Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 18.12.2023
Okunma Sayısı : 233
Yorum Sayısı : 6
Atam ! Sen  Kalk Da  Ben  Yatam---4.  Bölüm ---

''BENİM NAÇİZ VÜCUDUM ELBET BİR GÜN TOPRAK OLACAKTIR.''
11 Kasım 1938'e dönelim tekrar.
Daha önce de söylediğim gibi bir kasa enginarı üç günde Hatay'dan İstanbul'a getirtemeyenler 11 Kasım 1938'de Toplam sayısı 399 olan milletvekillerinin 348'ini Yurdun her köşesinden Ankara'ya getirmeyi başarmışlardı.
İşin ilginç olanı bu milletvekillerinden hiç biri '' Yahu hele durun, Aziz Atatürk'ümüzü toprağa verelim, cumhurbaşkanını daha sonra seçeriz, acelesi yok.'' Dememişti.
Kıyas ne kadar doğru olur bilemiyorum ama böyle bir olaya tarih boyunca bir kez de Hz. Muhammed'in(S.A.S) ebedi aleme göç ettiği gün şahit olmuştu insanlar. Hz. Muhammedin(S.A.S) mübarek naaşı Hz. Ali tarafından yıkanırken Müslümanlar onun yerine geçecek olan halifeyi belirleme telaşına düşmüşlerdi.
Bu yazının yazarı olarak ben - Kim nasıl anlatırsa anlatsın, kim nasıl '' Ama - Fakat '' ile başlayan cümleler kurarsa kursun- Her iki olayı da anlayamamışımdır hâlâ. Gerek Hz. Muhammed ( S.A.S ) gerekse Atatürk, toprağa verildikten sonra yerine gelecek kişinin seçimi yapılsa kıyamet mi kopardı? Elbette hayır. Ama?
Ama Mustafa Kemal Atatürk'ü toprağa vermek gibi bir niyet onu, onun için ölebilecek kadar sevenlerde bile yoktu.
Bu da garip bir durumdu. Çünkü Atatürk 1926'daki İzmir Suikastı girişiminden ( Ki buna girişim bile denmez zira suikastı yapacak olanlar tek bir hamle yapmadan yakalanmışlardı--- Neyse uzun hikaye. Karışık kuruşuk bir iştir bu. ) hemen sonra '' Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır.'' Demişti, yani öldüğünde toprağa verileceğinden emindi lakin onu en sevenler bile vücudunun toprak olmasına müsaade etmiyorlardı. Mermer bir lahite koymuşlardı naaşını. Mustafa Kemal Atatürk'e sanki bir Müslüman değil de bir Zerdüşt muamelesi yapılıyordu. [ Zerdüşt inancında hava, toprak ve su pistir ya da pislenebilir. Temiz olan tek şey ateştir. Ateş kirlenmez.( O sebeple Ateşgede denilen yerde ateşi sürekli yakarlar.) Toprak pis olduğu için ölülerini toprağa gömmezler ( Son zamanlarda İran yönetiminin baskılarıyla mecburen gömüyorlarmış.) ]
''Atatürk'ün cenaze namazı tertemiz hale getirdiği her karış vatan toprağında kılınabilir.'' Fetvasını veren Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi, Atatürk'ün naaşının mermer bir lahit içine konması üzerine Kur'an-ı Kerim'deki Maide Suresinin 31. Ayetini hatırlatmadı:
''Ardından Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona ( Hz. Adem'in oğlu Kabil'e ) göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyim?” dedi, ettiğine de pişman oldu.''
Karga kadar bile olamamışlardı.
Evet, toprağa defnetmemişler, mermer bir lahite koymuşlar ve dahası lahitinin bulunduğu yerde ateş yakarak ( meşaleler yakarak ) nöbet tutulmasını sağlamışlardı. ( Bizim çocukluğumuzda da 10 Kasımlarda meşale yakıp okul paydos oluncaya kadar nöbet tutardık meşalelerin önünde. Hatta öğretmenlik yıllarımda da uzun süre devam etti bu gelenek. Mutlaka hatırlayanlar vardır)
Neyse... 11 Kasım 1938 demiştik, devam edelim yine TBMM tutanaklarından.
ÎKÎNCÎ CELSE
Açılma saati : 12,10
BAŞKAN — M. Abdülhalik Renda
KÂTlBLER — Naşid Uluğ (Kütahya), Kemal Ünal (İsparta), Cavid Oral (Niğde), Dr. Sadi Konuk (Bursa).
BAŞKAN — Celse açılmıştır.
4 — AND İÇME
1 — Reisicumhurun and içmesi.
