Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 1.07.2021
Okunma Sayısı : 789
Yorum Sayısı : 8


Başlığı gören arkadaşlarım mutlaka Sami Hoca deliye her gün bayram nasılsa diye bir bayram kutlaması yapıyor herhalde’’ diye düşünmüş olabilirler ama değil bugün gerçekten de bir bayramdır.

Şöyle hafızalarınızı yoklarsanız hani lise yıllarına ve TC İnkılap tarihi ve Atatürkçülük Derslerine giderseniz mutlaka hatırlayacaksınız bu bayramı.

Bu arada özellikle Akdeniz ve Ege sahillerimizde pek çok il ve ilçede hem de oldukça neşeli etkinliklerle kutlanır bu bayram.

Hatırlamadıysanız hatırlatayım:  Bu Bayramın adı ‘’ Denizcilik ve Kabotaj Bayramıdır.’’

İyi de biz bugün neyin bayramını kutluyoruz? Niçin bayram yapıyoruz yani?

Aslında pek çok şeyin bayramını kutluyoruz ama bu sorunun cevabını bilenler dahi sorsanız size ‘’ Türk Denizlerinde kendi deniz vasıtalarımızla yük ve yolcu taşıma hakkı elde ettik onun bayramını kutluyoruz.’’ Diyeceklerdir.

Yine sorsanız ‘’ Peki  bizim kendi denizlerimizde yük ve yolcu  taşıma hakkımız yok muydu?’’  Alacağınız cevap %99 şu olacaktır: ‘’ Hayır yoktu. Çünkü yabancı devletlere verdiğimiz kapitülasyonlar sebebiyle bu hak sadece yabancı devletlere aitti.’’

Peki o zaman gelin işe en başından başlayarak Kabotaj Kanunu- 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj bayramının nasıl doğduğunu anlatalım.

Efendim Osmanlı Devleti zamanında limanlarımız arasında yük ve yolcu taşıma hakkı kapitülasyonlar sebebiyle sadece yabancı devletlere aitti gibi bir yargı tamamen yanlıştır. Doğrusu nedir? Osmanlı devleti zamanında limanlarımız arasında yük ve yolcu taşıma hakkı tabii ki Osmanlı vatandaşlarına aitti ama kapitülasyonlar sebebiyle yabancı devletler de bu haktan olabildiğince faydalanabiliyorlardı. Yani  Osmanlı Devleti kendi kara sularında kendi limanları arasında yük ve yolcusunu sadece yabancılara taşıtıyor değildi. Ama yabancıların daha fazla ve daha lüks gemileri olduğundan ve dahi bu hizmetleri Türklerden daha ucuza yaptıklarından Türkler bu sektörde adeta yoktular.

Ancak hemen belirtelim ki Kabotaj demek sadece ve sadece yük ve yolcu taşıma hakkı demek değildi.

1923 de imzaladığımız Lozan Antlaşması ile belki de en büyük kazanımımız kapitülasyonların kaldırılmasıydı. Kapitülasyonlar kaldırıldıktan sonra gerekli yasal düzenlemeler yapıldı ve 19 Nisan 1926 da kısaca kabotaj Kanunu dediğimiz kanun hazırlandı.  Bu kanun 1 Temmuz 1926 da yürürlüğe girdi.

Peki Lozan Antlaşmasını 1923 de imzaladığımız halde Kabotaj Kanununu neden 1926 da çıkardık? Yani üç yıl bu yasal düzenlemeleri mi bekledik?

Bu üç yıl beklemenin sebebi şuydu: Türk karasularında taşımacılık işi yapan yabancı devletlere ait şirketlere işlerini tasfiye etmeleri için belirli bir süre verilmiştir. Bu süre 1926 yılında dolduğunda Meclis de çalışmalarına başlamıştır.

Şimdi de gelin Kabotaj Kanunu tam olarak nedir ve neleri kapsıyor doğrudan doğruya Resmî gazeteden bakalım.

TÜRKiYE SAHİLLERiNDE NAKLiYATI BAHRiYE (deniz nakliyatı) VE LİMANLARLA KARA SULARI DAHİLİNDE İCRAYI SAN'AT VE TİCARET HAKKINDA KANUN [Kanunun tam adı bu.]

Kanun Numarası : 815
Kabul Tarihi : 19/4/1926

Yayımlandığı R.Gazete :
Tarih : 29/4/1926
Sayı : 359
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 7 Sayfa : 759

Madde 1 – Türkiye sahillerinin bir noktasından diğerine emtia( esya) ve yolcu olıp nakletmek ve sahillerde limanlar dahilinde veya beyninde cer ve kılavuzluk ve her hangi mahiyette olursa olsun bilcümle liman hidematını( hizmetlerini) ifa etmek yalnız Türkiye sancağını hami( Türk Bayrağı taşıyan)l sefain( Gemiler) ve merakibe( vasıtalara) munhasırdır( özeldir) Ecnebi sefaini ancak memaliki ecnebiyeden( yabancı memleketlerden) almış oldukları yolcu ve hamuleyi(gemi yükünü) Türk liman ve limanlarına ihraç ederler ve Türk liman ve limanlarından ecnebi liman ve limanlarına gidecek yolcu ve hamuleyi de alırlar.

Madde 2 – Nehirler ve göller ve Marmara Havzasiyle Boğazlarda bilumum kara sulariyle kara sularına dahil bulunan körfez, liman koy ve sairede vapur, romorkör istimbot, motörbot, mavna, salapurya, sandal, kayık velhasıl makine, yelken, kürek ile müteharrik( çalışan ) merakibi kebire ve sagire( büyük ve küçük gemi yükü)  ile tarak, prizman, maçuna, algarina, şat ve her nevi nakliye ve su dubaları limyo, sefaini tahlisiye ve emsali ile şamandıra, sal gibi sabit ve sabih( yer değiştirebilen ) vesait bulundurmak ve bunlarla seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretleriyle ticaret hakkı Türkiye tebaasına munhasırdır.

Madde 3 – Kara suları dahilinde balık, istridye, midye, sünger, inci, mercan, sedef ve saire saydı( avı), kum ve çakıl ve saire ihracı ve gerek sathı bahirde( deniz yüzeyinde) ve gerek ka'rı bahirde( deniz altında) mevcut kazazede sefain ve merakiple enkazı metrukenin ihraç ve tahlisi dalgıçlık, arayıcılık, kılavuzluk, deniz bakkallığı, bilcümle Türk vesait ve merakibi bahriyesi derununda kaptanlık, çarkçılık, katiplik, tayfalık ve amelelik ve saire icrası ve iskele, rıhtım hammallığı ve bilumum deniz esnaflığı icrası Türkiye tebaasına munhasırdır. (Ek cümle: 30/5/2013-6491/27 md.) ‘’Ancak, petrol hakkı sahibi yabancılar da Türk kara suları dâhilinde petrol arama ve üretim faaliyetlerini icra edebilirler.’’

Madde 4 – Hükümet, muvakkaten( geçici olarak) ve hiç bir hak temin etmemek şartiyle ecnebi tahlisiye gemilerinin ve petrol arama ve üretim faaliyetlerinde kullanılan deniz vasıtalarının icrayı sanat etmelerine ve Türk tahlisiye gemilerinde ecnebi mütehassıs ve kaptan ve tayfa istihdamına müsaade edebilir.

Madde 5 – (Değişik: 23/1/2008-5728/6 md.) Bu Kanunun 1 inci maddesi hükmüne aykırı olarak Türkiye limanları arasında kabotaj yapan gemilerin kaptanlarına ve yabancılara ait deniz taşıtlarının sahiplerine bin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

Donatanı yabancı olan gemilerle yabancılara ait sair deniz taşıtları, idarî para cezası tahsil edilinceye kadar elverişli bir limanda masrafları kendisine ait olmak üzere tutulur.

Bu Kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde belirtilen yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan hakları kullanan yabancılara beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir ve gemi ve sair deniz taşıtları seferden alıkonulur. Birinci fıkrada yazılı olan idarî para cezalarına o yerin mülkî amiri, diğer idarî tedbirlere liman başkanı tarafından karar verilir.

 Madde 6 – İşbu kanun ahkamı( hükümleri) 1 temmuz 1926 tarihinden muteberdir.( 1 Temmuz 1926 dan itibaren geçerlidir)

Madde 7 – İşbu kanunun icrasına Ticaret ve Adliye Vekilleri memurdur.

Görüldüğü gibi olay sadece yük ve yolcu taşıma olayı değildir.

8333 Km deniz sahiline sahip bir yarımada durumunda olan Türkiye için çok önemli bir kanundur bu elbette ki.

Kabotaj Kanunu 1 Temmuz 1926 da yürürlüğe girdi.

Peki nasıl bayram oldu?  Hemen 1926 da mı bayram ilan edildi?

Kabotaj Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra denizciliğe ilginin arttırılmasına yönelik olarak denizlerde eğlence ve yarışların yapılmasına önem verildiği görüldü. Dönemin tek partisi olan Halk Fırkası, il merkezlerine yazdığı yazılarda bu günün coşkulu bir şekilde kutlanmasına dair teşvik edici ifadelere yer veriyordu. Böylece başta İstanbul ve İzmir olmak üzere tüm kıyı kentlerinde denizcilik şenlikleri yapılmaya başlandı. İstanbul Beykoz’da başlayan deniz şenlikleri kısa sürede tüm yurda yayıldı.

Eğlenceleri tertip eden heyetler ve hatta halk bile başta Mustafa Kemal olmak üzere yönetici kadroya tebrik telgrafları gönderiyorlardı 1 Temmuzda.

Böylece bir deniz eğlencesi olarak başlayan şenlikler yavaş yavaş bayrama dönüşmeye başladı.

Pek çok gazete, kimi zaman İstanbul’da, kimi zaman İzmir’de ya da başka bir kıyı kentinde yapılan deniz şenliklerine büyük yer ayırıp, dakika dakika gelişmeleri veriyordu. Şenliklerin daha sonraki yıllarda merkezi genellikle İstanbul-Kadıköy’deki Moda’ydı. Her yıl İstanbul’da yarışlar düzenlenerek halkın denize olan ilgisi arttırılmaya çalışıldı.

Aslında 1 Temmuzun bayram ilan edilme girişimleri 1928 yılında başlamıştı. Kabotaj kanunun yürürlüğe girmesinden iki yıl sonra İstanbul Ticaret Ve Sanayi Odası zamanın Ticaret Vekaletine telgraf çekerek 1 Temmuzun bayram ilan edilmesini istemişti. Bu telgraf ise  mesela 1 Temmuz 1928 Tarihli  Milliyet gazetesinde ‘’ “Haber aldığımıza göre Ticaret-i Bahriye Müdüriyeti 1 Temmuz’un Türk denizciliği için bir “Iyd-ı Milli”( Milli bayram) ittihaz edilmesi hususunda girişimlerde bulunmuştur. Bu teşebbüs onaylandığı takdirde gelecek seneden itibaren 1 Temmuz gemicilerimiz tarafından bayram olarak kutlanacaktır.’’ Diye haber yapılmıştır.

Ancak 1 Temmuz 1928 beklendiği gibi resmi olarak Kabotaj Bayramı ilan edilmedi.

27 Mayıs 1935 de hazırlanan Ulusal Bayram ve tatiller Hakkında Kanun içerisinde zikredilen bayramlardan veya tatillerden biri olmadı Kabotaj Kanunu. Hatta ilginçtir ki her sene bir spor bayramı kutlandığı halde 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramı bile yoktu resmi ve dini bayramlarla ilgili bu ilk düzenlenen kanunda.

Yani bazı kaynaklar her ne kadar Kabotaj Bayramı 1935 den itibaren kutlanmaya başladı dese de bu doğru değildir. 1928 den beri şenlikler yapılıyordu zaten. 1935 den itibaren bu şenlikler biraz daha yaygınlaştırıldı ama 1 Temmuz hiç bir zaman resmi bir bayram olamadı maalesef.

Kadıköy’deki şenlikler mi?

Kim bilir ne zaman terk edildi. 67 Yaşında olan ben Kadıköy’de böyle böyle bir bayram duymadım görmedim. 1978 – 1983 Yılları arasında görev yaptığım Manavgat’ta da görmedim ama Alanya’da her sene çok şenlikli kutlamalar yapılırdı. Ayrıca son görev yerim Fethiye’de de Kabotaj Bayramı neşe içinde çeşitli etkinliklerle kutlanırdı.

Ha bu arada...2007 Yılından itibaren ‘’Kabotaj’’ kelimesine ‘’ Denizcilik ‘’ kelimesi de eklenerek Kabotaj ve Denizcilik Bayramı olarak kutlanmaktadır bu bayram..

Evet resmî olmayan - tatili olmayan ama bayram olan Kabotaj ve Denizcilik Bayramımız tüm milletimize kutlu olsun.



&autoplay=1" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen>
( Bayramımız Kutlu Olsun başlıklı yazı Sami Biber tarafından 1.07.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.