Yaz güneşi terini orada dökerdi 
Işık kokardı 
Umuma açık parkın çiçekleri 

Kafese tıkılmış bir kuş gibi 
Zorla gülümserlerdi 
Eminim sevmemişti toprağını hiç biri 
Bir de teşhirin bu denlisi 
Görüyordum 
Omzunu düşürür düşürmez ay 
Ağlıyorlardı 
Şikayet ederek bedenlerini

Bir liman fahişesinin 
üç gün öncesiydi
Yakmadan deniz fenerinde kendini
Kaç gemi savuşmuş 
Kaç gümüş pullu balık oynaşmıştı 
Hissiz dolgun dudakları 
Zarafetsiz, 
Ruj bulaşıklı beyaz dişleri
Nasıldı kimse bilmez 
Gidecek bir liman ararken 
Limanda sattığı
Gülüşünde eskiyen  beyaz düşleri

Henna  gibi adanmışlık
Adın geçsin diye kadim kitapta
Farz-ı mahal çilenin en çiğ
El değmemiş hali 
belki bir darbı mesel
Yüzyıllarca uyumak bir kovukta
Ta ki
Şehirler yıkılıp yeniden kurulana  dek
Çürüdükçe ümitler 
Ah bir çeviren olsa
Gel dense gelir mi 
Umuma açık parkın bekçisi 

Tüm sözler söylenmişse 
Sükut tekrardan kaçmaktı
Kendi sesine yabancı insanı 
Kardelenler gibi ürkütüp 
Sessiz bir çığlıkta boğmaktı 

Çekince  gün siyah peçesini
Görünmezdi yüzünde ki tırnak izleri 
Bir ışık yanardı deniz fenerinde
Benzerlik aynılık değildi
Husumet ve vicdan 
İç içe geçmiş 
Kırılgan kristal bir fahişeydi 

Ümit Seyhan
( Liman Fahişesi başlıklı yazı Ümit Seyhan tarafından 7.02.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.