KÝM HAKLI

Tansu Çiller baþbakanken Telekom’un özelleþtirilmesi için yasa çýkarýlmýþtý. Ýhale sonucu ulaþýlan fiyata Telekom satýlabilseymiþ, devletin o zamanki dýþ borcu karþýlanabiliniyormuþ. Eðer bu iþe Mümtaz Soysal anayasa mahkemesinde dava açmayýp ta satýþ iþlemine çomak sokmasýymýþ devletimiz, bir büyük borç yükünden kurtulacakmýþ.

Þimdi eðri oturup doðru konuþalým. Anayasa mahkemesi, iptal ettiðine göre söz konusu yasanýn bir yönünün anayasaya uymadýðý anlaþýlýyor. Bu durumda konuyu mahkemeye taþýyan Mümtaz Soysal mý hatalý, yoksa mahkeme tarafýndan bozulabilecek bir yasayý bilerek veya bilmeyerek çýkaran yasama organý mý?.. Oysaki Mecliste Mümtaz Soysal’dan baþka bir dolu anayasa profesörü vardý. Onlar çýkardýklarý yasanýn anayasaya uymadýðýný bilmiyorlar mýydý? Eðer bilmemek gibi bir savunmalarý varsa, unvanlarýný boþa taþýdýklarý, yok, bile bile lidere ters düþmemek için ses çýkarmadýlarsa devlet organlarýný boþu boþuna meþgul ettikleri için hatalýdýrlar.

Gelelim güncel sorun, katsayý meselesine: YÖK’ün kararý iki seferdir danýþtaydan dönüyor. Danýþtay, yasalara dayanarak hüküm oluþturduðuna göre demek ki kararda, yasaya uymayan bir hata var. YÖK’ü oluþturan heyette bulunan koca koca profesörler, Ýstanbul Barosu’nun gördüðü noksanlýklarý göremediler mi ki danýþtayca bozulabilecek bir karar alarak çoluðu çocuðu baro aleyhinde sokaklara döktüler? Burada Mümtaz Soysal örneðinde olduðu gibi ortada bir hata varsa hatanýn sahibi Ýstanbul Barosu’mu, yüksek öðretim kurumu mu?

Ýster benim gibi sýradan birisi, ister anlý þanlý profesör olalým. Elimize aldýðýmýz iþi yüzümüze gözümüze bulaþtýrmayýp kurallarýna göre yapalým. Mensup olduðumuz kurumun itibarýna da gölge düþürmeyelim, bunca öðrenciye de yazýk etmeyelim.

Bir defa yapýlan hata, belki hoþ görülebilir ama ayný hata sürekli tekrar edilmez ki. Ayýptýr, günahtýr…