Ey göktürk yaylasının mızrak bakışlı kızı O asil duruşunda Türklüğünün rengi var Yedi düvele yeter gururunun birazı Semerkant ve Buhara ruhundan mı yadigâr
Kılıçtan daha keskin sudan duru hitâbın Demir dağlar eriten sevda mıdır bir eşi Güzelliği senden mi binbir renkli mehtâbın Nasıl esrik etmesin görkeminin ateşi
Kaşların hilal gibi bakışların dolunay Nice alp’ler devirir hilal düşünce yere Uğruna mı kaybetti Endülüs’ü o Giray Türk yurdunda emsâlin Bilge Kağan’lı töre
Ötüken dağlarının kokusu var yelinde Ağulara bedeldir uzandığında acın Hangi efsane gizli simsiyah saç telinde Bu ozana değer mi ok’un ya da kılıcın
Ben kimsesiz dağların yaralı kopuz sesi Ergenekon yüzlüyüm esiri olmam düş’ün Yıllarca at üstünde yâr bilmişken yeisi At üstünden devirdi bir seferlik gülüşün
Gulistan’ın eşi mi bülbül yakan nefesin Bin obaya değişmem başındaki börkünü Unutma ki adın Türk ırkının şerefisin Benim gibi söylemez kimse senin türkünü
Ey göktürk yaylasının mızrak bakışlı kızı Keskin heceler ile çarpışalım seninle Ya cengi bitirelim ya da güldür albız’ı Gök girsin kızıl çıksın Türk usûlü yeminle
Haydi; artık karar ver karar vaktidir bu an Dokuz tuğ kadar güzel ay bakışlı sevgili Ne çıkar yargılarsa öksüzlüğümü cihan Bu gün isim almalı Makberî’nin emeli
( Türk Kızı başlıklı yazı Ahmet Akkoyun tarafından 5.02.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.