Vadide saklı bir yer:
Buğuyla perdelenen şu çizgideki heykel!
Ne sen sor üstadım
Ne dilim varsın anlatmaya
;

 

 


Tabancasından sıktığı, topraktı çocuğun
Ölüm değmeyecek sanıyordu tenine
siy
ah adam
Beyaz gömleğindeki düğmeyi göstererek konuştu:
"Bak, Elmas!
Bununla yüz tılsımlı can daha senin olur."
Püskürüyordu oysa dalgalar arasından toprak
Hiddetlendi çocuk, titriyordu parmakları
Dedi ki: " Annem... Onu istiyorum"
Kara adamın saçları
beyaz
 oldu
Teni beton
Tüyleri uzadı dal gibi
Öyle ki yetişemiyordu göz
leri;
Mazide salkımı büyüyen fidanlığın
Devrilmiş sehpasına.
Elmaslar küçüldü, pire gibi zıpladı bedeninden
Kaskatı kesildi siyah
 adam
Çocuğun parmaklarından düştü tabanca
Toprak yön değişti: "Hayır!" dedi
Bilemezdi ki çocuk, elinde tuttuğu oyuncak
Siyah adamı kucaklayacak


 

Asırlar sonra bu beldeden geçenler
Bilmiyordu ki, kireç tutmuş şu beton
O siyah
adamın gövdesidir

 

 
                                Halime Erva KILIÇ
( Siyah Adam başlıklı yazı yagmur-kilic tarafından 16.09.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu