Akşamüstü hayalleriyle geliyordum sana,
Ne kırlangıç sürüleri,
Ne de güz yaprakları ve toprak kokusu teselli oluyordu;
Tıkanık duygularıma.
Islak yapraklar asıyordum dallara,
Dallardan damlıyordu benliğim…  
 
Akşamüstü rüzgârları esiyordu,
Evlerin çatılarından, bacalarından…
Rüzgârlar ki; ne zaman rüyalarımdan geçse,
Sakız ağaçlarıyla dolu tepeleri hatırlatırdı.
Esiri olduğum aşklar siniyordu üzerime…  
 
Akşamüstü karanlıklarını,
Bilmem kaç mumluk sarı lambaların aydınlattığı sokaklarda,
On sekiz yaş gölgemi arıyordum.
Gölgem bir önümde bir arkamda,
Kâh on yaşında kâh altmışında…
 
Akşamüstü serseri bakışlar topluyordum,
Hızlı adımlar,
Kaçamak dokunuşlar,
Karavana gülüşler…
Oysa hep aynı yanılmalar yaşıyordum,
Sonbahar sarısı dökülmeler ve yaprak titremeleri…  
 
Akşamüstü diyordum;
Sen iki katlı bir evde,
Esmerce geziyordun.
Ben şiirler yazıyordum sana,
Çocukluk harçlıklarımı arıyordum delik ceplerimde,
Kaldırımlara bulaşmış gölgemi
Geniş zaman kipinde eziyordun.
Akşamüstü diyordum geceye doğru….  
 
Mustafa Uğur ÖZDAL     
  02/12/2010
( Akşamüstü başlıklı yazı M.Uğur ÖZDAL tarafından 3.12.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.