1 Kızıl Elmam 2
//Bana yazdırsana..Bana kalem oynatmayı öğret!//

Eğer somurtmaya devam edersen, senin hayat damarlarını koparırım. Anarşist düşüncelere sille vuran meydanların var. Ama dikkat et; benim ayaklarım o meydanlarını da ezer. Yüreğine pineklemiş boynu bükük heceleri söker alırım. Kızıl elmanın bedeninde, sadece toprağın kokusu kalır.

//Nefretinin arasında filizlenen sinirleri, ruhumun ateşine bırak. On dakikaya, cızır cızır yağımda kavrulacaklar…Ömrümden yemeye başlayabilirsin;afiyet olsun!//

Uyuzum…Sen uçuklayan dudağını kremlere bandırıyorsun. Bense, midesi zil çalan fukaranın kızaran pilici izlediği gibi seni izliyorum. Kimyası tortulanmış, basit bir cilt kremi bile benden daha şanslı! Olgun kadın reaksiyonlarıyla saçlarını topluyorsun. Maviye bulanmış kırmızı pijamaların gözlerime sadede gel diyor. Dudağında gri tonda ışıldayan kremse, hala benimle alay ediyor. Uykun mu geldi? Gece, düşleriyle seni kandırıp koynuna alamayacak. Şu an benim hazinemle işlenmektesin…

Dağları istiyorum kollarıma,
Bir dost misali,
Tunca Nehri aksın yollarıma.
Sakarya gibi,
Karadeniz’in maviliği gibi.
Çarşambayı sel almasın bir daha,
Bahar zırnık koklatmasın savanlara.
Yüreğini aç bana,
Hadi durma!
Canım de…
Can olayım ruhuna.

Bak duy sesimi! Bir klarnetin, darbukayı aşk/a daveti gibi, bende seni yüreğimin bozkırlarını yeşillendirmeye çağırıyorum. Odanda yanan ışıkları söndürüp yatağına uzanıyorsun. Çimenlerimi kazıyarak ilerliyorsun. Şeytanın Adem’le Havva’yı utandıran sapkınlığını aşk mı zannettin? Karanfil kokusuyla gıdıklıyorum burnunu… Çalı çırpı sevdalar bize yurt olmaz. Yüreğimin çayını herkesi harmanlayarak demlediğimi zannediyorsun. //Oysa yanılıyorsun…Sadece sen varsın!//

Züppe sevdaların ruhuna…
Bir gönderme bu,
Dazlak sevdaları çürütmekten,
Kalmamış Tanrı’nın takati.
Bir sevda eğeri geçir yüreğine,
Ve dört nala koş şimdi!
Tuza banılmış sevdalara,
Ayrılık arası cız-bız yanan yüreklere.
Bulamazsın…
Gel ki; kollarıma,
Dolanmasın dar ağacında urgan boynuma..!

Ümit pınarlarının kurnasından, sevda akıtıyorsun. Öylesine susamışım ki! Kana kana, yüreğinle serinlemek istiyorum. Mavi çizgili, beyaz gömleğimin yakasını teninle ıslatmama çok az kaldı. Yüzyıllar önce yontulmuş taşların esrarı gibisin. Sana karşı sefil bir merak besliyorum.

//Canım, kendime bakmaktan sıkıldım.//

Ellerini boynuna dolayıp uğultusuz bir bekleyişi, gözlerime konduruyorsun. Sonra dayanamadığını görüyorum. Yatağına uzanıp, düşlerinde zıplayan koyunları saymaya çalışıyorsun. // Gözlerini kapattın. Uyuyor musun?//

//Yorgun, bitkin, bir o kadar da sevdalı yürek özgürlüğünü istiyor…//

Yanaklarına al motifler işleyerek, karanlığın üzerine seni giydiremem. Azad olmak istermişçesine, başıma buyruklar salıyorsun. İki kaşının tam ortasında, zerdüşt bir sivilcenin gezindiğinden bahsediyorsun. Daha mezarlıklardan çiçek çalmamışken gitmeye mi çalışıyorsun?//İnadına sendeyim işte.İnadına, mıh gibi yüreğine çakılı!//

Açma ruhumun sakıncalı mektuplarını,
Cahil mekteplerinde okuturlar yüreğini.
Mutluluğun kanadını çimdikle,
Aşk//a sarkıntılık vaktidir şimdi sevgilim!
Çeşme başında köylü kızı,
Fındık bahçesinde sünepe çocuğu…
Biz..
Olma vaktidir şimdi sevgilim.
Yeşil gözlerinde ki yorgun uykuyu,
Saçlarına karışan tarağı,
Kıskanma vaktidir şimdi sevgilim.
Kızıl elmam,
Aşk kokan damlam…
Yağmur hüznünde asi sevdam!

Şimdi, gönül rahatlığıyla aksak uykunu kandırmaktan vazgeçebilirsin. Ölü yavrusunun kalkıp ayaklarına dolanmasını isteyen bir köpek misali seni bekliyorum. Bağrımda coşmayı bekleyen, toy nefretin saçaklarını kurutuyorum. Mey ağızlarıyla kirlenmiş masalar, dertlerimi dermeye başlamadan beni yüreğine al!

//tatlı rüyalar aşk(ım)…kızıl elmam//

‘’Muhakkak ki;sürünesi bir yalnızlığı sahipleniriz. Sevda hariciye koğuşlarında tükenirken, kızıl elmamla (s)aklandım..!’’



Toprak

04:45

Balıkesir



( Kızıl Elmam 2 başlıklı yazı Toprak tarafından 10.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.