Altmışlı yılların sonu, yetmişli yılların başında televizyon, doksanlı yıllardan beri de hayatımızda bilgisayar ve cep telefonu diye bir gerçek var. Hiç bir zaman teknolojiye karşı bir insan olmadım lakin her türlü teknolojinin de akıllı biçimde kullanılmasından yanayım. Farkında mısınız bilmiyorum? Makinelerin, iletişim araçlarının sayısı ve kalitesi artmasına rağmen insanlar arasında ki iletişim ise neredeyse kopma noktasına gelmiş durumda... Aşağıda ki paragrafta bunu biraz açalım isterseniz...


Dünyada otuzlu yıllarda hayata geçmiş ancak bizlere altmışlı yılların sonunda gelmiştir televizyon. O güne kadar mahalle sinemalarında izliyorduk bizler o eski Türkan Şoraylı, Hülya Koçyiğitli, Cüneyt Arkınlı Türk Filmlerini... Bilenler bilir o yıllarda haftada iki üç gün gece 24.00 e kadar açık olurdu Beyazcam... Baştan mahallede çok az insan alabilmişti... Mahalle de kimde varsa televizyon onlarda toplanılırdı... Gelsin çaylar gitsin bisküviler, çıt yok seyrederken... Sonrasında seksenli yıllarda renkli televizyon ve de herkesin evine de girivermişti...


Televizyon insan ilişkilerine epey sekte vurdu, hele hele de renkli çıktıktan sonra daha da bir iletişim kopukluğu oluştu... Seksenli yılların ortalarına gelindiğinde fiyatlarında ucuzlamasıyla her ev de aile nüfusunun durumuna göre iki hatta üçe dörde kadar çıkan sayıda televizyon bulunmaya başlamıştı. Salonda bir televizyon. Kızın odasında ayrı, oğlanın odasında ayrı televizyon. Herkes kendi programını seyrederken aile bireylerinin birbiri ile konuşması ise ''Su getir'' ya da ''Kapıyı kapat'' veya ''Işığı söndür.'' gibi kısa cümlelerden oluşma yoluna girdi... Artık evin içinde ne baba oğluyla, ne de anne kızıyla, ne adam karısıyla eskisi gibi sohbet etmiyor... Gece onbire on ikiye kadar soluksuz televizyon izleniyor sonra da vurup kafayı yatılıyordu...


Cep telefonu ve bilgisayar ise toplumu ve insan ilişkilerini adeta yerle bir etti ve etmeye de devam ediyor. Bakıyorum ilkokula bile giden çocukların elinde akıllı diye tabir edilen telefonlar ve tablet bilgisayarlar. Ayrıca her ev de Laptop diye tabir edilen ve dizüstü bilgisayarlar. Tabi ki Allah kimseyi gördüğünden ayrı koymasın ancak televizyon ile sekteye uğrayan insan ilişkileri cep telefonu ve bilgisayar ile tamamen kopukluğa uğramış, adeta yerle bir olmuştur. İşi iyice çığırından çıkmıştır. Mektup yazan insan, bayramda kart atan insan neredeyse kalmadı... Bayramlarda bile insanlar en yakınlarını aramayı bırak, cepten ufacık bir tebrik mesajı ile günü kurtarmaya bakıyorlar...


Yirmi katlı apartmanlarda komşuluk diye bir şey unutuldu gitti. En fazla aynı katta oturduğunuz iki üç kişiyi tanıyorsunuz, onlar ile de ancak asansörde selamlaşıyorsunuz, eğer ki bayramlarda da evde iseniz zoraki gidip geliyorsunuz. Hastalansanız ya da bir yerinize bir şey olsa, çekinirsiniz gecenin on ikisinde komşunuzdan ilaç veya başka bir şey istemeye... Bir tas çorba getirip önünüze koyacak komşuyu mumla ara ki bulasın. Ne yazık ki bu yaşanılanlar gerçeğin ta kendisi... Üzülüyorum ve özlüyorum o eski mahallelerde ki sıcak kanlı insanları, bize kol kanat geren teyzeleri, amcaları, sıcakkanlı komşulukları. Hepinize en derin sevgi ve saygılar... 
( Cep Telefonu Ve Bilgisayar İlişkilerimizin İçine Etti başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 28.06.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.