Sabahın erken saatinde işe koyulmadan önce demli çayı yudumlarken radyodan yayılan türküyü dinlemek insana şevk veriyordu.
 
            -‘Hanım hanım radyonun sesini azıcık daha aç ‘diye yalvaran evin beyi Şemsi Yastiman ile söylüyordu.
  Süpürgesi yoncadan
Gayet beli inceden
Ben seni kıskanırım
Yerdeki kaıncadan

   Hanımda kendine değer vermeyen beye sitem etmek için alışıktır yaptıklarını sıralamaya.      
        _’ Hı hı ben saçımı süpürge ettim, kolumu da kösefi, yinede sana yar olamadım, yaranamadım. Hıı kıskanmışta, belim inceymişte… ‘.türkü onun için çalınıyor sanmış olmalı ki, söylene söylene sabahın şevkini kırdığının farkında bile değildi.
     
               Evet, sevgili hanımlar bizler göl, erkekler de sel gibidirler… Onlar didinirler, yorulurlar sel gibi rızkı eve getirirler. Ağuyu bal, balı zehir etmek, hatta tavuk gibi eşinip gereksiz yere savurmakta bize düşer… İsrafın önüne geçilemediği için, her yıl Konya ovasının kaç katı kadar buğday tarlasının hasatı kadar ekmek çöpe gitmekte. Savurganlığımız yüzünden fakirliklerinden utanmadığımız, aşağılayarak seyrettiğimiz çoluk çocuk, genç, erişkin ve yaşlı bizim insanlarımız lokmayı çöplerden toplarken, yenmemiş pideler paket paket çöplere atılmakta otel, motel vs gibi yerlerde tıka basa yeseler bile çoğu çöplerde birikmekte, devlet dairelerinde pişen yemeği beğenmeyenler saygısızca dışarıdan yemek yemekteler. Daha nelerde neler… Böyle her konuda savurgan olursak, çöp karıştırma sırası israfın ne olduğunu bilmeyenlere de gelecek. Bunu herkes bilmeli ve henüz 2 kuşak sonrası doğacak torunlarımızın hakkını gasp etmenin cezasını mutlaka çekeceğiz
.  
                     Sadece ektiklerimizi yitirmiyoruz, toprak erozyonu yüzünden her yıl Kıbrıs’ın toplam yüz ölçümünden fazla toprağımız denizlere taşınmıyor mu?          
 
            Nereden nereye atladık. Saçımızı süpürge yapıp, evin çatısını ayakta tutarken, evin bacası inceden inceye tüttüren evin hanımının  sağlıklı olması gerekmez mi?  
 
                  Evin çatısı direkler ise, insanların ki de iskelet sistemimiz yani kemiklerimiz değil mi?              
 
     Peki, hiç düşünüyor muyuz biz ayakta tutan kemik sistemimizde ne kadar kemik erimesi oluyor? Biz ne zaman sonra iki büklüm olacağız.    
 
          Macun tüpten çıkmadan, gelin kemiklerimizi korumanın yollarını bilelim. Ne macun tüpe girer nede kaybolan sağlık geri kazanılır.
 
                        Kemiklerin en büyük düşmanı osteoporoz dediğimiz kemik erimesidir. Tüm dünyada gittikçe artan ve sosyoekonomik etkileri olan, kemik kitlensin azalması ve yapısının değişmesiyle kemik kırılma riskinin artmasına yol açan hastalıktır. Bu hastalık, hem yaşlı nüfuzun artmasıyla, hem de tanı koyma yöntemlerinin gelişmesiyle son yıllarda bir hayli önem kazandı.  
 

           O halde: Osteoporoz (kemik erimesi) kemik kütlesinin azalması kemiklerin kırılganlığının artması ve daha kolay kırık oluşum riskinin olduğu durumdur. Osteoporoz eğer tedavi edilmezse ya da önlenmezse kemikler ağrısız olarak kırılana kadar ilerler. Bu kırıklar genellikle kalça, omurlar ve el bileğinde oluşur. Kalça kemiğinde kırık oluşumu genelde hastanede yatmayı ve büyük cerrahi operasyonu gerektirir ve bazen yardımsız yürümeyi imkânsız hale getirir. Bu kabiliyet kaybı bazen sürekli hal alabileceği gibi ölümle de sonuçlanabilir.

 

             Genellikle 30 yaşana kadar kemik yapımı ve yıkımı kemik kitlesinin lehine dengededir. Yaş ilerledikçe kemik yapımı ve yıkımı arasındaki hassas denge yıkım lehine bozulmaya başlar. Böylece kemik kitlesi azalır.

 
 
            Sevgili dostlar omurgalarımızda meydana gelebilecek kırıklar; boy kısalması, şiddetli sırt ağrıları ve deformitelere sebep olabilir. Biz kadınlar erkeklere göre 4 kat fazla risk altındayız.
 

           Osteoporoz için bazı risk faktörleri vardır:

          Bunlar;

          -Yaş, cinsiyet (kadınlar daha fazla risk altındadır),

         -Aile hikâyesi ve daha önce geçirilmiş kırık hikâyesi olması,

         - Beyaz ırk/ (Kafkas ve Asya kökenli kadınlarda osteoporoz riski fazladır.),

         - İnce minyon vücut yapısı, kemik yapısı ve kilo (ince kemikli ve zayıf kadınlarda risk fazladır),

             -Menapoz ve adet düzeni ( menapozdan sonra osteoporoz riski artar),( erken yaş menapoz 45 yaş altıdır)

                                                

              Beslenme ile ilgili faktörler:

            -Vitamin D ve Vitamin C eksikliği,

            -Protein eksikliği,

            -Kalsiyum ve fosfat eksikliği,

             -Yaşam stili (Kafein ,sigara kullanımı, alkol tüketimi),

            -Egzersizden uzak yaşama).

             -Kullanılan ilaçlar:

            * Streoidler,

            * Tiroid hormonu,

            *Anti konvülziyonlar,

             * Kanser Kemoterapisi,

             * Heparin).

 

                 Ve ayrıca:

            - Hipogonadizm,

             -Ooferektomidir,

            -Hiperparatiroidizim,

            -Renal hastalıklar.

 

             *Gastrointestinal sistem hastalıkları:

             -Gastrik operasyonlar,

             -Mal absorbsiyon,

               -Pankreatik yetmezlik,

              - Hepatik hastalıklardır.

 

            - Ev işi yaptığımız için hareket ettiğimizi sanmayalım -HAREKETSİZLİK                                        

            - Ve ayrıca kilo kaybı ve/ veya amenoreye neden olan AŞIRI EGZERSİZ

                    

                       O halde başımıza bir aksilik gelmeden önlem almanın yolları nelerdir:Özellikle erken osteoporozun dönemlerde hiçbir belirti vermeyeceği göz önüne alındığında, osteoporoz gelişme riski olan kişilerin,menapoz dönemindeki hanımların, ve 50 yaş üzerindeki erkeklerin, herhangi bir şikayeti olmazsa bile, bir hekime baş vurmalarında yarar vardır.Yapılacak işlem çok basit. Mutlaka BMD testi dediğimiz Kemik mineral dansimetresini ölçtürmektir. En fazla 15 dakikamızı alır.  Yoksa ister süpürge yapacak sırma lepiska saçımız olsun, isterse kolumuz olsun,  neye yarar kırık bir bedene mahkûm olduktan sonra…

 

                     Kemik ölçümüyle ilgili kavramalar:

                     OSTEPENİ: Aynı yaş, cins ve ırktaki bireyler için normal değerlere oranla kemik kitlesindeki azalmayı ifade eden klinik tanıdır.

                      OSTEOPOROZ: Kemik kütlesinde, progresif azalma ve kemik yapısının mikro mimarisinin bozulması, fraktör hassasiyetinin artması ile karakterize karmaşık, multifaktörel, sistemik iskelet hastalığıdır.

 

                   Osteoporozu önlemek için neler yapılabilir?

