Bin dokuz yüz altmışlı yılların sonunda
geldi ülkemize televizyon. TRT yani Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tek
kanaldan hafta da iki üç gün yayın yapar, bizi de ekrana kilitlerdi maaile,
çoluk çocuk demeden... Bilenler bilir dünyada ki icadından otuz kırk sene sonra
bizim ülkemize girmiştir beyazcam. Zaman ilerledikçe yayın günleri ve saatleri
de artmıştır haliyle ihtiyaca göre... Seksenli yıllara gelince renkli televizyon
ve sonrasında kanal sayısının artması, özel televizyonların hayata geçmesi ile
şu an da sayısız kanalı izleme olanağı mümkündür ülkemizde...
Doksanlı yılların başında hayatımıza
giren özel kanallar üçü beşi geçmez iken, zaman ilerleyince yerel kanallarında
kurulmasıyla aklımızın almayacağı kadar kanal mevcut günümüzde... Devlet
televizyonu TRT'nin her zaman bir ağırbaşlılığı ve ciddiyeti olmuştur, bu inkâr
edilemez... Özel kanallar içinde de gerçekten kaliteli yapımlara imza atan iki
üç kanal mevcut. Bunların haricinde sayısız kanal ise bana göre fasafiso
programlar ile hem milletin kafasını bulandırıyor, aklını karıştırıyor hem de
insana bilgi, beceri, kültür bakımından hiç bir şey katmıyor...
Bir özel kanalda mafyavari bir dizi
başlıyor. Bakıyorlar azıcık izlenme oranında artma var hemen rakip kanallar da
benzeri bir diziyi yayına sokuyor. Bir kanalda değişik bir magazin programı
var, hemen başka bir kanal değişik isim ile ona benzer bir yapımı seyircinin
beğenisine sunuyor. İnsana hiç bir şey katmayan pembe dizileri de saymadan
geçmeyelim. Bu mudur Türk Milletinin yaşantısı? Sitcom denen ucube komedi dizilerine
artık gıdıklasalar bile gülemiyor insan, ancak onlar kahkaha efektlerini hemen
araya sıkıştırıyorlar...
Özel televizyonlar program yaparken
biraz da ülke gerçeklerini göz önüne almaları gerekir. Hayat sadece dizi
filmlerinden ibaret değildir, asla da olmamalıdır... Bilgi yarışmaları hadi bir
yere kadar izlenebiliyor ancak insanları metabolizmalarını zorlayarak saçma
sapan yarışma programlarına sokmak ve de sonunda uçuk para ödülleri koymak
hangi akla ve mantığa uyar. Ha keza daha önce değindiğimiz gibi, magazin
programları da ayrı bir felaket... Sanatçıların özel hayatları bizi ne
ilgilendirir? Zaten aklı başında halkın gerçek sanatçısı olanları da buralarda
asla göremezsiniz.
Burası Türkiye ve ülkenin yadsınamaz bir
takım gerçekleri var. Bir çok insan bu saçma sapan dizileri ve yarışma
programlarını izliyor da olabilir, ancak bu ülke halkının özel televizyonlardan
kaliteli programlar bekleme ve izleme hakları da vardır. Ne zaman düşünüyorlar
bu özel televizyonların yöneticileri Türk Milleti'ne kaliteli programlar
izletmeyi acaba, bunu da sormadan edemiyorum... Bıktık artık iki mekanda geçen
sitcomlardan... Ayrıca televizyon bilgi ve kültür edinme isteğimize de engel
bir durum yaratıyor. Dünya klasiklerinin dizilerini izliyorsunuz on beş yirmi
bölüm lakin o dizi kitaptan aldığınız tadı ve zevki asla vermiyor size,
veremiyor...
Ayrı tuttuğum bir kaç özel kanalı zaman
zaman izliyor, hem bilgi ve kültür ile doluyor hem de zevk alıyorum. Çıkalım
artık sabahtan akşama kadar televizyon izleyen toplum modundan. Çevrenize
bakın, bakının ne güzellikler göreceksiniz farkına varmadığınız nelerin farkına
varacaksınız kim bilir? Birbirinin benzeri bu kadar dizi ve saçma sapan yarışma
programları ancak uyutur milleti... Sonra da tatlı rüyalar Türk Milleti derken
birileri, bakmışsınız ülkenin elden çıkmasına ramak kalmış. Kitap okuyun,
gazete okuyun, çevrenizi araştırın, ülkenin güzelliklerini kâh gezerek kâh
okuyarak görmeye anlamaya çalışın. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...