Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 25.04.2022
Okunma Sayısı : 989
Yorum Sayısı : 8
ALÇAKLIĞIN DA KAHRAMANLIĞIN DA BELGESİ VAR ÇOK ŞÜKÜR / Bİ Nİ'MEL KERİM NİSAN'IN YİRMİ ÜÇÜNCÜ CUMA GÜNÜ CUMA NAMAZINI MÜTEAKİB BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KÜŞAD EDİLECEKTİR.---4. BÖLÜM--
Evet.. Dizi yazımıza ilginç bir soru ile devam edelim.
SORU: Hainliğinden %100 emin olduğunuz bir şahıs hakkında sahte belge üretmeye gerek duyar mısınız?
CEVAP: Sorunun çok saçma geldiğinden eminim ama şimdi hainliğinden %100 emin olduğumuz(!) Padişah Vahdettin ile ilgili sahte bir belgeyi ortaya koyduğumda sizler de göreceksiniz ne tür alçaklıkların yapıldığını.
Evet.. Bu Belge güya Padişah Vahdettin’in İngiliz İşgal Kuvvetleri komutanı General Harrington’a yazdığı İngiltere’ye sığınmak istediğine dair kısa yazıdır.
Önümüze belge diye konan bu yazı maalesef İslam Ansiklopedisinde bile ‘’ Sultan Vahdettin’in İngiltere’ye sığınmak istediğine dair belge’’ olarak servis edilir.
Oysa belge denen şey sahtedir.
Neden? Nereden anlıyoruz sahte olduğunu?
Soldaki resimdeki rakamlara ve kırmızı çizgi üstündeki yazılara dikkat edelim şimdi
1- Dersaadet ( Evet. O Tarihlerde İstanbul’a Dersaadet Deniliyordu.
2-3- İstanbul—Yazının başında ‘’Dersaadet’’ Diyen padişah yazının içinde iki kez ‘’İstanbul’’ Diyor. Oysa 1928 Yılına kadar İstanbul diye bir kelime dilimizde yok. 1928’den itibaren Atatürk ‘’ Bu kentin adı artık İstanbul’dur’’ Demiş ve o güne kadar Dersâadet- Âsitâne-i Sâadet ve hepsinden çok Konstantiniyye olarak isimlendirilen şehir 1928’den sonra İstanbul olmuş. Peki Padişah 1928 de İstanbul adını alan şehre 1922 de nasıl İstanbul demiş?
4- Belgenin tarihine baktığınızda 1922 rakamını görüyorsunuz. Bu da mümkün değil. 1922 Yılında henüz miladi takvimi kullanmıyoruz. Dolayısıyla 1922 diye bir tarih de söz konusu değil.
Şimdi ben sorarım: Hainliği %100 kesin olan(!) biri hakkında sahte belge düzenlemenin sebebi nedir acaba?
Bu sorunun cevabı açık ve acıdır maalesef. Bugün İslam Ansiklopedisi bile yukarıdaki sahte belgeyi Sultan Vahdettin’in İngiltere’ye sığınmak istemesinin belgesi olarak sunuyorsa bizlere demek ki bu belgeyi hazırlayan alçaklar emellerine fazlasıyla ulaşmıştır.
SORU: TBMM nasıl açıldı?
CEVAP: Bunu artık bilmeyen yok o yüzden kısa kesiyorum: 23 Nisan 1920’de Ankara Hacıbayram Veli Camiinde Cuma Namazı kılındıktan sonra Mustafa Kemal ve milletvekilleri TBMM Önüne geldiler burada kurbanlar kesildi. Dualar okundu ve Meclis binasına geçildi. TBMM’ de olması gereken millet vekili sayısı 378 idi ancak bu 378 seçilmiş milletvekilinden sadece 115’i TBMM’nin ilk açılışında meclisteydi. Diğerleri ya gelememişlerdi ya da geldikleri halde aradıklarını bulamadıkları için meclisin açılışına katılmamışlardı.
SORU: TBMM’ De ilk konuşmayı kim yaptı? Neler dedi?
CEVAP: TBMM’de en yaşlı vekil olması sebebiyle geçici başkanlığa getirilen Sinop Mebusu Mehmet Şerif( Avkan ) Bey yaptı ilk konuşmayı ve şunları söyledi: ( Bugünkü Türkçe ile yazıyorum ) [ Bu konuşmaya 23. Nisan 1920 saat 13.45’de başlanmıştır. ]
Muhterem topluluk!
İstanbul’un geçici olarak yabancı kuvvetler tarafından işgal olunduğunu ve bütün temel kurumlarıyla Hilafet makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının iptal edildiğini biliyorsunuz. Bu duruma baş eğmek, milletimizin zorlanan yabancı köleliğini kabul etmesi demekti. Ancak tam bir bağımsızlık içinde yaşamak azmine sahip, ezelden beri hür ve serbest olan milletimiz bu köleliği kesinlikle red etmiş ve derhal vekillerini toplamaya başlayarak Yüce Meclisinizi oluşturmuştur.
Bu Yüce meclisin en yaşlı üyesi/geçici başkanı sıfatıyla ve ilahi tevfik (başarı) ile, milletimizin iç ve dış tam bağımsızlığı dahilinde mukadderatını bizzat ele aldığını ve idare etmeye başladığını bütün cihana ilan ederek Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum.
