hissedilmeden yazılmış bir şiir gibi yavan
düşünülmeden söylenmiş bir söz gibi eğreti
terzide unutulmuş bir elbise gibi sahipsiz
çok çocuklu bir ailenin ciddiye alınmayan küçük çocuğu gibi dışlanmış
ve hiçbir yolcunun uğramadığı, üzerinden geçmediği bir köprü kadar ıssız
….dı aşk!


sen şimdi
en ücra tenhalığından kalkıp
gelip en ücra kıyısında unuttuğu aşk’ı
bulup diriltmeye kalkacaksın


muhakkak;
kaçırdığı bütün balonları kurtarıp
ve muhakkak
sonra yeniden gökyüzüne salacaksın


yapma kahır ekiyorsun
yapma keder içi(ri)yorsun
yapma sebebi oluyorsun
yapma onu öldürüyorsun


eyy uykusunda can çekişen zat !
bırak en ücra kuytuda kalsın aşk


zifiri bir ay doğuyor işte bak!
ateş böceklerini al da gel
ve aşktan arın da gel
kırmızıya boyanalım
şafak kaçtı burada
u/yanmak için
taze sabaha
şimdi erken
çok erken
erken
daha
...

 

fulya/ocak2011

( -ücra- başlıklı yazı Fulya Codal tarafından 3.02.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.