Bir rota kaygım var ya da yok belki de ölçeği olmayan bir haritayım yine tepeleri karlı, yine ovaları yavan ve bulutsuz göklerin sahipsizliğine gölge düşüren isyanlarını boca ederken insan ırkı.

 

Irklar ırklara bölündükçe, masumiyet yaftalandıkça istiflendi kötülük ve laneti iblisin.

 

Birer dünyalıyız belli ki dünyamızı yok etmeye kurgulanmış birer mekanizmayız yine aslımıza ve var oluş amacımıza ihanette bir sakınca görmediğimiz…

 

Bir rota kaygım var mı, peki?

 

Aslında imlerin tehdit ettiği ve muğlâk kaygıların satır arasındaki katliamı yine gönül gözüne rağbet etmeyen kim ise bu yüzden ispatlama kaygısı duymuyorum artık. Sadece hissediyorum, diliyorum ve kâğıda döküyorum.

 

Benlik bir mizansen olsa neye yarayacak ya da benlik bir hazan ve hüzün?

 

Ben yaşasam ve mutluluğumu katlasam dünde kalan ölü çocuklar nasıl huzur bulacak erken göçlerinde daha doğrusu mecburi göçe sürüklendikleri?

 

Sarkacın muhteviyatına dokunmak gelmiyor içimden aslında yaşamak da yine de şükrümü ve sabrımı katık yapıyorum topluca gerilse de dünya tahmin yürütüyorum belki de ağır aksak çekim gücünde İlahi Adaletin sadece bekliyorum ve bekliyoruz da.

 

Cümleler kuram üstü.

 

Kuramlar insan ürünü.

 

İnsanlar ise çöküntü ve çökkünlük misali.

 

Kaygılarımızı da öğütemiyoruz belki de öğün aralarında bol miktarda kaygı atıştırıyoruz ve ayrışıyoruz yetmedi ayrıştırıyoruz.

 

Gölgeler devrimci.

 

Devrimler ayrımcı.

 

Ayrı gayrı yaşamaktan dolayı bölünen mukozamızda kaybettiğimiz çekirdek ve çekirdek ailenin mesuliyeti ise ilk sırada.

 

Çitlerin, bariyerlerin ve duvarların istilasında dünya.

 

Dünya aslında dünyalıların istilasında ve kurtarılmayı bekliyor ne de olsa dünyevi kaygılarımız ve mutluluk beklentimiz had safhada ve olası şıkları eliyoruz günbegün sonra da derleyip toparlıyoruz arkamızda iz bırakmamak adına lakin beyhude olduğu kadar komik de ne de olsa gittiğimiz her yerdeyiz aslında her şeyiz ve herkesiz bu yüzden hiçleri ve hiçliği küçümsüyoruz aslında kendimizi yerleştirdiğimiz tepede Tanrı ile boy ölçüşüyoruz üstelik bilmeden ansızın tepemize düşecek gök kubbenin infilakı ile sonumuzu tahmin etmeden.

 

Kayıplarımız ayıbın da ötesinde.

 

Çocuklar kayboluyor.

 

Zincirden boşanan bir zulüm ile genç nesil yok oluyor.

 

Menşei belirsiz katliamlarda, vahşet bildirgesinde ve soğuk savaşında çocuklar ile zalimin üstelik kötülüğün nereden geldiği de meçhul.

 

Yürürken bile ölebilirsiniz hele ki çocuksanız ve savunmasız iseniz vay halinize. Emanet ettiğimiz kimlikler belki de bir eğitmen belki basit bir görevi ifa etmekten aciz bir servis şoförü hatta bir hizmetli ya da içine düşmelerinin çok olası olduğu bir uyuşturucu batağı belki de sanal dünyanın sunumundaki o yalancı ve yutucu tuzaklar…

 

Bir yaş’ına dahi dayanamadığımız çocuklarımızın ve kadınlarımızın yasını tutmaktan aciziz aslında algılama gücümüzde bir sorun var yoksa bir yenisi eklenir mi bunca cürüm göz önünde iken bir yenisi daha ve yeni bir katliam ve yeni bir aile faciası… bir çocuk… bir kadın… kaybolan bir nesil aslında geleceği teminat altına aldığımıza kanıp hatalarımızı ve eksiklerimizi görmekten aciz bir zavallı faniler.

 

Çağ atladıkça, ağlara takılıyor insanlık.

 

Ağladıkça anneler, gökyüzü öfkeleniyor.

 

Öfkelendikçe tabiat, dünya işlevini ve amacını yitiriyor.

 

Yitip giden zaman ve mekân kaygısından çok öte id’lerimizin esaretinde, ego ve süper-ego savaşındaki kuramlar ötesinde kuram mağduru insanlar aslında insanlık mağduru masumiyet ve gücü olmayanların varıp varacağı son ne de olsa korumasız ve mesnetsiz ithamlarla tehdit altında olduğumuz yetmiyormuş gibi yetinme duygumuzdan bihaber, yeni yılı tetikliyoruz aslında eski yılı da karşıladığımız gibi yeni yılı bir kez daha kandırıyoruz oysaki yeni ve eski mefhumlarından evvel payımıza düşen sorumluluklarla sıfatlara ve mefhumlara sahip çıkmayı göz ardı etmişken. Yine de evet, yine de…

 

Bir şans verelim mi?

 

Ama kendimize.

 

Denesek bir kez daha ama akıllıca ve plan, program dâhilinde…

 

Mimleyip eksiklerimizi, mil çekip siyaha ve kötüye…

 

Boyutsuzluğunu hayallerin yeni baştan kurgulasak…

 

Akıl ve iradenin zaferi, deyip sahip çıksak tüm insanlığa…

 

İnsanlığımızla utandırsak zalimi ve münafığı…

 

Bir şans daha istiyoruz güzel Allah’ım senden hem de çocukların ve mağdurların adına: son bir şans hem de 2017’yi henüz uğurlamadan ve 2018’e de yalan söylemeden, tüm insanlığımızla, tüm yanlış ve doğrularımızla ve umut serpintisi üzerimize yağarken kar niyetine…

 

Çok geç olmamalı hala bir şansımız var, değil mi Allah’ım?

 

SEVGİLİ GÖNÜL DOSTLARIMA VE TÜM İNSANLIĞA MUTLU BİR YIL DİLİYORUM.

HUZURUN, SEVGİNİN VE MUTLULUĞUN EKSİK OLMADIĞI ÇOK GÜZEL BİR YIL OLSUN İNŞALLAH.

SEVGİLERİMLE YÜREK DOLUSU…

( Hala Bir Şansımız Var, Değil Mi? başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 31.12.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.