Yalnızlık esareti düş geçitlerinde zaman gözlerimden aşınmayan hayaline tutuklu
Tanzim edilmemiş acılar geceden dudaklarda açılmış uçuk yarası
Püfürdeyen rüzgâr taşırken denizlerin ötesine umutları
Sesinin aşinası kulaklarım ağır yaralı
Ayak uyuşmaları, kalp sancıları imtiyaz kavgasında sökerken göğümden bir bir yıldızları, gözlerine ağlayışlarımın hıçkırıkları ak tuttu
Ve bitmedi engebesi sana gelen yolların...
Ellerimin basılmış sigara yanığında suretine ağıtlar yakıyorum
Rehabilite edilmeyen hisler revirinde rötuşlarım gözlerinde ay tutuklu, dağılıyor her seferinde kirpiklerinden süründüğüm otağım
Rulet sırasında hasretin darmadağın ederken gün kalabalığını, yüreğim çığ yankısı figanınla çürümüş dizlerini dövüyor
Rabıtası uymayan anlarım hazdan yoksun, vakit gece ve ben sana uykusuz...
Rayihasını unuttu menekşeler kirpiklerinde
Taşra tanışıklığı selamlaşmalarında yaprak dökümü baharında soldu tebessüm çiçekleri
Kubbealtı sırlarında telef oldu can, ciğer
Tuval renklerinde giydirdiğim gün dudaklarını dudaklarıma çekildi tetik
Macerası başladı yürek yangınımın ve sen bana buz dağları ben sana kül...
Zemheri mehtaptan barakaya sığınmış karanlık gibi kuytuda yosun tuttu yüreğim
Kırık sehpa ayağının kırıntıları sinmiş kalbin sularına
Konuştukça seni yarılıyor dudaklarım
Kötürüm kelimelerin infazında bezgin susmalar buğulanır iken sana açılan düş penceresinden
Yangınlar içinde üşüyorum, tir tir titrer iken hasretinden üşüdüğünü unutan kalbimin ipek atlasında sıcacık bakışların
Korkma İşlemez soğukluğum yeni açmış çiçeklerine, tutuşturmaz yangınım gözlerin ilkbaharını
ve
bilmelisin ki
ben sana ilk günkü gibi
kördüğüm ve yaralı...
25-28 Ağustos
00:16-10:02
Sudan çıkmış balık yalnızlığı.