1 Gül, Melek
Bahar tüm güzelligiyle gelmişti,aylardan nisandı. Adam iş yerine giderken bir sigara almak için girdigi markette tanışmıştı kızla. O an kızın asil davranışı, hüzünlü gülümsemesi dikkatinden kaçmadı. Kız da adamın o dostça bakışlarından,ses tonundan etkilenmişti.Adam 'Allasmarladık' deyıp gitti.
Az sonra Kız diğer kasiyer arkadaşına az önceki beyi tanıyıp tanımadığını sordu.Arada sırada uğrayan bir müşterimiz, dedi arkadaşı ve hemen takıldı Kız'a "sana göre çok yaşlı" dedi. Kız da keşke o adam benim babam olsaydı, diye mırıldandı. Sonra işine koyuldu.
Adam, aradan epey bir zaman sonra yine uğradı köşedeki markete bir sigara almak için. O Kız yine aynı kasadaydı, sırasını bekledi, hesabı öderken ayak üstü hal hatır sordular. Bu civarda mı oturuyorsunuz, diye sordu Kız. Adam kısaca anlattı ve bu sefer çıkarken ona 'O gülümsemenin altında derin hüzünlerin var' dedi ve cevap beklemeden , yine 'Allasmarladık' deyip çıkıp gitti.
Adam çok meşguldü son haftalarda, yakında sahnelenecek oyunun provalarını yapıyorlar, arada bir de başka yerde çekımlere gidiyordu. Grupta onu herkes severdi, eli, yüreği açık biriydi, kimseyi incitmez dost bıriydi. Adam çok kısa zaman önce ağır amelıyatlar geçirmişti. Henüz tam anlamıyla iyileşmeden yine tiyatroya dönmüştü, yüreğindeki Tıyatro sevdasından...
Marketteki Kız'ı unutmadı. Birkaç gün sonra yine uğradı markete. Gözleriyle onu aradı ama Kız yoktu. Oradan ayrıldığını ve çok yakın bir yerde yine eski işyerine başladığını söylediler.
Adam, sonra arasıra uğradığı o nezih cafeye gitti bir kahve içip, biraz da gazetelere göz gezdirirdi her gittiginde. Arada bir sanatçı dostlarla kısa sohbetler ederdi o cafede. Garsona bir kahve söyleyip bahçe kısmında bir masaya oturdu.
Elındeki gazeteye dalmıştı ki bir ara yanında bekleyen bir kişi olduğunu fark etti. Başını kaldırdığında, marketteki Kız ona gülümsüyordu. Ayağa kalkıp masaya davet etti Kız'ı. Hal hatırla başladılar sohbete. Adam bir kahvede onun için söyledi. Ne güzel tesadüf, ben de seni merak etmistim dedi, Adam.
Benim adım Murat, dedi ya senin adın. Gül dedi, Kız. Biraz dikkatlice yüzüne bakınca ağlamış olduğunu anladı. Bu durum Adamı kederlendirdi, fakat birden onun iç dünyasını deşmek istemiyordu. Sonra yavaşça 'Gül, ama katranla sulanmış ve solmuş bir Gül' diye mırıldandı Adam.
Murat kendini tanıttı ona, yaşamdan, iyiden kötüden, yaşam sevgisinden, hayatın zorluklarıyla mücadele etmekten. Gerçek sevgilerin koşulsuz sunulan sevgiler oldugundan bahsetti, ona.
Gül, sanki okyanusta fırtınaya yakalanmıstı da, şimdi o aradığı sakin limaını bulmuştu. Adamın markette söylediği söz Kız'ın aklına takılmıştı . Nasıl bildiniz hüzünlerimin olduğunu, dıye sordu. Eğer senin de benimki gibi bembeyaz sakalların olursa sen de kolaylıkla anlayabilırsin, dıye biraz güldürdü Kız'ı. Gül eskıden beri tanıyormuş gibi güvendi Murat'a. Kısaca anlattı yaşamını, henüz on yedisinde evlendirmişler, bir çocuk bir çocuk daha genç kızlığını bile yaşayamamış, aıle baskısıyla evlenmiş. Hemen sonraki yıllarda yaşamını cehenneme çevirmişler.Her iki aile de yaşamı zindan etmişler, üstelik bir de iftira atıp lekelemişler Gül'ü . Çocuklarını da almışlar elinden. Yaşı yirmi beş bile yoktu. Anlattıkça inci tanesi gibi yaşlar döküldü gözlerinden.
Murat tesselli etti. Her derdin her çilenin mutlaka bir çaresi var, evet her şeyin çaresi var. Mutlaka tüm bunların çıkış yollarını bulacağız, lutfen biraz daha sabır,dedi Gül'e.
