Kekremsi düşlerin yorgun mealleri:
Saf tuttuğumdan da ötesi
Af dilediğim Rabbim vardı mademki
Mabedimden süzülen duman misali
Meylettiğim öylesine bir iklimdi ki
İçerlediğim değil
İçtiğim hiç değil
İçtimada geçen ömrün mefkûresi
Kuytusunda sızmışken gün ışığının
Yetmedi:
Açtığım o kordan devasa parantezin
ç/ağrısı
Açamadığım bir sandık olsa bile ne ki
ne?
Geçmişin uğultusunu içine tıktığım
Uğruna ödediğim bedeller aşkın
Hatırına asılı kaldığım
O kancanın soluk yüzü
Eremediğim bir nihayet
Erişemediğim hidayet
Kat çıktığım merdivenlerin tutuşan
tırabzanı
Sıyrılamadığım kadar bedenimden
Sinemde dinmek bilmeyen
Yangın ertesi
Kâh huşu içerisinde geçen dünüm
Huzura delalet bir nefes daha içime
çektiğim
Sevincin lal alfabesi
Sevginin diktesi
Yorgun mısralarda g/izlendiğimden de
öte
Yâdında dünün
Tesellisi ömrün
Kulluğuma binaen
Sahi, sahi, yeniden doğabilecek
miydim küllerimden?
Seyir halinde yürek
Elbette sevmeye yürek gerek
İnzivadan savurduğum nidaların
tutuklu varlığı
Bir tutamağım da kalmamışken hayattan
İzbelerde saklı gölgelerin nail
olduğu coşkusu
Beti benzi atmış bir duvarın dibine
çömdüğüm
Duvar saksısı olsam bile solmaktan
ötesi
Düşmüşken payıma
Dualarında korunduğum İlahi Işığın
Anne kokan dizelerinde diz dize
Sözcüklerin yanıp sönen ferinde
Sadık olduğum kadar Rabbime
Saymayı unuttuğum yılların bekası
Dünün ve şafağın bekçisi
Bir kale iken sığınağım
Kalemimle yağdığım
Yağmalandığım ömrün
Güftesi gücüme gitse bile yalnızlık
Seyyah fıtratımla bir derviş misali
Zikrime eşlik eden fikrin vebali
Bir öyküden de ibaret değilken
üstelik
Binlerce öykü kursağımda takılı
Öykündüğüm hayallerim ve muradıma
Eşlik eden nasıl ki melekler ve yüce
Tanrı