Dünya sinema endüstrisinin merkezi tabi ki şimdilik Amerika Birleşik
Devletleri ve onun bir uzantısı olan Holywood... Öyle dev bütçeler ile değişik,
fantastik filmler yapıyorlar, o yaptıkları filmleri bütün dünyaya
pazarlıyorlar.
Önce kendi elleri ile canavarlar yaratıyorlar, kahramanlar yaratıyorlar. Sonra
o canavarları ya yok ediyorlar, ya da ehlileştiriyorlar. Kahramanları,
kahramanlıkları filmler ile abartıyorlar, köpürtüyorlar. Dünya'ya başka
gezegenlerden olmayan canlılar ile saldırı düzenlettirip sonrada bir şekilde
dünyayı kurtarmaya çalışıyorlar ve her seferinde de dünyayı mutlaka
kurtarıyorlar. Hani tutup da sokakta ki adamlara sorsanız ''Dünya bir saldırıya
maruz kalsa dünyayı en çok, en çabuk kim kurtarır?'' diye, yüz kişiden doksan
dokuzu bu soruya ''Amerikalılar kurtarır.'' diye cevap verecektir... Bir kişi
de Amerikalılar mı değil mi diye düşünür sonra da Amerikalılar da karar kılar...
Yetmişli, seksenli yıllarda ki sıra dışı dizilerine, filmlerine bakın. Uzay
Yolu, Tatlı Cadı, Sabrina vb. Filmlerinden Rambo serisi, Süpermen, Yıldız
Savaşları, E.T gibiler... Her ne kadar insanların hayal dünyalarını
geliştiriyordu diye de savunma yapsalar da, benzerleri de bizde oynayan bu
dizelerin çocukları olumsuz olarak etkilediği gün gibi aşikardır...
Sam Amca medya yolu ile her türlü görsel argümanlar ile emperyalist emellerini
gizleyerek dünya milletlerinin beynini, toplumların sosyal yaşantılarını adeta
dumura uğratmaktadır. Gelişmiş ülkelerin sinemalarında ABD kadar insanların
ruhsal, sosyal dengelerini bozan filmlere pek rastlanmıyor. Buradan da
sömürünün kitaba uydurulması sonucu çıkıyor...
Amerikalılar zaman zaman dünyayı dev canavarlardan, zaman zaman uzaydan gelen
garip yaratıklardan, kimi zaman düşman devletlerden, demokrasiye karşı olan
oluşumlardan kurtarmaktadırlar... Çok merak ediyorum bu Amerikalılardan dünyayı
kim kurtaracak acaba? Ne zaman son verecekler dünya milletlerine silah satmaya?
Ne zaman son verecekler, beğenmedikleri ülkelerde darbeler yapmaya? Ne zaman
son verecekler, ülkelere demokrasi götürüyoruz diye, o ülkeleri alt üst etmeye?
''Her ne kadar it ürür kervan yine de yürür.'' desek de Sam Amca yaptıklarından
ve bundan sonra yapacaklarından pek vazgeçecek gibi görünmüyor...
Emperyalizm ve onun en büyük uygulayıcısı ABD çok büyük bir tüketim toplumu
aslında. Dünyada ki petrolün yüzde yirmi beşini Sam Amca tek başına tüketiyor.
Daha da kendi petrollerinin büyük bir kısmı toprak altında, durmadan dışarıdan
ya alıyor ya da çalıyor, ülkelere çökerek tabi ki... Kendi ekonomilerini ve
toplumlarını ayakta tutabilmesi için Sam Amca, her iki sene de bir dünya da bir
bölgenin karışması, masum insanların ölmesi lazım... Niye kaşıyorsun ta Kuzey
Kore'ye kadar gidip de yaraları... Sende de var balistik füze hem de dolu...
Sen de olunca iyi başkasında olunca ''tu kaka''
Tahmin ediyorum ki dünya milletlerinin büyük çoğunluğu ABD'yi ve uyguladığı
politikaları sevmiyor. ''Dünyanın Jandarması'' diye de bir lakabı vardır
geçmişten gelen. Ancak milletler üzerinde kurulan maddi ve başka türlü
baskılarda gün gelir toplumları bıktırır, bunaltır, Sam Amca ile olan
ilişkilerini gözden geçirmelerine, bir kere daha düşünmelerine vesile olur... Birileri
de çıkar bu Amerikalılar dünyayı çok kurtardı, ben de Amerikalıları
dünyalılardan, dünyadan kurtarayım da herkes bir oh desin rahata ersin
diyebilir... Savaşsız sömürüsüz bir dünya özlemimiz ise de özlem olarak
kalmasın dileyelim ki...