...


‎’İnsan, bir an önce kargaşasını,
kendine anlam veren bir düzene çevirmezse,
yıldız doğurtamazsa karanlığına,
yok olacaktır.’

Friedrich Nietzsche









bırak onu olduğu yerde
dön ve geride unuttuklarına bak
çürüyen ömrüne 
uçup giden avare günlere
mızıkadan çıkan sesin hüznüne
düşün ve hayıflan

kimse zuhur etmiyor
böyle yarılınca için
öyle geveze ki dilin
keşke diyorsun keşfedemediklerin için

kalbin
siyaha aşina yurdunda sallanıyor
sonra kavi bir keder kaplıyor duvarların soğuk yüzünü
kadim ölümler peydahlıyorsun çatlayası beyninde

sen en çok kendine ölüyorsun
bekliyorsun ki geçecek
bekliyorsun ki gelecek
’gelecek de bir gün geçecek’ çok sonra

öteleri öteliyerek anın hevesine koyuluyorsun
yazarken her şey kolay
yaşarken yangın
-bağışlanıyorsun-

her yangından sağ çıktığına şaşırıyorsun
ama iltihaba meyilli yanıkların 
giyindiğin güç maskelerinin altında sızlıyor 
acının duvağını kaldırıp ah’ından öpüyorsun

bir yaşamak tutturmuş gidiyorsun
kaç ninni söylüyorsun rüyalarına
kaçını aklında tutup uyuyorsun
kaç masal avutuyorsun koynunda

denize düştükçe yılana öykünüyor
tüm soğukkanlılığınla dünyayı yutmak istiyorsun
serseri olup her şeye kafa tutmak 
şamatacı kalabalığın arasından
ustalıkla süzülüp sıyrılmayı diliyorsun

al sana siyah beyaz bir fotoğraf
_____________________________

pencereden hayatı izleyen devler
sen sokakta ip atlayan çocuk
-ispat isteme artık; inan-
aynan kırık görmüyor-mu-sun

______________________________










fulya/aralık2011


( Kadraj başlıklı yazı Fulya Codal tarafından 25.01.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.