Bir çocuk bulandırdı bu gün aklımı, ezanı Muhammed’i okurken, ellerini açmış semaya, bir şeyler mırıldanıyordu. Usulca yaklaştım başucuna, ezanın bitip tebessümle bana dönmesini bekledim, bir çocuğu beklemek bu kadar mutlu edebilirdi insanı, ezan bitti ve öyle bir dönüşü vardı ki! 5 yaşında bir çocuk bu kadar muntazır olamaz dedim. ‘’Ne yapıyorsun şeker şey.’’ dediğim de, ‘’sevgilime dua ediyorum’’ dedi. Kafasını öne eğerek, sanki bir şeylerden utanmışçasına; yüzüme baktı ardından ‘’sevgilin kim’’dediğimde ‘’hu’’ dedi…


Aşk bu kadar mı muntazam olur’du ya da aşk bu kadar mı masum olabilirdi, bir çocuğun aşkı kadar masum olabilecek ne var’dı ki? Hani, pütürlü sayfalarda okuduğumuz, hani yastığımıza başımızı koyduktan sonra yanına bir kahve alıp yudumladığımız, yırtılmış sayfaları çevirerek okurken ‘’vay be, aşka bak’’ dediğimiz anlar olur ya, onlar geldi bir an aklıma. Sorgulamaya başladım sonra kendimi; kimdi âşık olan? Çocuk babasının yanına koşarken sanki hayat yavaşlamıştı. Bir tarafım suskun kalmıştı, ellerimi uzamış sakalarıma götürüp bir an ‘’neler oluyor bana’’ dedim. Hayat ihtarlarla doluyken bir ayet yankılanıyordu Sevr dağından İstanbul’un buselerine kadar. Yusuf Suresini duyabiliyordum evet, Züleyha’nın Yusuf’a olan aşkını, duygularını hissetmiştim sanki o an. Müthiş edebiyatçı aklıma geliyordu ardından, Babil’de ölüm İstanbul da aşkı yazarken İskender ağabeyim nerden buldu bunları dediğim anlarda, bir karanlık sarıyordu etrafımı ama ‘’artık bende buldum bunun sırrını’’ diyordum kendi kendime.

Bir anlık duyularımı ne kadar çok anlattım diye düşünürken etrafıma bakındım bir an kim bu çocuk kadar mutluydu diye düşündüm. Bir şeyler isterdim bu güne kadar ama bu çocukta olanı istemedim; sonra neler istediğimi düşünmeye başladım ne mi istedim? Bir kurşun olmak istedim, uzaklardan kâfir bir bedenin içine sızıp, içeri de kalmadan çıkmak, kaybolmak isterdim sonra bütün bedenimin parçalanmasını seyrederek. Bir kaç düğüm, birkaç damla matem olmak ama hepsinden öte mevzide beklerken öldürülen bir asker olmak isterdim. Bir gün önce anamı arayıp, ‘’Hakkını helal et.’’ diyip kapatmanın hissini kalbimin en derin damarlarında yasamak ya da sessizce çekip gitmek isterdim ölümün bana ölümsüzlüğü yaşattığı o anda ama en önemli olanı hep unutmuşum meğersem ve onu da istedim bu gün. Neyimi istedim; aşkı istedim çünkü benim aşkım hu olmalıydı dedim bir an kendime.








( Kim Olmalı??? başlıklı yazı alperen--kil tarafından 1.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu