Makale / Eğitim Makaleleri

Eklenme Tarihi : 4.11.2023
Okunma Sayısı : 417
Yorum Sayısı : 11
Günün Yazısı

Bu Yazı 5.11.2023 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.
Göbeğimi  Çatlattın  Ramazan


Efendim, demiştim sizlere Ramazan'la daha çook hikayelerimiz olacak diye. Aslında haftada en az üç kez hikayelerimiz oluyor ama size daha dünkünü yani 02.11.2023 tarihli olanını anlatayım.

Bizim Ramazan artık annesi ya da babası ile birlikte gelmiyor bana. Ya benim bundan hoşlanmadığımı anladılar ya da Ramazan onlara '' Ben koca eşşek kadar adam oldum artık peşime takılmanıza gerek yok.'' Dedi, işte bu sebeple anne ya da baba, Ramazan'ın kuyruğuna takılmıyorlar ama yine de tam bizim evin karşısındaki bakkalın önündeki - buralarda köşk denilen - sedire oturup bekliyorlar oğullarını.

Ramazan artık okuldan çıkar çıkmaz -eğer ertesi gün Matematik dersi ve ödevi varsa- direkt '' Ben geldiiiiiim'' Diyerek damlıyor.

Eğer o geldiğinde namaz kılıyor isem hapı yuttum demektir zira mübarek, ben sanki kapının arkasında hazır kıta Ramazan bekliyormuşum gibi kapıyı açana kadar güm güm vurup duruyor kapıya. ( Gerçi bunu bizim Mehmet Fikret de yapıyor ya neyse... O kapıya vurmuyor tabii ki ama ne zaman namaz kılmaya başlasam zırrr telefon. Mübarek adam sanki eve gizli kamera koymuş, özellikle namaz kılarken arıyor. )

Ha bu arada geçen hafta Ramazan'ın annesi ödevleri bitirdikten sonra geldi ve utana sıkıla bir 200 Tl uzattı. '' Hocam gusura galma sen çok daha fazlasını hakkediyon emme...''

Lafı ağzına tıktım: '' Bacım ben parayla ders verseydim şu anda Fethiye merkezde evim olurdu. Daha önce hiç bilmediğim bir köyde kirada oturmazdım. Ben bildiğim bir şeyi öğretmekten para almam. ''

Kadın başını eğdi: '' Biliyon emme ''

Devam ettim: '' Emmesi yok bacım. Ben bunu Allah rızası için yapıyorum. Ha sen ille de bana bir şey vermek istiyorsan ben yufka ekmeğini çok severim. Yaptığında bir iki de bana gönderirsen sevinirim. ''

Evet, 2.11.2023 Perşembe, ikindiye doğru Ramazan kapımı çaldığında ve dahi açtığımda baktım elinde bir poşet. Gözlerim sevinçle parladı ''Aha da yufka ekmeği geldi'' Diye ama gelen bir poşet roka ve taze fasulye idi. Kısaca bizim Mecit Aktürk'ün de dediği gibi aslında ben hiç de beleş ders vermiyordum galiba. Bir poşet roka, bir poşet taze fasulye az para mı?

Neyse başladık ödevleri yapmaya.

Soru: 40 ve 100 Sayılarının en küçük ortak katı hangi sayıdır?

- Bunu öğretmiştim Ramazan. Nasıl yapıyorduk?
-Hımmmm düşüneyim bakıyım. En küçüğü olacak di mi?
-Evet en küçüğü
-Hımmmm 2
- İki, 40'ın ve 100'ün kaç katıdır Ramazan?
-Hımmm. Hemen bir hesap ediyim. İki kere sıfır, sıfır. İki kere dört ... 2-4-6-8. Evet iki kere dört sekiz, sonuç sıfır sekiz... Yok yok seksen.
-N'aapıyorsun Ramazan? 40 ve 100'ün en küçük ortak katı diyor soru. Yani bulacağımız sayı kırktan büyük olduğu gibi yüzden de büyük olmalı.
-O zaman 101... Yüzden de büyük, kırktan da.
-İyi ama yüzün de kırkın da katı değil
-Bir şey sorabilir miyim?
-Sor.
-Karagöz'ün gözü kara mıydı?
-Ramazan ! Karagöz'ün sırası değil şimdi. Kırk ve yüzün en küçük ortak katını bulmamız lazım. Yaz şimdi 100 - 40
-Yazdım
-Şimdi ne yapıyorduk? Sana bunu öğretmiştim. 100 ikiye bölünür mü?
-Hımmm düşünüyorummm.
-Ne düşünüyorsun ki? Sonu sıfırla biten sayılar ikiye bölünür müydü?
-Aaa evet bölünür.
-Böl o zaman
-Hımmm. Yüzün içinde sıfır.
-Anlamadım. Yüzün içinde sıfır mı?
-Of yaaa, sıfırın içinde yüz mü olacaktı?
-Hayır Ramazan. Yüzü ikiye bölecektik.
-Çok zor ama düşüneyim az.
-Ramazan ' Yüzün yarısı kaç?
-Elli
-Aferin. Şimdi de kırkı ikiye böl.
-Kırk bölü iki.. Hımmmmm.
-Ramazan ' Kırkın yarısı kaç?
-Yirmi.
-Hah... ''Bir sayıyı ikiye böl.' dediğim zaman o sayının yarısını bulacaksın. Şimdi elliyi ikiye böl
-Of yaa kafam karıştı.
-Ellinin yarısı kaç Ramazan
-Yirmibeş
-Yahu yarısı deyince şak diye cevap veriyorsun da ikiye böl deyince niçin arpacı kumrusu gibi düşünüyorsun?
-Bir şey sorabilir miyim?
-Sor
-Arpacı kumrusu ne demek?
-Takma ona da soruyu cevaplayalım.

