1 Şoförün Destanı 1
''Kimse bana yolun sonu burasıdır demedi,Bir ömür geldi geçti bu yollar tükenmedi''

Yıl 1967 aylardan ekim, Hayati ustayla muavini deli Davut,Mersin Ataş rafinerinden
yükledikleri, zamanın en heybetli Mack tanker treyleriyle Tarsus beydeğirmeninden Toroslara doğru döndüler. Tarsustan epey aralandı artık torosların rampalara vurdular sekiz silindirli Mack'ta iyice köpürüyor Çift olan türbünlerinden uçak motoru gibi ıslıklar çıkarıyordu rampa yıkarı gazına bastıkça.
Hayati ustanın keyfi yerindeydi bu sefer, kaç haftadır Ankaradaki evine uğramıyordu, bu sefer Ankarada yükünü boşaltınca şöyle iki üç gün evinde kalacak sevgili karısı Fidanıyla ve çocuklarıyla hasret giderecekti. Damlamaya doğru daha bir iştahla bastı Mack'ın gazına.
Ne zaman rampalara doğru vursa camını açıp kafasını yarım çıkarır motorun sesini dinlerdi Hayati.yine kafasını hafiften cama verdi aynalardan arkaya baktı Tankın kapaklarından taşan petrolun asfalta döküldüğünü gördü. Davut,Rafineride Tankı yine ağzına kadar doldurmuş!diye mırıldandı sinirlendi. Az önceki keyfi kaçtı kafasını içeri çekip muavini Davuta ''sana kaç kez öğrettim.! tembih ettim.! Yinede sözümü dinletemiyorum'' diye çıkıştı. Davutun suratı asıldı hemen Urfa şivesiyle ustasına karşılık verdi. '' Ne olmiş dökülmişse lo ''
'' Ulan eşşek herif.! bu asfalta dökülen her bir damla petrol asfaltı bozar,sonra bir yağmurda sabun gibi kayar! sonrada Allaha emanet ! kazalar olur. anladınmı.! kalın kafalı deyyus seniii.!'' .... Davut bu azara içerledi,ağlamaklı oldu
'' Tamam lo, aşşagda bir kebap yedirisiz sonrada zehir gibin haşlıysiz'' Hayati usta dayanamaz her seferinde üzülür sanki hatalı kendisiymiş gibi özür dileyip gönlünü alırdı Davutun. sonrada uzuun uzun herşeyi yeni baştan anlatır,yapılan her bir hatanın sonunda olabilecek sorunları ve her hatanın ne büyük zararlara yol açabileceğini anlatırdı deli Davuta. Az önce ustasına darılan Davutun yüzü düzeldi ama yinede rahat duramadı.
'' Yalnız bizdenmi dökiliy lo,diger tankerleri görmiysen hepsindende dökiliy'' Hayati usta kendini tutamadı bu sefer öyle bir bağırdıki sekiz silindirli dağ gibi Mack'ın motoru bile korkusundan sus pus oldu bir an.
''Ulan deli deyyus.! ben sana ne anlatıyorum he.! İşte onlarda senin gibi öküz.! bu tankerlerden yola dökülen bu petrolün.! nice insanların kanına girdiğini.! bilmiyorlar.!
Hayati usta bu sefer iyice sinirlenmişti. bağrış çağrış Mack'ta yılan gibi kıvrıla kıvrıla çıkıyordu Torosların rampalarını,Damlama Çamalan Gülek bogazı derken neredeyse Tekire yaklaşmışlardı. bu esnada yağmurda çiselemeye başlamıştı. Gülek boğazından sonraki dik rampada Çift defransiyelli Mack bile patinaj yapıyordu. Davuta sertçe baktı
''Aç camı kafanı çıkarda bak araba nasıl patinaj yapıyor.! Neden,anladınmı he.İşte senin gibi eşşeklerin asfalta döktükleri petrol yüzünden.''
Tekir'e gelmişlerdi,Pozantıya doğru sallandılar sonra benzinlikte durdu Hayati Usta. Davuta '' lastikleri sağı solu kontrol et kahveye yanıma gel '' deyip gitti.
Kahvecıiyle hal hatır sordu ayak üstü sonra çayını söyleyip ta köşedeki masaya geçti.ne zaman burdan geçse mutlaka durur çayınıda hep aynı masada içerdi Hayati usta. burada otururken uzuun uzun hayallere dalardı Torosların tüm güzelliğine dalıp giderdi gözleri. Çocukluğu gençliği hep bu dağlarda geçmişti. karısı Fidanını yine bu dağlarda sevmişti,çayını yudumlarken yine dalııp gitmişti gözleri,Dile kolay otuz senedir yollarda haşır neşir.