 

                  Öncelikle kemik yapının güçlendirilmesi önemlidir. Bunun için de en önemlisi egzersiz yapmaktır. Kaslar ne kadar çok kullanılırsa kuvvetlenir ve gelişir; kemikler ise onların üstüne ne kadar ağırlık verilirse o kadar gelişir.

 

                İki tip egzersiz önemlidir:

 

                -*Ağırlık taşıyan ve direnç egzersizleri.

               -Ağırlık taşıyan egzersizler de ayak ve bacaklar vücut ağırlığını taşır.   Yürüyüş, merdiven çıkma, dans etme gibi. Asansör kullanmaya paydosss.

 

                -*   İkinci tip egzersizde ise kaslar kullanılarak kas kütlesi ve buna bağlı olarak kemikler geliştirilir. Ağırlık kaldırma gibi…

 

                    Osteoporozda koruyucu olarak en önemli nokta hangi yaşta olursa olsun düşmenin önlenmesidir. Bunun için evde, yaşanılan yerde zeminin düz ve kaymaz bir madde ile kaplanmış olması, yerde halı kıvrımı, elektrik kablosu olmamalıdır, mobilyalar alışık olunan yerlerinde tutulmalı, banyoda zeminler kaymaz madde ile kaplanmalı, duvarlarda tutunmak için tutamaklar olmalıdır. Evlerin girişi, merdivenler iyi aydınlatılmalı ve gereğinde gece lambası yakılmalıdır. Mutfakta da ıslak zemin olmamalıdır ve merdivenler içinde aynı önlemler geçerlidir. Ayaklarda ayağa uygun, ayağı saran ortopedik ayakkabılar tercih edilmeli ve alkol kullanılmamalıdır.

 

                      Osteoporozu önlemede kalsiyum desteği önemlidir ancak tek başına önlemez veya tedavi etmez. Kalsiyum kemiklerin yapısı için önemli rol oynar. Tavsiye edilen günlük Kalsiyum miktarı 14-18 yaş arası için 1300 mg/ gün iken 19-30 yaş için 1000, 31-50 yaş için 1000, 51-70 yaş için 1200 ve 70 yaş için 1200 mg/gün’dür.

 

                   Vitamin D ise kalsiyum absorbsiyonu ve kemik yapının sağlamlığında rol alır. Kalsiyum absorbsiyonu ve vitamin D arasındaki ilişki kapı kilidi ile anahtar arasındaki ilişkiye benzer.Vitamin D kilidi açan anahtar pozisyonundadır; kalsiyumun barsaklardan ayrılmasına ve kan akımına girmesine neden olur. Vitamin D böbreklerde kalsiyumun geri emilimine yardım eder. Vitamin D vücudun güneşlendirilmesiyle deride üretilir. Güneş kremi kullanmadan haftada 2-3 kez 10-15 dakika güneşlenmek yeterlidir. Yaş ilerledikçe deride vitamin D yapımı azalır. Gıdasal olarak yumurta, deniz balığı ve karaciğer Vit.D açısından zengindir. Günlük 400-800 IU/ gün yeterli dozdur. Osteoporoz tedavisinde çeşitli gruplarda ilaçlardan da faydalanılmaktadır. İlaç tedavisinin başlanması ve takibi uzman doktorlar tarafından yapılmalıdır.

 

                     Erkekler kadınlardan daha şanslılar. Çünkü kemik erimesi nadir olur.Genelde erklerde kemik  erimesinin nedenleri bazı sistemik hastalıklara ve uzun süreli kortizon kullanmaya bağlı olur.genellikle belirti verebilirde vermeyebilirde.

 

                     Yaşlanmak, bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğumuz artar. Nefesimiz daralır ama görüş açımız genişler. AMA YİNEDE YAPMANIZ GEREKENLER İÇİN ACELE EDİN.(Samuel Ulman)

 

                        Gülmenin KDV si olmadığı gibi, güneş de bedava değil mi? Gülelim dostlar güllelim, onca acılarla dolu dünyada, gülemezsekte suskun dudaklardan bir tebessüm yayılsın yıkık han duvarlı gönüllere… 

( Süpürgesi Yoncadan başlıklı yazı Ümran ÖZLÜK tarafından 22.06.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu