- Tamaam, tüm kışlık bavulları kapattık değil mi? Hey heey nereye koşturuyor bu hücreler, oğlum baksanıza kime diyorum!..
-Abi boşuna kendini yorma, dolduruşa gelen hücreler onlar hayatta durduramazsın. Biliyorsun işte hiç dolduruşa gelemiyor bu kadın, anında sapıttı hücreler. 
-İyi de nereye koşuyorlar, yavaş oğlum birbirinize çarpıyorsunuz' Düzen bavulu bir şeyler yapmak lazım, izdiham oldu birbirlerini çiğnemeye başladılar.
-Tabi ortada ne konu ne yazı varken bir yorumla galeyana gelirlerse olacağı budur. Bir de "roman yazacağız" diye slogan atıyorlar!..
-Konu çok, olmaz olur mu, ama öyle karıştırdı ki olmaz olsun dedim en sonunda! Bir gerilim romanı yazmaya kalktı tüm hücreler arap saçına döndü, ayıklayıp beynin arka lobuna gönderene kadar canım çıktı. Katili de öldürdü yanlışlıkla kitabın ortalarında daha da toparlayamadı çakma Agatha! Sana göre değil bu cinayetler yaz bir distopik hikaye dedim, fıstık gibi konu yolladım onda da teknolojiye takıldı. Boşu boşuna dolduruşa gelmediler yorum şahane gerisi hikaye! Hadi oradan "doluya koysan almıyor boşa koysan dolmuyor" sinyallerini yolla da pes etme hücreleri girsin devreye. Hiç değilse bir kaç tanesi sağlam kalsın da yine ileride bir gün lazım olur, "bir umut" bavulu yapıp toplayalım kalanları içine.
Kışlık bavullar siz hala burada mısınız, çıksanıza devreden!..
-Abi tüm hücreler donuyor ya biraz erken kapatmadın mı bizi? Kafayı üşütecek sonra. 
-Ben de anlamadım bu havaları, erken merken mecburen toparlayacağız şu beynin içini biraz. Şuna bak iyice karışmış kafası, her yer çer çöp dolu. Şu yarım kalmış şiirleri de iyice bir süpürün zaten çoğu sosa bulanmış!..
-Abi dur bak şurada çok güzel bir yazı var gerçi salçalı biraz ama olsun bak dinle;
Seviyorum yeni güne seninle başlamayı
Sevgiyi en sade diliyle yaşamayı
Bir ömre sığan hatırı sayılır sevdanı
Yudum yudum zamana yaydığım,
Köpürsen de taşsan da sinirinden
Ben sana bağımlıyım....bu nasıl bir son şimdi, mazoşist mi bu kadın?  Ben de sevindim ilk defa doğru düzgün bir aşk şiiri okuyacağım diye!
- Yok oğlum türk kahvesine yazmış, ramazan kafası işte. At at bir şey çıkmaz bundan!
-Abi ama arka sayfada bahane hane yegane zamane diye giden bir sürü ayak var ama ortada bir gövde yok, lazım olmaz mı dersin? Geçen köşk diye bir şiire başlamıştı, belki orada kullanır. Hem yazsa da kısa bir süreliğine zeytin ağaçlarıyla çevrili kocaman bir bahçesi olan cumbalı denize nazır sinyaller yollayarak şöyle bir köşk ziyafeti çeksek, ne dersin?
-Ondan da bir şey çıkmaz. Baksana duyguların sefaletinden girmiş kefaletinden çıkmış, bu çürük ayaklara köşk mü dayanır, tepemize çöker maazallah!
-Abi sana da hiç bir şey beğendiremiyoruz, iyice vizyonsuz yaptın bıraktın kadını! Zaten üç kuruşluk aklım var deyip duruyor sen de bozuk para gibi harcadın gitti.Yazık değil mi bu kadar bilgiye emeğe! Niye hepsini çer çöp diye süpürüyorsun? Bir de kitap çıkarttıracaktık güya!
-Bu kadar düşünmek bünyeye zarar. Bak şu arka sırada iki tane çok şık bavul var görüyor musun? Kafayı boşaltıp seyahate yollayacağım O'nu, gemi seyahati, doğu ekspresi bavulları, sonra ver elini romanlar..
-Ooo abi bir on sene lazım o dediklerine, kızın okulunu, oğlanın sınavını da süpürecek değiliz ya, nereye gidiyor bu notlarla! Ancak "ölmeden yapılacaklar listesi" diye bir bavul hazırla da yavaş yavaş yerleştirelim bu dediklerini.
-Pes etme sinyallerini yollama hemen geleceğe yönelik düşünceler kuruyorum, başka türlü çıkaramaz kitap mitap! Yazıdaki ana fikir de bu değil mi zaten ufak tefek düşüncelerle oyalıyorsun beni. Hadi ne kadar çabuk toparlarsak o kadar erken ufkunu açabiliriz...
-Helal olsun abi! Meslek bavulunu attık, gençlik bavulunu attık ama hâlâ çocukluk bavulu olarak senden emir alıyoruz. On sene sonraki plan bavullarına bile bir tek sen söz geçirebiliyorsun, bak şu bacak kadar boyunla hepimiz sana abi diyoruz.  Sen var oldukça ne düş balonları patlar, ne hayal uçurtmaları takılır, ne gönül salıncakları kırılır. Ne demiş şair" Biz küçükken çok büyüktük. Mesela kollarımızı bir açardık dünyayı kucaklardık" İyi ki kucaklıyorsun hepimizi, iyi ki varsın abi. Ne olur son ana kadar iyiliğin, sevginin ve saf güzelliğin sinyallerini yollamaya devam et.
-Dur dur fazla duygusala bağlama, devreleri yanacak! Al işte cızırdamaya başladı bile. "Kuş sesleri ovalara yayılır" şarkısını söylemeye başladı, off aklına takıldı mı nakaratı üç günlük dinleriz artık!..

                        Aslıhan Savaş


( Aklımdaki Bavullar 2 başlıklı yazı saklı bahçe tarafından 13.04.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.