşksız kalmayın sakın.
Hepinize en derin sevgi ve saygılar...