Mecnun değilim yâr, lakin çağırırsan çöllere gelirim. Sana yalan halde gelmem, toplarım özümü yalın halde gelirim. Kapıyı çaldığında 'kim o” dersen, ben olmam kapında sen olur gelirim. Sen gel de yeter ki, yola yük olmam, yol olur gelirim!... Sevgiliye yol olmadan gitmek ama onsuzken de yok olmak, işte budur insanın en acı tarafı çünkü binlerin arasında yalnızsan tek bir nedeni vardır. Âşıksındır.

Kendimden korkuyor gibi bir halim var bu aralar ama beyaz kâğıtlara bir şeyler dökmek iyi geliyor bazen, çünkü kimse onlar kadar sizi anlamıyor. Bir korku sarıyor etrafınızı ama anlatamıyorsunuz kendinizi korkuyorsunuz kaybetmekten. Seviyorsunuz ve sevdiğinizin, sizden gitmesi ölüm gibi geliyor sizlere. Gitmesine sabretmek zor da olsa, farklı geliyor insana.

Mevlana'nın her şeydeki sırrı; "sabırdır". Açlığa sabredersin adı "oruç" olur, acıya
sabredersin adı "metanet" olur, insanlara sabredersin adı "hoşgörü"
olur. Dileğe sabredersin adı "dua" olur. Duygulara sabredersin adı
"gözyaşı" olur. Özleme sabredersin adı "hasret" olur, sevgiye
sabredersin adı "AŞK" olur...Her sabrın bir intiharı vardır, bazen sevdiğin yanın da değilse intihar değildir bu; ölümdür.

Her köle rüyalarında özgürdür, lakin âşıksan; işte bu imkânsızdır. Çünkü rüyalarında bile yârin kölesi olmuşsundur. Mevlana ne kadar güzel anlatmıştır aslında “Aşk; bir uçurumdan düşmek gibi bir şey… İşte bu yüzden sevgiliye "yar" denir!” aşk uçurumdan düşen bir kimse... Buysa aşk, büyük aşığın tanımı bu kadar netse, uçurumdan düşenin özgürlüğü var mıdır?

Hangi beden sevgiliye asıktır ki? Beşer olana “âşık” olduğunu söyleyen, ne kadar gerçekçidir ki? Sevgilinin gözlerine hayrandır gözler, lakin onun içinde laleli bir buse görmemişse bu aşk olur mu? Bir gün sorun kalbinize nedir derdi, nedir bunca çileli matemi, dökülen yaşlar kimedir, sorun; kime sevdalı? Bir gün derdimi dinledim, derdimden iğrendim. Onun derdini gördüm, kendi derdime imrendim. Derdim aşktı, derdim huydu, derdim huya aşk ile varmaktı, bir gizemli sevdam da; onu, gözyaşlarımla bulmaktı…

Üzgünseniz ve üzgünlüğünüze anlam veremiyorsanız, yârin sizi sevdiğini biliyor ama gene de bir yanınız eksik hissediyorsanız, o an yanınız da değildir de ondan, gözlerine bakamamışsınızdır da ondan. İşte şimdi onu yaşıyorum ve üzülüyorum, korkuyorum Allah’tan, onu benden almasından ve dua ediyorum ellerimi sema ya kaldırarak… “Ey kâinatın rabbi olan Allah’ım, kutlu peygamber’in Muhammet Mustafa (S.A.V) yüzü gözü hürmetine, 124 bin peygamber’inin , 124 milyon evliyanın ve sende saklı olan en büyük ismi azam’ının hürmetine, sevdiğimi benden alma çünkü alanda, verende sensin…



Mahmut Alperen Kılınckaya

( Hüküm Sahibi başlıklı yazı alperen--kil tarafından 5/4/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.