Evet, sonunda sorunun cevabını bulduk. Kırk ve yüzün en küçük ortak katı 200'dü. Diğer soruya geçtik. Bu işlemde Ramazan'ın 175'i 5'e bölmesi gerekiyordu.

-Evet Ramazan, böl bakalım.

Ramazan başladı bir şeyler mırıldanmaya.

-Ramazan ! Aklından yapamazsın. Al eline kağıt kalemi öyle yap.
-Kafadan yaparım ben bunu.
-Haydi yap da görelim.

İki saniye ya oldu ya olmadı Ramazan cevabı patlattı: 35

Allah Allah... 100'ü ikiye bölmek için dakikalarca düşünen Ramazan, 175'i 5'e bir iki saniye içinde hem de kağıt kalem kullanmadan bölmüştü.

-Şaşırtıyorsun beni Ramazan. Helal olsun.

Ramazan beni şaşırtıyordu gerçekten ama 375'i hem de kafadan 25'e bölünce daha da şaşırdım. İllevelakin 20'yi ikiye bölemiyordu. Ya da yüz kez tekrarladığım halde herhangi bir sayıyı on ile çarpmak için yanına bir sıfır ilave etmesi gerektiğine bir türlü kafası basmıyordu.

Mesela 10x10x10x10= İşleminin sonucu için dört tane onu alt alta yazıp çarpıyordu ve işin daha da vahimi çıkan sonuç 1110 oluyordu.

Yuvarlana yuvarlana sonunda resimdeki son soruya geldik.

-Eveeet. İşte bu sorudan belki on tane örnek yaptık. Şimdi söyle bakalım: Bir dik dörtgenin alanını nasıl buluruz?
-Çarparız
-Neyi neyle çarparız?
-Hımmm 15'le 8'i çarparız.
-Eğer ABCD Dikdörtgeninin alanını hesaplayın deseydi dediğin doğruydu ama istediği şey pembe dikdörtgenin alanı.
-Anladıım 15'i dörde böleriz.
-Hayır Ramazan. 15'i dörde bölmeyiz..
-O zaman toplarız
-Ramazan ! Kafan şişti sanırım. En baştan başlayalım. Bir dikdörtgenin alanını nasıl hesaplarız?
-Çarparız.

Şeytan '' Şuna çarp da çarpmak nasıl olurmuş görsün'' Diye dürtükleyip duruyor ya uymam o lanetullah'a genelde.

-Ramazaaannnn. Neyi neyle çarparız?
-15 ile sekizi çarparız.
-15 bu dikdörtgenin nesidir Ramazan?
-Heh heh heee. Amcasıdır.

Cinler burnumdaydı, gayrı tamamen tepeme çıktı. Öğrencilerim bilirler, ciddi bir şey anlattığım anda birileri dalga geçerse arenada kırmızı örtü görmüş boğaya dönerim.

- Ulan, benim burada sana bir şey öğretmek için göbeğim çatlıyor, sen dalga geçiyorsun.

Ramazanın gözleri fal taşı gibi açıldı. Hayret ve dehşet içinde sordu?

-Göbeğin mi çatladı? Nasıl çatladı? Aç görüyüm.

Ciddi ciddi göbeğimin çatladığını zannetmiş garibim.

-Yok yok korkma. O bir deyimdir. Göbeğimin çatladığı filan yok.
- Oh ya çok şükür. Ben de bayağı korktum.

İşlemin sonucu mu?

Az da siz düşünün arkadaş. Her şeyi benden beklemeyin. Bakalım kaç kişinin aklında kalmış bu orta I. Sınıf Matematik dersi sorusunun çözümü.

Haa eğer çözeyim derken göbeğiniz çatlarsa hemen bırakın ve bir ambulans çağırın.

Bu arada unutmadan söyleyeyim, Ramazan bugünkü dersimizde '' Bir dikdörtgenin alanını hesaplamak için ne yapmamız gerekir?''Diye sorduğumda yine ''Çarparız '' dedi ama '' Neyi neyle çarparız?'' Soruma '' Uzun kenar ile kısa kenarı çarparız'' Diye cevap verdi. Yani artık AB ya da CD kenarının dikdörtgenin amcası değil, uzun kenarları olduğunu öğrenmişti. ( Sanırım. )

Resimler:

1- Ramazan ve ben
2- Göbeğimin çatlamasına sebep olan soru ))))
( Göbeğimi Çatlattın Ramazan başlıklı yazı Sami Biber tarafından 4.11.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.