Aynı kafede iki sefer daha buluştular. Murat onu her seferinde daha canlanmış buluyordu. Henüz daha yaşamın başlangıcındasın, yine seversin; saglam, yüreği güzel bir gençle yine yuva kurarsın. İnan bana senin o güzel yüreğin mutlu olana kadar hep senin yanında olacağım. Al bu da numaram yrmi dört saat açık ne vakit dilersen ara, dedi. O gün kahve parasını ısrarla Gül ödedi.
Giderlerken, Murat. Üç gün sonra tıyatroda oyunumuz var cumartesi günü, geleceksin değil mi diye sordu. Gül gelecegim, dedi sessızce ve ayrıldılar.
Hafta sonu erkenden tıyatroya gıttı Murat, giderken de bir demet gül yaptırdı çiçekçiye GÜL için. Bak bunlar senin bundan sonraki mutlu yaşamının ve sana sunulan koşulsuz sevgi'ın simgesi olsun, diyecekti.
Oyun başlayana kadar Gül'ü bekledi Murat ama gelmedi,sonra sahnede oyununu oynadı.birinci arada yine baktı seyircilerin arasına ama yoktu,gelmemişti.oyun bittikten sonra seyırcılarin alkışlarını duymuyordu,Murat.
Tıyatronun balkonuna çıkıp bir tütün yaktı,Gidenler tebrik ediyorlardı oyunu herkes çok beğenmişti, ama Murat'ın aklı Gül'deydi sonra aniden sert yağmur başladı. Bırden kalbi sıkıştı, yanında spreyi ve ilacı vardı içti arkadaşları yardım ettiler. Sonra yorgun evine gitti Murat. Ertesi gün erkenden çıktı. Şehir merkezinde ajans sahibi bir arkadaşı vardı onun yanına gitti. Yenı çıkmış mahalli gazetelerden birine göz atarken aniden Gül'ün fotoğrafını gördü. Dün büyük parkta intihar eden Gül adındakı genç bayan diye yazıyordu. Murat oldugu yere yığıldı kaldı. Zaten hasta olan kalbi bu acıya dayanamadı. Acil ambulans geldi, masaj serum ilac zor attlattı krizi. Sonra hastaneye götürmek istediler, ama gitmedi. Murat'ın göz yaşları sel oldu. Kendine gelince hastaneyi aradı. Evet malesef yaşamıyor artık dediler GÜL için.
Ajansta Murat'ın o perişan halini gören bir genç bayan elini uzattı Murat'a ben Gül'ün arkadaşıyım derken o da ağlıyordu. Ne evini ne de ailesini tanımıyorum lütfen bana yardım edinde mezara defnedildiginde Sevgili GÜL MELEĞİN yanında oluyum, dedi Murat. Cesedini morga kaldırmışlar. Beş gün sonra haber geldi GÜL'ün arkadaşından 'Yarın erkenden defnedeceğiz' diye.
Mezarlık çok kalabalıktı. Ne kadar da çok akrabası varmış, ama Gül hayattayken ona el uzatmayanlar şimdi onu son yolculuğa uğurlamaya gelmişler, diye düşündü Murat. Gül'ün mezarına üç metre yanındaki çam ağacına yaslandı. Gözlerinin yaşı dinmedi Murat'ın...Yüreginin sızısı hiç geçmedi...Daha dün karşısındaki Melek KIZ Şimdi kara topraga giriyordu ve gencecık...
Saatlerce kımıldamadı oradan Murat. Mezarlıkta hiç kimsecikler kalmamıştı, sonra yavaşca mezarın başına gitti.Taze toprağına elini sürdü. Yağmur yine çiselemiye başlamıştı. Elindeki karanfıl demetini ve bir hafta önce aldığı Gül demetini bıraktı mezarın üzerine. Olmadı GÜL.! hani üzüldüğünde beni arayacaktın.! hani bana haber verecektin.! çokmu üzdüler seni, çaresız mi bıraktılar da canına kıydın...dedi
Saatlerce konuştu onunla Murat. Sonra cebinden bir kart çıkardı karanfıllerin arasına koydu.

HABERSİZ ÇEKİP GİTTİN ,HEM DE ÇOK GENÇ YAŞINDA
BIN ACI VE GÖZYAŞI BIRAKTIN ARDINDA
VE DERİN BİR YARA YÜREĞİMDE,
SEN BİR MELEKSİN ,GÜL.ŞİMDİ MELEKLER DİYARINDA

Haziran 2009./ Sinan SÖKMEN
( Gül, Melek başlıklı yazı sinan-sokmen tarafından 3.03.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.