ALLAH’IN
AYETLERİYLE CİHAT EDENLER
Allah’ın ayetlerini söylediğimizde
Allah’ı ve Resulünü inkar etmeyen ama dini Kur’an’dan değil de emmaniye
kitaplardan öğrenenler, nefislerine zulmedip zalimlik yaparak emmaniye
bilgileri ile Allah’ın ayetlerini yalanlayıp ayetlere karşı cihat
etmektedirler.
6/EN'ÂM-33:
Kad na’lemu, innehu le yahzunukellezî yekûlûne fe innehum lâ yukezzibûneke ve
lâkinnez zâlimînebi âyâtillâhi yechadûn(yechadûne). Onların söylediklerinin mutlaka seni mahzun
ettiğini biliyorduk. Fakat muhakkak ki; onlar seni yalanlamıyorlar. Lâkin
zalimler, Allah'ın ayetleri ile cihad ediyorlar.
Peygamber Efendimiz (S.A.V), Allah'ın
inkâr edenleri cezalandıracağını biliyor. O insanlara acıyor. Bir taraftan da
kabul etmemelerinin onların cehenneme gitmelerine sebep olması O'nu
hüzünlendiriyor. O, Allah'tan aldığı için her şeyden emindir. Ötekiler
bilmedikleri için söylediklerini kabul etmiyorlar. Allah'ın ayetlerini yalanlıyorlar.
Allahütealâ da O'nun üzülmesini istemiyor. Diyor ki: "Üzülme! Onların
seninle ilgili bir konusu yok. Onlar senin söylediklerini yalanlamıyorlar,
Bizim ayetlerimizi yalanlıyorlar. Onlara karşı savaş veriyorlar. Sen sadece
onlarla Benim aramda olansın. Onlar Bana karşı savaş veriyorlar." diyor.
Kim Allah'ın ayetlerini yalanlarsa Allah'a karşı savaş açandır.
Ayetleri inkâr edip yalanlayarak
ayetlere karşı cihad ilan edenler, cehennemde ebedi kalacaklardır.
2/BAKARA-39:
Vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ ulâike ashâbun nâr(nârı), hum fîhâ
hâlidûn(hâlidûne).
Ve inkâr edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar ateş ehlidir,
orada ebedî kalacak olanlardır.
Kendisine Allah'a ulaşmayı dilesin
diye tebliğ yapıldığı zaman Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkes kâfirdir. Allah
bu insanların kalplerini ve sem'î (işitme) hassalarını mühürler, görme (basar)
hassasının üzerine gışavet (perde) çeker (Bakara-6-7).
2/BAKARA-6:
İnnellezîne keferû sevâun aleyhim e enzertehum em lem tunzirhum lâ
yu’minûn(yu’minûne).
Onlar muhakkak ki kâfirdirler. Onları ikaz etsen de etmesen de onlar
için eşittir (birdir), mü'min olmazlar.
2/BAKARA-7:
Hatemallâhu alâ kulûbihim ve alâ sem’ıhim, ve alâ ebsârihim gışâveh(gışâvetun),
ve lehum azâbun azîm(azîmun). Allah onların
kalplerinin üzerini ve işitme (sem'î) hassasının üzerini mühürledi ve görme
(basar) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Onlar için azîm (büyük) azap
vardır.
Onlar Allah'a ulaşmayı dileme
konusundaki âyetleri inkâr edenlerdir (Kehf-105).
18/KEHF-105:
Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ
nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen). İşte
onlar, Rab'lerinin âyetlerini ve O'na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun
Allah'a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa
gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.
Ve yalanlayanlardır (Yunus-45).
10/YÛNUS-45:
Ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yete ârefûne
beynehum, kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû
muhtedîn(muhtedîne).
Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir
saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar
(aralarında tanışacaklar). Allah'a mülâki olmayı (Allah'a ölmeden önce
ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve
hidayete eren kimseler olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah'a
ulaştıramadılar).
Ve Allah'ın hidayet konusundaki
ayetlerini gizleyenlerdir (Bakara-159).
2/BAKARA-159:
İnnellezîne yektumûne mâ enzelnâ min el beyyinâti vel hudâ min ba’di mâ
beyyennâhu lin nâsi fîl kitâbi, ulâike yel’anuhumullâhu ve yel’anuhumul
lâinûn(lâinûne).
Muhakkak ki, beyyinelerden
indirdiğimiz şeyleri ve hidayeti (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaştırılmasını)
Kitap'ta insanlara açıklamamızdan sonra gizleyenlere, işte onlara, Allah lânet
eder ve lânet ediciler de onlara lânet eder.
Allah razı
olsun.
Burhan AKSU