Bir duvarın yankısıyım,
Seslerle çarpışıyorum.
Bilmem ki nedir?
Bulmaya çalışırken kendimi,
Tekrarlanan kayboluşlar içinde,
Kah takvim yaprağındaki imsak vakti oluyorum,
Kah uzun ömürlü kelebek misali ölüyorum.
Bir gün fazla yaşıyorum,
Üç kanat fazla çırpıyorum…

Yaşamayı öğreniyorum,
Yaşarken bir an gülmek için…

Bilmem ki nedir?
Başucumda küçük bir radyo,
Radyoda hep aynı türkü;
“Şu gurbet ellerin yeli sert olur”
Yanağımda hep aynı gözyaşı…

Bilmem ki nedir?
“Özlediğin şey her neyse” diyorlar,
“Kurumuş denizin yıkılmış rıhtımında seni bekliyor” diyorlar.
Duymuyorum.
Bir illete tutulmuşum;
Pervasızca saplıyor hançerini duygularıma.

Bilmem ki nedir?
Zamanınıdır ağrılarımın,
İltihabımıdır yaramın;hiç kurumayan.
Yoksa senin de yaşadığın,
“O an”ımı yaşıyorum?

Bilmem ki nedir?
Rüzgarın önündeyim,arkasındayım; ne fark eder?
Bir uçurtma gibi uçurur,
Bazen son yaprak gibi titretir durur.
Bir sonbahar tılsımıyla bakıyorum geriye,
Biraz da sensizim kabul.

Bir sonbahar sensizliği…

Mustafa Uğur ÖZDAL
( Bilmem Ki Nedir başlıklı yazı M.Uğur ÖZDAL tarafından 26.01.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.