Hani derler ya amiyane tabir ile ''Harbi ol ciğerimi ye.'' Aman aman aman
da aman! Ne ben sizin ciğerinizi yiyeyim ne de siz benim etimden et kopartın ya
da ciğerimi yiyin... Harbi olmaya oluruz, o daha kolay, ama işin içine ciğer
böbrek, dalak, apandisit sokmayın sakın...
Delikanlılığın Kitabında da yazar mı bilmiyorum, harbilik? Belki de yazıyordur.
İlla ki Delikanlılığın Kitabını okumadan da delikanlı olunmuyor mu? Öyle bir
kural mı var? Her yaşta da delikanlı olunur bunu da iyi bellemek lazım. İnsan
yirmi yaşında da delikanlı olur, yeri gelir yetmiş yaşında da delikanlı gibi
hareket edebilir. Yirmi yaşında olup da delikanlılık ile alakası olmayan
insanlarda vardır ayrıca bunu da biliyor ve gözlemliyoruz...
Harbi olunda yine de söylüyorum ciğer miğer yemeyin. Harbi olmak demek, doğru
olmak, dürüst olmak, köşedönücülükten uzak olmak, her fırsatta insanları
aldatmayı düşünmemek demek. Harbi olmak demek, yüreğinde önce insan sevgisi,
sonra da vatan sevgisi ile dolu dolu olmak demek. Harbi olmak demek aslında
savaşı da sevmemek, barış gönüllüsü olmak demek... Harbi olmanın içinde büyüğe
saygı küçüğe sevgi dolu olmakta var...
Harbiye diye de bir semtimiz ve de askerlik ile alakalı olarak Harp Okullarımız
var, kara, hava, deniz kuvvetleri askerlerini yetiştiren... Biz Türkler hiç bir
zaman harpten kaçmayı düşünmemişizdir. Memleket en ufak dara düştüğünde koşar
adımlarla omuz veririz her nerede her ne şartta olursak olalım. Çok az miktarda
yan çizenler olmuşsa da onlarında imanlarını sorgulamaları lazım...
Aşkta, hayatta her zaman harbilik hepimize çok şeyler kazandıracaktır. Sevdin
mi; git gözlerinin içine bak kızın seni seviyorum, de... Olmadı mı bir daha
dene, yine mi olmadı? Bırak o üzülsün seneler sonra seni kaybettiğine... Kader
ağlarını ördü ise elden ne gelir ki? Bir de tüfekleri temizlemekte kullanılan
harbi denilen alet var. Siz de harbi iseniz hayatta yüreğiniz de ruhunuz da
temiz olma yolundadır mutlaka... Sizden kimselere zarar gelmez... Yanar
dönerseniz, kıvırıyor da derler, dansöz de derler, ağızlarına ne gelirse
söylerler, o lafların da altında kalır insan...