Aslen Torosların bir köyündendi Hayati ama tüm sülalesi Tarsustaydı canı gibi çok sevdiği Karısı Fidan'ıda Tarsusluydu. Askerliğini Natoda yaptı,Fidanıda bir gün kaçırınca gelip Ankaraya yerleştiler, sonra bir oğulları birde kızları oldu Murat ve Gül koydular adlarını .onlarda büyüdülerde Murat Ankara Tıbbı bitirdi doktor oldu Gül'de Hukuk fakültesini bitirdi stajını yapıyordu. çocuklarıyla gururlandı, deriin bir iç çekti. efkarlandı ağlamaklı oldu, şu an Fidanı yanında oluverseydi başını onun göğsüne yaslar çocuk gibi ağlardı.''Hasreet ahh hasret '' diye inledi. Karısına deli gibi aşıktı ama gel görki kader, ömrü yollarda bitip tükendi. yıllarca başka şirketlerde şoförlük yapmıştı sonra çalıştığı amerikan şirketi lav olunca çalıştığı treyleri borç harç almıştı. Eğer Fidan gibi tutumlu bir karısı olmasaydı,bırak treyler almayı treylerin tekerleğini bile alamazdı,çünkü Hayati çok açık elliydi,vicdanlıydı,yardımseverdi.Karısı kendi malımız olsun derdi hep. Biraz birikmişleri vardı Fidanda Altınlarını bozdurmuştu gerisinide Fidan'ın Tarsusta oturan Babası Veysel ağadan alıp bu treyleri almıştı Amerikan şirketinden.nerdeyse Üç sene olmuştu kalan borçlarıda bitmişti.Şimdi eskisi kadar sıkı çalışmasada yinede mecburdu ekmek parası için yollara gitmeye. ''Az kaldı, hele Kız'da işine başlasın artık bir şoför'e verip Birazda Fidanımın yanında kalırım yılların hasretini dindiririm'' diye mırıldandı.
Çayları peş peşe içti, bu arada Davut geldi yanına oturdu. darılmıştı ustasına yüzü asık değildi ama konuşmuyordu hiç. Hayati usta Davut içinde demli bir çay söyledi. Az önceki sinirli hali gitmişti şefkatle baktı Davuta babacan bir ses tonuyla
'' Depoya mazot doldurdunmu.lastiklere baktınmı ''diye sordu. Maksadı yine Davutun gönlünü almaktı. Davut biraz kırgın cevap verdi ustasına
'' Biye Accemi gibi soriysiz lo,mazzotuda doldurmuşık lastiklerede bakmişık.!''
'' Şu Türkçeni düzelt.! düzeltde.! sana ilkokul diploması alacağız ve sonra hemen ağır vasıta ehliyet sonrada sen bu Mack'la yola bende artık yengenin yanına..''
'' Essahmı deyisen lo.!''
'' Tabii essah diyorum.! Üç senedir benim yanımdasın biraz askerde sonrada benim yanımda iyice yetiştin,senin şoförlüğüne artık güvenebilirim,hani birde dik kafalılığında olmasa notun on numara''. Davutun yüzü güldü aniden dayanamadı kalktı Hayati ustaya sarıldı.
'' Benim hem anamsan hem babamsan hem agamsan hem şahımsan.siye çok seviyem lo''
''Bende seni deli Davut,oğlum benim deli oğlum benim'' diye sırtını sıvazladı davutun,hadi artık düşelim yola diyerek kalktılar.kahveciye sağlıcakla kal deyip çıktılar. arabanın yanına giderken Davutun yürüyüsü değişmişti ,Hayati şefkatle gülümsedi. severdi muavinini ve söyledikleri doğruydu,böyle düşünüyordu onun için. Mack'ın motoruda soğumuş dinlenmişti. sanki dörtnal koşuya hazır at gibi duruyordu.
Pozantıya doğru yavaş yavaş sallandı Mack,bu sefer Yükü daha ağırdı otuz ton fueloıl vardı sırtında.yola çıkar çıkmaz Davut neşesinden kürtçe bir türkü tutturdu yanık sesiyle Hayati ustada hiç seslenmez keyifle dinlerdi Davutu.

Hikaye devam edecek.
Sınan Sökmen

( Şoförün Destanı 1 başlıklı yazı sinan-sokmen tarafından 18.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.