(Reisicumhur İsmet İnönü Meclisin coşkun tezahüratı, sürekli ve şiddetli alkışları arasında başkanlık kürsüsüne geldiler). [ Milli bir yas gününde coşkun tezahüratlar, şiddetli alkışlar... Ne güzel değil mi? ]
REİSİCUMHUR İSMET İNÖNÜ — Reisicumhur sıfatile Cumhuriyetin kanunlarına ve hakimiyeti milliye esaslarına riayet ve bunları müdafaa, Türk milletinin saadetine sadıkane ve bütün kuvvetimle sarfı mesai, Türk Devletine teveccüh edecek her tehlikeyi kemali şiddetle men, Türkiye'nin şan ve şerefini vikaye ve ilâya ve deruhde ettiğim vazifenin icabatına hasrınefis etmekten ayrılmayacağıma namusum üzerine söz veririm (Allah muvaffak etsin sesleri, şiddetli ve sürekli alkışlar).
5 — NUTUKLAR
REİSİCUMHUR İSMET İNÖNÜ — Büyük Türk milletinin muhterem vekilleri,
Arkadaşlığınızla müftehir olan, şerefli vazifenizde kendi nefsi için bahtiyarlık bulan bu arkadaşınıza Devletin en yüksek vazifesini tevdi etmek teveccühünü gösterdiniz. Sizlere şimdiden çok samimî şükranımı takdim ederim.
Omuzlarımda hissettiğim ağır vazifeyi ifa ederken, tek istinadım, Büyük Türk milletinin itimadı ve bunun, sizin yardımınızla ve sizin dilinizden ifadesi olacaktır (Alkışlar, Allah muvaffak etsin sesleri).
Bu anda Atatürk'ün hatırası teselli bulmaz acılarla dolu olan kalbimizin aziz timsalidir.
Atatürkün fevkalâde hizmetlerini bu günkü Türk Devletinin bünyesinde tam ve temiz eserler olarak tecessüm etmiş görüyoruz (Alkışlar).
Kadir bilen ve büyük evlâd yetiştiren milletimizin yüreğinde, (Kemal Atatürk) adı, sevgi ve hürmet içinde ebedî olarak yaşayacaktır (Şiddetli alkışlar). Şükran ve tazim hislerimi söylemeğe çalışan sözlerimin sizin muhabbet ve takdir duygularımızı da aksettirdiğine kaniim (Alkışlar).
Muhterem arkadaşlar; Devlet ve milletimizin insaniyet ve medeniyetin asîl hedeflerine doğru durmadan ilerleyip yükseleceğine kat'î inancım vardır (Bravo sesleri, sürekli alkışlar).
Büyük ve kahraman bir milletin hizmetinde bulunuyoruz: Türk vatanının bölünmez, hiç bir tecavüze tahammül etmez, hiç bir zor karşısında millî haklarından vazgeçmez mahiyeti, her zamandan ziyade taze ve canlıdır (Alkışlar, bravo sesleri).
Türk milleti Devlet kurmak, vatan korumak kudretinde, kendi cevherindeki kıymet ve faziletlere istinad eden yapıcı ve yaratıcı bir millettir (Alkışlar).
Sulh ve terakki yoluna bütün gayretlerini asîl bir surette vakfetmiş olan milletimiz mecbur olursa, kendisi ve şanlı ordusu geçmiş kahramanların hayranlığını celbedecek yeni kahramanlarla dolu olan fedakâr göğsünü en parlak zaferlerle süslemeğe hazırdır (Her zaman sesleri, şiddetli ve sürekli alkışlar).
Türk milletini az zamanda büyük bir medeniyet seviyesine yükseltmiş, Türk milletine en kısa yoldan temiz cemiyet hayatımı, feyizli terakki yollarını açmış olan inkılâblar, kalb ve vicdanımızın en aziz varlıklarıdır (Alkışlar).
Arkadaşlarım,
Millet hizmetinde vazifelerin iyi ifa olunmasını emel edinmek başlıca kaygımızdır.
Sükûn, istikrar ve emniyet içinde çalışmaktan başka arzusu olmayan milletimizi anarşiden ve cebirden uzak, bütün vatandaşlar için müsavi bir emniyet havası içinde bulundurmağı, Cumhuriyetin en kıymetli nimeti biliyoruz (Bravo sesleri, alkışlar).
Vatandaşlar arasında muhabbeti genişletmek ve derinleştirmeği, en şerefli vazife sayıyoruz(Alkışlar).
Arkadaşlar,
Türk milletinin en feyizli hazinesi : Büyük Millet Meclisidir. Geçmişte büyük zorlukları yenmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, gelecekte de büyük saadetlerin, zafer ve muvaffakiyetlerin başlıca kaynağı olacaktır (Allah seni var etsin sesleri, şiddetli ve sürekli alkışlar).
BAŞKAN — Pazartesi günü içtimaimiz[ Toplanmamız ] zaten mukarrerdi[ Kararlaştırılmıştı]. O gün içtima etmek üzere inikada[Oturuma] nihayet veriyorum.
Kapanma saati : 12,20
Evet, sadece on dakika içinde Türkiye'de yepyeni bir dönem başlıyordu: Milli Şef Dönemi.
11 Kasım 1938'de saat 12.20'de Türkiye Cumhuriyetinin 2. Cumhurbaşkanı TBMM huzurunda and içip teşekkür nutkunu eda ettiği saatlerde birinci Cumhurbaşkanının cesedinin tahnit işlemleri devam ediyordu.
İsmet İnönü'nün yemin töreni ve ardından yaptığı konuşmadan sonra Başbakan Celal Bayar kendisi başkanlığındaki hükumetin istifa dilekçesini sundu yeni Cumhurbaşkanına. Yeni Cumhurbaşkanı ise Cumhurbaşkanı seçilmesindeki yardım ve destekleri sebebiyle yeni hükumeti kurma görevini yine Celal Bayar'a verdi. Bunlar yaşanırken Atatürk'ün naaşının tahnit işlemleri devam ediyordu.
11Kasım 1938'de Ankara'da ve TBMM'de başka neler yaşandı, kutlamalar filan yapıldı mı bilemiyorum ama mutlaka yapılmıştır. Lakin öğle saatlerinde, haydi biraz uzatalım ikindi vakitlerinde TBMM artık tamamen boşaltılmış, evli evine, köylü köyüne, evi olmayan sıçan deliğine gitmişti. Oysa aynı günün ikindi vakitlerinde Atatürk'ün naaşının tahnit işlemleri hâlâ devam ediyordu.
Atatürk'ün naaşının tahnit işlemleri akşam saatlerine kadar sürdü. Akşam tahnit bitti, Atatürk'ün üzerine bir yorgan örtüldü ve 14 Kasım 1938 tarihine kadar öylece yatağında yattı tahnit edilmiş naaşı.
14 Kasım 1938...
Atatürk'ün naaşı Dolmabahçe Sarayında katafalka kondu. Öylece yapayalnız, sahipsiz... Sadece askeri erkan geliyor ve saygılarını sunuyorlardı o kadar.
Aynı gün TBMM Genel kurulu saat 15.00' de Başkan Tevfik Fikret Sılay nezaretinde çalışmaya başladı.
Yine TBMM Zabıt ceridesine dönelim ama bu sefer fazla uzatmadan anlatalım olanları madde madde
1--
- BAŞKAN — Riyaseticümhur makamından gelen tezkereleri arzediyorum.
Büyük Millet Meclisi Yüksek Reisliğine Cumhur Reisliğine intihabım dolayisile istifa eden îcra Vekilleri Heyetinin istifası kabul edilmiş ve Başvekâlete yeniden İzmir mebusu Celal Bayar tayin olunmuş olduğunu saygı ile arzederim.
11 - XI - 1938
Reisicumhur
İ. İnönü
2-
İcra Vekilleri ( Yani yeni bakanların ) listesi meclise sunuldu.
3-
16.07.1938 Tarihinde vefat eden Antalya mebusu Celâl Mengilibörünün vefat ettiği hakkında Başvekâlet tezkeresi okundu
4-
10.09.1938 Tarihinde vefat eden Burdur mebusu Mustafa Şeref Özkanın vefat ettiği hakkında Başvekâlet tezkeresi okundu
5-
21.09.1938 Tarihinde vefat eden İzmir mebusu General Kazım İnanç'ın vefat ettiği hakkında Başvekâlet tezkeresi okundu.
6-
Bu ölüler için iki dakikalık ayakta sükut edildi ( yani saygı duruşunda bulunuldu. )
7-
Zarurî sebeblerden dölayı takib ve tâhsiline imkân görülemeyen 794 520 lira 92 kuruşla 8 400 kilo tuz hakkındaki tezkerenin geri verilmesine dair Başvekâlet tezkeresi okundu
8-
Nihayet Atatürk de hatırlandı ve Atatürk'ün cenaze merasimi için yapılacak sarfiyat hakkında kanun lâyihası ve Bütçe encümeni mazbatasının görüşülmesine geçildi.
Saat 15.00'de başlayan oturum 16.20'de sona erdi.
Atatürk ancak bir hafta sonra bir daha hatırlandı.
Cenazesinin Ankara'ya getirildiği günün ( 20 Kasım 1938 ) ertesi günü Cumhurbaşkanı İsmet İnönü Türk Milletine hitaben yaptığı konuşmasını ''Büyük Türk Milletine!'' Hitabıyla başladığı nutkunu;
''Devletimizin banisi ve milletimizin fedakar, sadık hadimi, İnsanlık idealinin aşık ve mümtaz siması; Eşsiz kahraman Atatürk!
Vatan sana minnettardır.
Bütün ömrünü hizmetine verdiğin Türk Milletiyle beraber senin huzurunda tazim ile eğiliyoruz. Bütün hayatında bize ruhundaki ateşten canlılık verdin. Emin ol, aziz hatıran, sönmez meş'ale olarak ruhlarımızı daima ateşli ve uyanık tutacaktır.''
Cümleleriyle noktalıyordu.
Eh biz de noktalayalım değil mi? Yazacak daha ne kaldı ki.?
SON.
( Atam ! Sen Kalk Da Ben Yatam---4. Bölüm --- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 18.12.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.