1 Türk Destanı (2 )
Türk Destanı (2 )
Dal budağa durmuştu Osman beyin rüyası
Söğüt- Bilecik derken atılmıştı temeli
Soydan soya akarken Ertuğrul bey ihlası
Kutlu harç karıyordu onlarca adsız veli

Mevlana’yım-Yunus’um, Hacı Bayram sözüyüm
Domaniç’im Söğüt’üm, Göynük ve Yarhisar’ım
Ertuğrul ve Osman bey –Orhan beyin özüyüm
Sakarya’da aşk ile akan şanlı pınarım

Dalga dalga gelirken akınların aşk seli
Yıldırım Beyazit’i kıskanıyordu rüzgâr
Bizdik ölüm korkutan ölümgülen deli
Savaşta en öndeyken Murat Hüdavendigâr

Bizans’a göz dikmişti yirmisinde bir Hünkâr
Mazhâr olmaktı derdi Peygamber müjdesine
Molla Akşemseddin’in hu sesinde bahtiyâr
“Ya ben ya sen “diyorken Bizans’ın gövdesine

Tebriz’im ve Kargın’ım ,Kınık-Bozok-Çavuldur
Şimşeklere bedeldi,asra damga vuruşum
Bayat’ım ve Ay Han’ım,Karaevli-bayındır
Mazlumun ümidiydi zulme hesap soruşum

Yıl bin dört yüz elli üç Malazgirt gibi Cuma
Karadan gemileri yürütmüştü o deha
Ulubatlı Hasan’lar başlıyorken hücuma
Cehennem toplarıyla ordu kalkmıştı şaha

Bizans düşmüştü artık tazimdeydi ahali
Papazlar gelenlere hayretle bakıyordu
Önde Akşemseddin’in hünkâr gibiydi hali
Fatih’in ilk fermanı adalet akıyordu

Karahanlı-Selçuklu, Osmanlı’yım-Türkmen’im
Âlem bizlerde görmüş asaletin aslını
Musul’luyum-Kerküklü, yedi göbek Türk benim
Ebediyen bozamaz kimse Türk’ün neslini

İlk Halife Yavuz’du, Yavuz Sultan Selim han
At üstünde aşmıştı Sina’yı boydan boya
Öle bir sultandı ki görmedi asla cihan
Hadim-ül Haremeyn’di böyle bildi reaya

Celalli bir sultandı dilinde lafzı cemal
Cüneyd-i Bağdadi’nin keşfetmişti kabrini
Âlime saygısına şahitti ibn-i Kemal
O görkemli hâlinde gören yoktu kibrini

Çaldıran-Mercidabık, Hacı Bayram veliyim
Ahilik sofrasında ölümlerde diriyim
Piri reis- -Köroğlu-Âşık paşa diliyim
Aşkın şeref hâline tabi olmuş biriyim,

İsyan tertip ederken doğuda Şah İsmail
Osmanlı’yı çökertip sultan olmaktı derdi
Akıbet kaçmak oldu rezil-rüsvav ve sefil
Yavuz’un azameti kibrini yere serdi

Kanuni’yle Kanunlar otururken yerine
Mohaç meydan zaferi ezberler bozuyordu
Akdeniz Türk gölüydü, Barbaros’un terine
Turgut reis denizde destanlar yazıyordu

Viyana’yım –Kıbrıs’ım, Malta’daki lodosum
Koca Mimar Sinan’ım Selimiye Mostar’ım
Malta-Kıbrıs ve Yemen -Fas-Cezayir-Rodos’um
Dilden dile dolaşmış ülkeleri imar’ım

Andra Dorya’yı vurdu Preveze bozgunu
Çil yavrusu gibiydi denizde donanması
O mağrur amiralin yere sürtmüştü burnu
Ümit bağlayanların kahırdı inanması

Yeniçeri dehşeti Genç Osman’ın yazısı
Dördüncü Murad ile isyan gelmişti dize
Dinmişti sultandaki kardeşinin sızısı
Devlet yine devletti asiyi eze eze

Şeyh Galib’im Itri’yim, Hacı Arif Nedim’im
Dinlendirmiş ruhumu onlarca nağme sesi
Sofiler dergâhında Hakk aşkına hadimim
Ben öksüz Türklüğümün iflahsız divanesi

En bahtsızı belki de Ol sultan Abdülhamit
İçten dıştan fesatla hâl edilmiş sarayda
En arsız muhalifi şiir yazmış”istimdat”
Demiş;”Asrın sultanı gitti artık ne fayda”

Sultan Abdülhamit’in dehada yokmuş eşi
Çörçil’in siyaseti çarıklarına eşit
Yavaş yavaş sönerken Osmanlı’nın güneşi
“Kızıl Sultan’dır “demiş nesli bozuk birkaç it

Hazerfan Ahmet benim, Âşık Emrah Nadim’im
Türk’e ilim yolunu nakş eyledi hitâbım
Evliya Çelebi’yim, Fuzuli’de ahidim
Dört kitabın içinde Kur’andır tek kitabım

Hasta adam düşünce saldırmış kin tayfası
Rıza Tevfik’te bile hâsıl olmamış murat
“Eyvah”demiş;”Yıkıldı Osmanlı’nın bekâsı
Yetiş sultanım yetiş bizdeymiş arsız surat”

İttihat ve terakki tutamamış dirliği
Kardeşçe geçinenler ayrılmış birer birer
Bozmuşlar devletteki renklerdeki birliği
Üç kippalı soysuza alet olmuşlar meğer

Katolik-Protestan, Ortodoks hilafını
Çözerek ilk darbeyi vurmuşlar saltanata
Bilmeden güçlendirip garbın dinde safını
Dağlar yıkan aslanı bağlamışlar halata

Budin’dim -Priştina, Semerkant ve Buhara
Gazi Osman Paşa’ya hâlâ matemde Tuna
Saraybosna ve Üsküp yara içinde yara
Artık Macar diyorken Avrupa eski Hun’a

İsyan üstüne isyan coğrafyada karmaşa
En son cihan savaşı Osmanlı’nın taksimi
Bağlanınca hainler localardan maaşa
Hâkimler oluyordu soysuzların hadimi

Soy ağacın son dalı biçâre Vahidettin
Mahzun-maznun-garipti vatanının derdinden
Samsuna çıkış için yol gösteren müsekkin
Sürgünüyle bir devir kapanmıştı ardından

Osman Yüksel gibiyim serdengeçti şanım var
“Vatan yahut Silistre” diyen Namık Kemal’im
Arif Nihat Asya’yım,Mehmet Akif yanım var
Yahya Kemal Beyatlı Nihal Atsız hilalim

Yeni bir devlet doğmuş kalan küllerden yine
Erzurum-Sivas derken kongreler sıra sıra
Çanakkale –Sakarya hürriyette tek sine
Mustafa Kemal ile garplı düşerken zora

İstiklâl kolay değil savaş üstüne savaş
Bir asır ertelenmiş dirilişin doğuşu
İkbâle mektup yazmış oku onu arkadaş
Bir gün tekrar gelecek Türk’ün zulmü boğuşu

Sümmani’nin derdiyim sürgündeki Reyhanî
Bayburt’lu şair Zihni Murat Çobanoğluyum
Peyami Safa’yım ben irşadi’yim Hicrani
Kimseye kul değilim yalnız Allah kuluyum
_________Mahlâsım Makberî’dir âşıklığın çuluyum
--------------Türk’e Türk/ü söyleyen türkülerle doluyum


__________Makberî…..23/07/2013….18:45…..İst
( Türk Destanı (2 ) başlıklı yazı Ahmet Akkoyun tarafından 4.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.