Emani El Rahmun- Halid El Rahmun- Halaf El Rahmun...Dört kişilik bir aile.
Yok yok sayı saymasını biliyorum. Üç isim yazdım ama bu aile dört kişilikti aslında. Çünkü Emani El Rahmun adındaki kadının karnında da bir bebek vardı. Dokuz aylık hamileydi.
Emani 20 yaşında genç bir kadındı.
Kocası Halid kaç yaşındaydı bilemiyorum ama o da genç bir erkekti. Kızları Halaf henüz 10 aylık bir bebekti.
Yani bizim bazılarımızın dediği gibi bu Suriyeliler fare gibi üreyip duruyorlardı. Bir çocuğu on aylık bebek iken bir kadın nasıl dokuz aylık hamile olur orası da karışık. Öyle ya bu kadın ilk çocuğunu doğurduktan bir ay sonra henüz kırkı çıkmadan tekrar mı hamile kaldı? Neyse... Orası konumuz değil.
Yirmi yaşındaki bu genç anne ve kocasının Esed Rejiminin sağladığı huzur ve mutluluk bir yerlerine mi battı da ülkelerini terk ettikler yoksa kundaktaki bebekleri bile zehirli gazla vahşice öldürüldüğü ve kadınlarına tecavüz edildiği için mi ülkelerinden hicret etmek zorunda kaldıkları da konumuzun dışında.
Konumuzun içindekilere dönelim o zaman
Emani, kocası ve daha onlar gibi yüzbinlercesinin ülkemize hicret etmesiyle birlikte ülkemizde bir '' Ülkemizde Suriyeli istemiyoruz '' kampanyasının başladığı bilinen bir gerçek.
Neden istemiyoruz peki?
Çünkü onlar pis Araplar herşeyden önce.
Çünkü onların gelmesiyle birlikte artık bizim çocuklarımız değil onların çocuklar üniversitelerimize hem de sınavsız alınıyorlar.
Çünkü onlara hiç çalışmasalar da devlet her ay adam başı 1400 Tl maaş veriyor.
Çünkü onların çocukları polislik de dahil her türlü işe hemen alınırken bizim çocuklarımız işsiz güçsüz kahve köşelerinde pinekliyor.
Çünkü bizim vatandaşlarımız dermeçatma gecekondularda ömür tüketirken devlet onlara bedava ve en lüks evleri veriyor.
Çünkü onlar Türk vatandaşlığına alınıyor ve seçimlerde iktidar partisine oy vermeleri sağlanıyor.
Çünkü onlar siyasi parti bile kurmuşlar ve ''Anadilde eğitim istiyoruz'' Diyorlar.
Çünkü onlar kendi toprakları için savaşıp kendi topraklarında şerefli bir şekilde ölmektense şerefsizce kendi topraklarını terkediyorlar.
Çünkü onlar ülkemizde her türlü suçu işliyorlar.
Çünkü onlar fareler gibi ürüyorlar ve çok kısa sürede biz kendi ülkemizde mülteci durumuna düşeceğiz.
Çünkü bizim Mehmetçiğimiz onların g.tünü korumak için savaşıp şehit olurken onlar Akdeniz, Ege sahillerinde keyif çatıyorlar.
Onlardan nefret etmemizi gerektirecek o kadar çok sebebimiz var ki...
Muhacire Ensar olmak mı? Onu geçiniz bir kalem. Hollandalılar gibi önlerine para atıp üzerlerine işemediğimize dua etsinler.
Evet...''Hollandalılar gibi önlerine para atıp üzerlerine işemediğimize dua etsinler'' derken Hollandalılara rahmet okutacak bir şey yapıldı bu ülkede.
Biliyorsunuz.
Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde işte o yukarıda bahsettiğim Emani El Rahmun adlı yirmi yaşındaki hamile genç kadın, Birol Karacal ve Cemal Bay adlı iki kişinin tecavüzüne uğradı, sonra da başı taşla ezilerek öldürüldü. Emani El Rahmun'un 10 aylık bebeği Halaf'ın da başının taşla ezerek öldürdü katiller.
Sonrasında Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez'in kıldırdığı cenaze namazını müteakip merhumenin ve on aylık bebeğinin cenazeleri memleketleri İdlip'e gönderildi.
Of yaaaa. Bir ton laf ettim de asıl konuya giremedim daha.
''Asıl konuya giremedin mi? Daha nasıl gireceksin ki? Konunun tam ortasına girmişsin '' dediğinizi duyar gibiyim.
Yok, asıl konu bu iki sapığın hamile bir kadına tecavüz ettikten sonra onu ve on aylık bebeği ile karnındaki yavrusunu katletmesi değil. Çünkü o iki sapık tamemen insanlıktan çıkmış olsalar da kadını öldürmek için bir sebepleri var. Gündüz vakti, işyerinde kadınla tartışmışlar.
Eee o zaman asıl konu ne?
Asıl konu şu:
Bu vahimden de öte tüyler ürperten insanlık dışı vahşetin akabinde Emani El Rahmun ve Halaf Rahmun'un cenazeleri İdlip'e gönderilirken Türkiye'de kalan Halid Rahmun, cenazeyi götürenlere şöyle diyor:
"İdlib'teki akrabalarımız duymasın, trafik kazası diyin. Türkiye'ye laf gelmesin."
İşte Halid'in bu söylediklerini bir arkadaşım kendi face book sayfasında paylaşıyor.
O paylaşıma da bir vatandaşımız yorum yazıyor:
''Evet, SURİYELİLERİ İSTEMİYORUM...''
En acılı anında ''Türkiye'ye laf gelmesin'' endişesinde olan Suriyeli bir koca- baba ve böyle bir vahşet karşısında bir üzüntü, bir kınama yerine halen '' Suriyelileri istemiyorum'' diyen, aklına başka da bir şey gelemeyen bir Türk vatandaşı...
Katilleri bile anlıyorum da şu yorumu anlamakta zorluk çekiyorum.
Daha ne yazayım ki?
(
Katilleri Bile Anlıyorum Da... başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
9.07.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.