Kendisine bağlı olduğumuz en kutsal (başkanımız olan) bütün Müslümanların Halifesi ve Osmanlıların Padişahı Sultan 6. Mehmet Han Hazretlerinin yabancıların kayıtlarından kurtarılması ve onun ebedi saltanat ve taht merkezi olan İstanbul’umuz ile işgal altında ve türlü zulüm ve facialar içinde maddi ve manevi insafsızca imha edilmekte bulunan bütün mazlum vilayetlerimizin kurtarılması için başarı ihsan buyurmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim ( Alkışlar )
Bakınız burada da ilginç bir durum söz konusu.
Meclisin geçici başkanı Mehmet Şerif Bey kendisi dışında TBMM de var olan 114 Mebusun ( vekilin ) Gözlerinin içine baka baka meclisin açılış amacının birinin de Sultan Vahdettin’in- onun saltanat ve hilafetinin kurtarılması olduğundan bahsediyor ama mebusların hiç biri ‘’ Bizim böyle bir amacımız yok. Biz vatanımızı kurtaracağız Vahdettin’in saltanatını ve hilafetini değil.’’ Demiyor. Tam tersine Mehmet Şerif Efendinin konuşmasını alkışlıyorlar.
SORU: İlk TBMM Kürsüsünün arkasında bir bozkurt kabartması veya ‘’ Hakimiyet Milletindir.’’ Yazısı var mıydı?
CEVAP: Hayır ilk TBMM de her ikisi de yoktu. Bozkurt kabartması zaten hiç olmadı.(Aslında bence yakışırdı ) ‘’Hakimiyet milletindir’’ ifadesi de daha sonra yer aldı.
Meclis kürsüsünün arasındaki duvarda ilk olarak Kur’an-ı Kerimin Şura Suresinin 38. Ayetinde yer alan ‘’ve emruhum şura beynehum’’ yani ‘’ Onlar işlerini birbirlerine danışarak yaparlar’’ cümlesi vardı ( Resimde görüldüğü gibi. ) [ Bu ayet 30 Kasım 1925’e kadar Meclis kürsüsünün arkasındaki duvarda yer aldı. 30 Kasım 1925’den itibaren ise bu ayet yazılı çerçeve kaldırıldı ve yerine hattat Mehmet Hulusi ( Yazgan ) Efendinin yazdığı ‘’Egemenlik Milletindir ‘’ yazılı çerçeve asıldı.]
SORU: Mustafa Kemal TBMM de ilk konuşma olarak nasıl bir konuşma yaptı?
CEVAP: Şerif Bey’den hemen sonra kürsüye gelen Mustafa Kemal kısaca şunları söyledi:
‘’Yüksek bilgileri içindedir ki Yüce meclisiniz, olağanüstü yetkilerle yeniden seçilen saygıdeğer mebuslarla, saldırıya uğrayan Saltanat Merkezinden ( İstanbul tabii ki) canlarını kurtararak buraya gelen saygıdeğer mebuslardan oluşmuştur. Kendilerini kurtarıp gelebilecek olan mebuslarla birlikte yüce bir meclis kurulması, ancak yeni kabul edilen seçim yönteminde söz konusu olmuştur. Bu anda meclisimiz toplantı halindedir. Daha önce seçilmiş olan mebusların dahi aynı yetki derecesiyle görev yapmaları mebusların seçilme yönteminden (yani yeniden mebus seçilmesinden) daha çok kapsamlı olduğu için, bunun uygun olacağı kanısındayım. Bu konuyu belirtmek isterim (Uygun, uygun sesleri)
SORU: Hepsi bu kadar mı?
CEVAP: Hayır. Aynı gün Mustafa Kemal’in milletvekili olarak seçildikleri halde meclisin açılış oturumuna gelmeyen hatta memleketlerine geri dönmeyi düşünen millet vekilleri ile ilgili söyledikleriydi asıl önemli olan ve Mustafa Kemal bakın o milletvekillerine tepkisini nasıl dile getiriyordu:
“İşittim ki bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla Milli Meclise davet etmedim. Herkes kararında hürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu kutsal davaya inanmış bir insan sıfatıyla buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağı alır, bu şekilde Elmadağı’na çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı müdafaa ederim. Kurşunlarım bitince bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunlarıyla yaralanır, temiz kanımı, kutsal bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim.”
SORU: Mustafa Kemal 23 Nisan 1920’de yaptığı bu konuşmadan sonra mı TBMM Başkanı olarak seçildi?
CEVAP: Hayır. 23 Nisan 1920’de başka konuşma olmadı. Meclisin işleyebilmesi için gerekli olan kurul ve komisyonların seçim işlemi yapıldı. Mustafa Kemal ertesi gün yani 24 Nisan 1920’de yaptığı çok uzun bir konuşmadan sonra TBMM başkanı seçildi.
*****
Gelecek bölümde bir iki soru ve cevabını daha verdikten sonra bitireceğim inşallah.
( Alçaklığın Da Kahramanlığın Da Belgesi Var Çok Şükür / Bi Ni'mel Kerim Nisan başlıklı yazı Sami Biber tarafından 25.04.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.